HANGİ ÜRÜNLER GDO LU OLABİLİR?
Pek çok GDO’lu ürün var;
Mısır, patates, domates, pirinç, soya, buğday, kabak, balkabağı, ayçiçeği, yer fıstığı, bazı balık türleri, kolza, kasava, papaya.
Bunların dışında çalışmaların devam ettiği ürünler var;
Muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun, karpuz, kanola.
Üretimi sırasında GDO kullanılmış pek çok ürün var,
Mısır ve soya genleri ile oynanan ürünlerde ilk sırayı aldıklarından bu bitkilerden üretilen yan ürünlerin de GDO’lu olma riski var.
Mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu, sakaroz, fruktoz içeren gıdalar günlük tüketim maddeleri arasında yer alıyor. Örneğin; bisküvi, kraker, kaplamalı çerezler, pudingler, bitkisel yağlar, bebek mamaları, şekerlemeler, çikolata ve gofretler, hazır çorbalar, mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvansal gıdalar ile pamuk GDO’lu olma riski taşıyor.
Sadece mısırdan üretilen ve çeşitli gıdalarda bileşen veya katkı maddesi olarak kullanılan yan ürün sayısı 700'ü, soyadan üretilen türevlerinin sayısı ise 900'ü buluyor. Yani bu yan ürünleri içeriğinde kullanan her bir işlenmiş ürünün GDO'lu olma riski bulunuyor.
Türkiye'de Denetim Yok! GDO’lu tohum yasaklanmış olsa da bu tip ürünlerin ithalatının kontrolü yok ve girişler sadece beyana dayalı...
Gen aktarılmış ürün yetiştiriciliği yasak, Bakanlık kontrollü olarak bazı sahalarda GDO lu bitki yetiştiriciliği yapıyor.
GDO içeren ürünlerin Türkiye'ye ithali serbest.
Türkiye'de GDO içeren ürünleri satılma riski çok yüksek. Çünkü bu konuda yasal düzenleme yok. Riski en yüksek olan ürünler içeriğinde mısır ve soyadan elde edilen yan ürünleri içerenler. Çünkü Türkiye mısır ve soya ithalatının büyük bölümünü, en büyük GDO lu mısır ve soya üreticileri olan ABD ve Arjantin'den alıyor.
Gıda Seçiminde Nelere Dikkat Etmeli
Maalesef ürünleri dış görünüşünden anlamaya imkan yok. Bu nedenle riski azaltmak gerek. Yukarıdaki "Hangi ürün GDO’lu olabilir ?" bölümünü iyi okuyun. Böylece risk gruplarını tespit edersiniz.
Organik ürünler yemeye dikkat edin. Bu ürünlerin üretiminde ekolojik sertifikalı tohumluk kullanılır.
Her organik veya ekolojik denen ürüne itibar etmeyin. Mutlaka sertifikasını görmek isteyin. Alışveriş yaptığınız marketlerde organik ürün talep edin. Gıdaları mevsiminde tüketin. Mevsimi dışında yetiştirilen sebze ve meyveler için doğal olmayan zorlama yöntemler kullanılmaktadır. Doğal yöntemlerin kullanılmadığı seralarda çok fazla tarım ilacı kullanıldığını da unutmayın.
Gıdalarınızı yerel olanlardan seçin. ABD veya Arjantin gibi dünyada en çok GDO üreten ülkelerden gelen ürünlerin GDO’lu olma riski yüksek. Ülkemizde üretilen ve kaynağını bildiğimiz ürünler tüketerek yerel çeşitlerin korunmasına da katkıda bulunun.
Bundan çok değil daha birkaç yıl önce, çarşıya pazara meyve-sebze almaya çıktığımızda aklımızın ucundan bile geçmezdi bu tür GDO tarzı şüpheler.. Annelerimiz, babalarımızın verdiği pazar haçlığını daha pazara gitmeden kafasında hesaplar, yetirebilme çabalarıyla pazardan dönerdi..
Dönüşte eğer içlerinde çürük bir sebze yada meyve çıkarsa pazarcıya bir güzel sayar, vahlaya tühleye o anını heba ederdi.
Annelerimizin çok fazla düşüneceği şeyler değildi bu sağlıksız meyve-sebzeler.. Onlar sadece geçinmenin, ay sonunu getirebilmenin, çocuğu iyi veya kötü bir şekilde okutup adam edebilmenin telaşından başka çok dertleri olmazdı..
Günümüze dönersek; artık annelerimiz sırayı bize verdi.. Düşünecek, dert edecek o kadar çok konu kaldı ki bize.. Artık ne biliyoruz ay sonunu nasıl getirebileceğimizi, ne biliyoruz yediğimiz her şeyin ne kadar sağlıklı olabileceğini, ne biliyoruz akşama bir araya gelebileceğimizi..
Dünya çok olumlu yönde ileriye doğru gitmese de kaybetmediğimiz bir tek şey var ki ; o da umudumuz..
Daha sağlıklı ve daha güzel günler var ilerde, kaybetmedik umudumuzu.. kaybetmeyeceğiz..