Pakistanlılar ayrılırken birbirlerine “Allah Hafiz” yani “Allah seni korusun” diyorlar. Arapça kökenli bir kelime olan hafıza “koruma” anlamına geliyor. Hafızamız garip bir yapı. İstediği anıyı/olayı seçiyor kaydetmek için ve hiçbir dahlimiz yok bu seçimde. Gelin sizlere hafızamızın “kafasına göre” kaydetmesi realitesini örnekleyen 20 küsür sene öncesine ait bir anımı paylaşayım.
Bir Cumartesi gecesi evde oturuyordum tek başıma. Telefon çaldı. Açtım. Karşımdaki kişi bana Mehmet Ulutaş’ı soruyordu İngilizce. Hem İngilizcesinden hem de normal bir Amerikalı gibi “Ulutas” yerine “Ulutaş” demesinden anlamıştım. Kayserili bir başka Mehmet Ulutaş varmış. Rehberden bulduğu telefonumu Kayserili arkadaşı Mehmet Ulutaş olduğunu zannederek aramış. Aradığı kişinin ben olmadığımı anladı hemen. Ama biz sohbet etmeye devam ettik. Adını sordum doğal olarak. İsmi tanıdık gelince “Abi siz Türkiye’de meşhur biriydiniz değil mi” diye sordum. O da “Hayır değildim” dedi. Ertesi gün beraber kahvaltı yapmak üzere sözleştik ve Miami Beach’te kaldığı otelde buluştuk. Kendisini görür görmez bir gazetenin magazin bölümünün alt köşesindeki bir haber geldi gözümün önüne. O haberdeki kişi ile buluştuğum kişi aynı kişiydi. “Abi sizin kim olduğunuzu buldum” deyiverdim. O da bana “Sen dün gece de bilmiştin” dedi.
Sonrasında ahbap olduğumuz bu kişi ünlü bir sanayicinin eski damadıydı. Hatırladığım gazete kupürü ise o zaman hala evli olan bu karı-koca’nın bir restoran çıkışı çekilmiş fotoğrafıydı ve en az 10-15 sene öncesine aitti. Haber adiyattan bir magazin haberiydi, kıymeti harbiyesi yoktu ve hafızamda yer etmeyi hakeden bir dramatik tarafı da yoktu. Ama yine de hafızamdaydı ve günü-saati gelince işe yaramıştı. Bana o gazetedeki başka bir haberi sorsanız hatırlayamam.
Çok değişik hafıza türleri var. Kur’an hafızı olmak, sure ezberlemek veya beğendiğimiz bir şiiri veya hikayeyi hafızamıza kaydetmek bir emek istiyor. Emek miktarı kişinin ezberleme kapasitesine göre değişiyor.
Her şeyi hatırlayıp kaydeden fotoğraf hafızası (photographic memory) sahibi olanlar var. Bu durum çok nadir olmak ile birlikte sadece henüz zihni gereksiz şeylerle doldurulmamış ve safiyetini koruyan çocuklarda olabiliyor. Fotoğraf hafızası olduğu ispatlanmış yetişkin yok.
Bir de “tüzel hafıza” denilen bir tür hafıza var. Her büyük şirket ve holding bünyesinde mutlaka emektar eleman bulundurur. Tecrübe ve vefa elbetteki önemlidir ama veteran eleman çalıştırmanın çok önemli bir faydası daha vardır. Emektar eleman çalıştığı süre içerisinde gelişen olayların, yapılan alım-satımın, alınan kararların ve kısacası şahit olduklarının ne için, ne zaman ve hangi saiklerle yapıldığını hatırlar. O yüzden şirkette geçmişe dair bir olay yeniden gündeme geldiğinde o kişiye başvurulur. O veteran eleman olayların sizin bilmediğiniz ve şahit olmadığınız yönlerini anlatır ve vereceğiniz karara direk etki edebilir.
