Gazetelerin internet sayfalarındaki ideolojik sunumlar objektif yayıncılığın önünde bir engel olarak durmaktadır. Bütün medya kuruluşları objektif ve tarafsız haberciliği bir slogan haline getirip kendilerini objektif yayın yapan medya kuruluşları olarak sunsalar da yayın içerikleri hiçte öyle gözükmemektedir.
Medya organlarının yayın içeriklerine baktığımızda bunu çok rahat gözlemleyebilmekteyiz. Yayınlardaki ideolojik sunumlar başörtüsü ve tesettür konusunda daha fazla kendini göstermekte ve ideolojik sunumların dozu bu tür yayın içeriklerinde daha da artmaktadır. Bunun son örneğini ayvalıktaki bir okulda tesettürlü kıyafetiyle habersizce görüntülenen genç öğretmenin başına geldi.
Ülkemizin önde gelen gazetelerinin internet sayfalarında yayınlanan haberin başlığı bile haberdeki ideolojik sunumun göstergesi niteliğinde. Başlık şöyle : “Tesettürlü öğretmen tepki çekti”
Başlığa baktığımızda temel bir insan hakkı olan tesettürün tepki çeken bir argüman olarak sunulduğunu görmekteyiz. Olayın ayrıntılarının verildiği spot kısmı ideolojik sunumun doruğa çıktığı bölümdür. Öyle ki spotta, öğretmenin, isminden görevli olduğu okula, branşından okula hangi sebeple tayin edildiğine kadar her türlü bilgi ifşa edilmektedir. Adeta öğretmen hedef gösterilmektedir. Bazıları habercilik kuralları gereği olaya ilişkin bu bilgilerin açıkça verilmesini savunabilir ama haber bu tür bir gazetecilik saikiyle yapılmış değil. Çünkü haberi yapanlar aynı tutumu, tepki gösterildiği söylenen veliler konusunda göstermiyor ve velilerin kimler olduğuna dair hemen hiçbir bilgi sunmuyor. Bu durumda ya tepki gösteren veli yok, haberi yapanlar bunu uyduruyor demektir. Ya da bu durum öğretmenin hedef gösterildiğine dair güçlü bir işarettir.
Ayrıca spotta yer verilen ‘Türkçe öğretmeni Elif Kısa’nın okula tesettür kıyafetiyle gelmesi bazı velilerin tepkisini çekti’ ifadesi yer almaktadır. Bu ifade okulun tesettürle girilebilecek bir yer olmadığına dair örtük bir anlam içermektedir. Buradaki bir başka örtük anlam ise şudur; Okul bilimin ve bilimsel gerçeklerin işlendiği, bilimsel gerçeklerin ele alındığı yerlerdir. “Tesettür dinin bir gerçeğidir. Bilimin gerçeğinin işlendiği bir yerde dine dair bir şey orada yer alamaz” bu anlam inşası örtük olarak haber spotunda ustalıkla inşa edilmektedir. Bu tür bir anlam inşası aynı zamanda ideolojik bir üretimdir. Spottaki aynı cümle ile inşa edilen bir başka anlam ise şudur. Okul gibi bilimsel gerçeklerin olduğu yerlerde dine dayalı her hangi bir gerçek kendine yer bulmak istiyorsa buna tepki gösterilmelidir.
Haberdeki ideolojik tutum haber metninde de devam ediyor. Başlıkta ve spotta velilerin tepki gösterdiği ifade edilirken bu tepkinin ne olduğu konusunda her hangi bir bilgi bulunmamaktadır. Haberde sadece bazı velilerin ilçe milli eğitim müdürüne konuyu aktardıkları söylenmekte fakat velilerin tepkilerinin ne olduğuna dair bir bilgi sunulmamaktadır. Veliler tepki olarak öğrencileri okuldan almışlar mı? Yoksa veliler ilgili derse öğrencilerin girmesini engellemişler mi? Ya da tepki olarak bir yürüyüş, bir eylem yapılmış mı? Şeklinde her hangi bir bilgi okuyucuya sunulmamaktadır. Bir başka hususta başlık velilerin tepkili olduğu ifade edilirken haber metinde bu durum tepki olarak değil rahatsızlık olarak veriliyor. Yani başlıktaki anlam inşası haber metninde yumuşatılarak veriliyor. Ayrıca belirttiğimiz gibi bu rahatsızlığın ne olduğu, tepkinin ne olduğu dile getirilmiyor. Tepki gösteren veya rahatsızlık duyan velilerin kimler olduğuna dairde bir bilgi bulunmuyor. Ayrıca veli görüşlerine de yer verilmiyor. Ortada kim oldukları belli olmayan veliler ve bu kim olduğu belli olmayan velilerin gösterdiği tepki var. Bu tepkininde aynen veliler gibi ne olduğu belli değil. Burada akıllara şu soru geliyor. Acaba haberi yapanlar hayali veliler ve hayali tepkiler mi üretiyor?
