Ayasofya'nın açılmasından her mümin gibi ben de mutlu oldum. Ama biz her zaman formelden ziyade özü mevzu ettiğimizden bilinmesini isteriz ki: Alem-i İslam'ın İstanbul'daki Ayasofya'dan ziyade gönüllerindeki Ayasofyaları açması gerekmektedir.
Cemiyetimizde bir salgın hastalık gibi yayılan kin, nefret, haset, gıybet, iltimas gibi günahlar zirve yapmışken, toplumumuzun kahir ekseriyeti kapitalist dünyanın itaatkâr birer kuklaları olmuşken, her geçen gün hızla Kuran’dan ve Sünnet-i Resulullah’dan uzaklaşırken, Hz Peygamber'in çağları aydınlatan yüksek ahlakı ile uzaktan yakından ilgimiz kalmamışken, insanlarımız cemaatine, tarikatine, partisine verdiği önemin yüzde beşini bile inandığı dinine yani İslam’a vermiyorsa, vatan millet, bayrak sevgisi ve hassasiyeti depreşmiyorsa ki durum ortadadır, hal böyle olunca da şahsi görüşüme göre Ayasofya’nın açılması uzun yıllardır biriken gazımızı almaya yönelik bir durumdan başka bir şey olmasa gerek…
Biraz daha somutlaştırırsak;
*Uyuşturucu kullanım yaşı 10-12’li yaşlara düşmüşse,
*İnsanlar tavuk gibi öldürülüyor, minicik körpe sabilere tecavüz eden soysuzlar hapishanelerde besleniyorsa
*Çooook akıllı cep telefonları yarınlarımız olan gençliğimizi ele geçirmişse,
*Kul hakları peynir ekmek gibi yenilerek üstüne gevrek bir ses tonuyla geğirilebiliyorsa;
*3.5 yaşındaki tecavüze uğrayan çocuğun çığlıkları arşı kaplıyorsa;
* AB ülkelerinde yüzde 21 olan kitap okuma oranı, Türkiye'de sadece yüzde 0.01. ise;
*Ülkede maddi manevi boşluklar sebebiyle depresyon hapları tüketiminin trendi her geçen gün artıyorsa;
*İntiharlar artmış, bunalımlar, cinnet geçirmeler şehirlerden kırsala kadar uzanmaya başlamışsa
*Ekmek israfı yılda 450 bin tonlara ulaşmışsa,
* Sigara, alkol, nargile gibi alışkanlıklar süt tüketimini sollamışsa;
*Dindarlar! da dahil toplumun büyük bir bölümünün uyutulup uyuşturulmaya yönelik dizileri, televoleleri, survivorları, evlilik programlarını, horuldatıcı bol hikâyeli din-cin yayınlarını izleme oranları günden güne artıyorsa;
*En dindarımız bile imam hatip lisesinin edebiyatını yaparken çocuğunu kolejlere veriyorsa;
Birbirimize polyannacılık yapmayalım, toplumun gidişatı iyi değildir. Ciddi anlamda toplumuzda ahlak yozlaşması vardır. Diğer taraftan yurdumuz üstünde kara bulutlar gibi deveran eden iç ve dış tehditler de ortada iken bizim Ayasofya'yı ibadete açmaktan ziyade okuyan, sanayisini kendi üreten, bilgili görgülü bir cemiyet oluşturmaya, pamuk ipliği gibi büyük bir anomizasyon geçiren toplumumuzu müspet anlamda ahlaki yönden değiştirip dönüştürmeye ihtiyacımız bulunmaktadır...
Yarın bir gün Irak'a sözde demokrasi getiren zorbalar, mutlak kankası olan siyonistlerle ülkeye fiili bir tasallutta bulundukları zaman ne bizim Ayasofya'da yükselttiğimiz ezan ne de Bartholomeos'un çanları bizi kurtaramaz....Dost acı söyler ama durum bundan ibarettir....Aşkettin Hoca yine uyarmış olsun....
Son cümle: İslam aleminin özellikle de Türkiye'nin İstanbul'daki taştan mükevven (oluşan) Ayasofya'dan ziyade gönüllerindeki Ayasofya'yı harekete geçirmesi iktiza etmektedir. (gerekmektedir)
Not: Bazı fesatlar hemen farklı yerlere çekebilir diye bir açıklama yapmam gerek, tüm olumsuzluklara rağmen Ayasofya gibi ecdad yadigârı bir eserin ibadete açılması ve ezanımızın orada şahlanması beni de mutlu etti. Sizin anlayacağınız ben dinsiz bir müftü değilim. Mümin ve muvahhid bir müftüyüm. Sadece vitrinize diğer tabirle camekanize işleri sevmem. Doğruları hesapsız kitapsız söylerim. Bunu da bana festekım kema ümirte (Emrolonduğun gibi dosdoğru ol) fermanının muhatabı Aziz Peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.v) öğretti...Allah cennetinde hakiki müminleri Ona komşu eylesin.
Ayasofyanın açılışı hayırlar getirsin inşaallah , Allah'ın sevgisi üstünüzden eksik olmasın değerli okurlarım.
Adnan Zeki Bıyık-Kırklareli Müftü Yardımcısı
23.10.2016