Hayatımızı sürdürmek için çok ehemmiyetli olan hafızamızı yiyip bitiren bir hastalık var. Eskiden ileri yaşlara gelince başa gelen ve “hafıza kaybı” veya “bunaklık” olarak geçiştirilen, çağımızın bence en korkunç hastalıklarından biri olan Alzheimer artık aramızda. Yakınlarımdan Alzheimer hastası olduğu haberi gelmesi oldukça çoğaldı. Her ne kadar bu hastalık hakkında çok ciddi çalışmalar yapılmakta olsa da henüz bir “ilaç tedavisi” keşfedilmiş değil. Bırakın ilaç bulmayı hastalığa neyin sebep olduğu bile tam olarak bilinmiyor. Sadece bazı teoriler var. Uzmanlar bu hastalığın ileride çıkması riskini ve hale hazırda varsa ilerlemesini azaltacak bazı önerilerde bulunuyorlar. Bu tedbir ve tavsiyeler şöyle sıralanabilir:
- Balık yiyin bolca. Balık etinde bulunan DHA tipi Omega-3 yağ asitlerinin hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı görülmüş. Düzenli balık yiyemiyorsanız DHA oranı yüksek Omega 3 tabletleri alabilirsiniz takviye olarak.
- Bulmaca çözün ve kısa bilgisayar oyunları oynayın. Beyninizi ne kadar uyanık ve aktif tutarsanız Alzheimer hastalığı riskiniz o kadar azalır.
- Meyve suyu için. Yapılan araştırmalara göre günde üç defa meyve suyu içenlerde Alzheimer riski %76 azalmış. Meyve sularında bulunan vitamin, polifenol ve antioksidanların bunu sağladığı düşünülüyor. Ama şeker oranı düşük ve taze sıkılmış meyvelerden bahsediyoruz.
- Kahve ve çay için. Antioksidan dolu olan kahve ve çay Alzheimer riskini %76 azaltıyor. Tabii ki çok geç saatlerde içip uykunuzu kaçırtmamak şartıyla.
- Zayıflayın. Araştırmalara göre şişmanlarda Alzheimer riski zayıflara nazaran çok daha yüksek.
- Sigara ve içkiden uzak durun.
- Egzersiz yapın. Yürüyün, koşun, yüzün ve aktif olun.
- Meditasyon yapın. Meditasyon veya İslami versiyonu olan “zikir” yapmak kan dolaşımını geliştiriyor ve beyne giden kan akışını arttırıyor.
- Güneşlenin. D vitamininin Alzheimer hastalığını başlattığı düşünülen amiloid plaklarının beyinden temizlenmesini sağladığı görülmüş. Eğer bedava D vitamini almak istiyorsanız bol bol güneşlenin. Tabii ki güneşten koruyan kremler eşliğinde.
- Düzenli uyuyun. Her gece asgari 7 saatlik uyku melatonin seviyesini düzenliyor. Odanızdaki tüm ışık kaynaklarını örtün kesintisiz bir uyku için.
- Şekeri oldukça azaltın. Fazla şeker diabet ve obeziteye sebep olduğu gibi Alzheimer’a da sebep olduğu düşünülüyor.
- Glutensiz gıda tercih edin.
- Aktif bir sosyal hayatınız olsun. Eşinizle, dostunuzla, akrabalarınızla sık sık bir araya gelin ve sosyalleşin. Kendini inzivaya çekmiş ve yalnız yaşayanlarda Alzheimer hastalığının başlama yaşının düştüğü düşünülüyor.
- Akdeniz Diyeti yapın. Çok sebze ve az et tüketin. Doymuş yağlardan ve tatlılardan uzak durun. Yaban mersini, ıspanak, marul, karnabahar, brokoli, kabak, kuşkonmaz, domates, havuç, pancar, bezelye, nohut, mercimek, ceviz, kinoa, kabuklu kuruyemiş, zeytinyağı, zerdeçal, tarçın gibi yüksek antioksidan ve/veya Omega 3 içeren meyve, sebze ve baharatlardan bolca tüketin.
Daha önce de belirttiğim gibi bu menfur hastalığın henüz çaresi bulunmadı. Şu ana dek bulunan ilaçlar sadece hastalığı yavaşlatmaya yarıyor. O yüzden sağlıklı ve dengeli bir diyet sadece Alzheimer için değil kaliteli bir hayat yaşamak için de şart. Ah şu abur cubur illetinden bir kurtulabilsek her şey çok güzel olacak!