Haberde, tesettürlü öğretmene karşı rahatsızlığı dile getiren özneler mevcut ama bu özneler tepki gösterildiği söylenen veliler değil tesettür ve baş örtüsü konusunda negatif tutumu ile bilinen bir sendika yetkilisinin görüşleridir. Objektif gazetecilik kriterleri açısından baktığımızda haberde, tesettürlü öğretmene gösterilen tepkinin sendika tarafından gösterilmiş olduğu dile getirilmeliydi. Yani haberde tepki verenin sendika olduğu haberde işlenmeliydi. Fakat haberde öyle yapılmayıp tepki veliler üzerinden okuyucuya duyurulmuştur. Haberde tesettüre negatif tutumuyla bilinen sendikanın tepkisi dile getirilse haberin etkisi minimal düzeyde kalacaktı. Haberi üretenler, bunun farkında olduklarından sendikanın tepkisini veliler üzerinden yansıtarak haberin etkisini artırmaya ve haberde örtük olarak inşa edilen ideolojik anlamı örtmeye ve meşru kılmaya çalışmaktadırlar.
Haberdeki ideolojik sunumlar ve ideolojik anlam inşaları bununla sınırlı değil. Örneğin, sendika yetkilisi tesettürlü öğretmenin derse tesettürlü bir şekilde girmesini temel bir insan hakkı yada bir özgürlük olarak görmüyor ve bunu ilerde oluşabilecek bir baskının kaynağı olarak yansıtıyor. Ayrıca tesettürlü öğretmen yine aynı söylemle suç işleyen biri olarak sunuyor. Haberde sendika yetkilisinin söylemi ile tesettürlü öğretmen suçlu, tesettürde bir şuç unsuru olarak sunuluyor. Haber bu yönüyle manipülatif etkiye de sahip.
Ülke basını umarım bu tür ideolojik sunumlardan olabildiğince sıyrılır ve kamuya olabildiğince objektif haberlerle aydınlatır…
Haber metninin tamamı şu şekildedir… Habere bakarak söylediklerimizi test edebilirsiniz…
“Tesettürlü öğretmen tepki çekti”
BALIKESİR’in Ayvalık İlçesi Küçükköy Beldesi’ndeki Macit Ataklı İlköğretim ve Ortaokulu’na bir süre önce eş durumundan atanan Türkçe öğretmeni Elif Kısa’nın okula tesettür kıyafetiyle gelmesi bazı velilerin tepkisini çekti.
Erzurum’un Aşkale İlçesi’nden geçen cuma günü eş durumu nedeniyle Küçükköy Beldesi’ndeki Macit Ataklı İlköğretim ve Ortaokulu’na atanan Türkçe Öğretmeni Elif Kısa’nın, okula tesettür kıyafetiyle gelip derslere bu şekilde girmesi bazı velilerin tepkisine yol açtı. Elif Kısa, giyimiyle ilgili konuşmak istemezken, durumdan rahatsız olan bazı veliler, konuyu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne aktardıklarını dile getirdi.
Okul Müdürü Mehmet Rauf Gürleyük açıklama yapmazken, İlçe Milli Eğitim Müdürü Erkan Bilen ise konuyla ilgili bilgisinin olmadığını dile getirdi. Bilen, "Türk Eğitim-Sen’in ülke genelinde aldığı bir karar uyarınca, okullara serbestkıyafetle gitme uygulaması var. Öğretmen arkadaşımız aynı sendikaya kayıtlı olduğu için bu kıyafetle derslere giriyor olmalı. Bizim için kılık kıyafetten çok bir öğretmenin öğrencisine katma değer olarak vereceği önemlidir" dedi.
Eğitim-İş Ayvalık Baş Temsilcisi Nahil Filiz ise, okullarda öğretmenlerin serbest kıyafetle derslere girmesine ilişkin bir yasa tasarısının hazırlandığın ancak, Elif Kısa’nın suç işlediğini öne sürdü. Filiz, "Eğitim-İş olarak biz bu durumu kabul etmiyoruz. Yapılanın kasıtlı bir davranış olduğunu düşünüyoruz. Bugün buna ’Özgürlük’ diyorlar ama bu özgürlükler bir süre diğer öğretmen ve vatandaşlara baskı olarak yansıtılıyor" diye konuştu.