Başbakan Erdoğan dertli! "Kandil'deki adama inanıyorlar da bana inanmıyorlar" diye dertleniyor ve bu durumu gaflet ve dalalet olarak nitelendiriyor!
Doğrudur ortada böyle bir sorun var!
Kandil'deki adam "Görüştük" deyince herkes inanıyor ama Başbakan "Hayır görüşmedik" deyince pek inandırıcı olmuyor!
Bu halin gaflet ve dalalet olarak tanımlanması bize işin kolayına kaçmak gibi geliyor!
Böyle bir işin kolayına kaçılacağına, "İnsanlar niye Kandil'deki adamın sözüne itibar ediyor da benim sözüme itibar etmiyor" diye düşünülse ve ortaya çıkan güven sorununun giderilmesi için çözüm yolu aransa daha doğru olmaz mı?
Başbakan Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi ortada bir güven sorunu var!
Ülke insanının bir kısmı Başbakan Erdoğan'ın sözüne inanırken bir kısmı da inanmıyor!
Başbakan'ın sözüne inanmayanları gaflet ve dalalet içinde bulunmakla suçlamak yerine neden inanmadıklarını araştırmak bize daha makul ve mantıklı geliyor!
Başbakan ile bu kesim arasındaki güven sorununu ortaya çıkaran nedenler tespit edilebilirse sorunun halli elbette kolaylaşacaktır!
Başbakan'ın sözüne inanmayanlar içinde körü körüne kendisine karşı olanlar bulunabileceği gibi farklı nedenlerle güven sorunu yaşayanlar olabilir!
O farklı nedenler belirlenebilir ve o nedenler ortadan kaldırılırsa o zaman Başbakan'ın dediklerine inananların sayısı da arttırılabilir!
Mesela Başbakan'ın yakın çevresinden, mesai arkadaşlarından gelen kimi açıklamalar Başbakan'ın sözlerine olan güveni sarsıyor olamaz mı?
Başbakan bir şey hakkında yok derken, onların bu yok sözünü sıfırlayan beyanlarda bulunmaları vatandaşın aklını karıştırıyor olamaz mı?
Kabul etmek gerekir ki, Kandil'deki adamın sırtında yumurta küfesi yok!
Aklına eseni söyleyebiliyor ve rahatlıkla gündem oluşturabiliyor!
Başbakan ise aynı rahatlık içinde değil! Keşke daha rahat olabilseler ve Kandil'deki adamlar yerine gündemi kendileri belirleyebilseler!
O zaman vatandaşın aklı karışmayacak ve Başbakan tarafından dile getirilen konulara daha bir inanacaktır!
Bir de güven sorununu ortadan kaldırmak için hükümet-devlet ikilemi içine hiç girilmemeli diye düşünüyoruz!
Bize göre devlet bazı şeyler yapar, hükümet buna karışmaz gibi bir yaklaşım ortaya çıkan güven bunalımında bir hayli etkili oluyor!
Evet, netice itibarıyla kimi vatandaşlar ile Başbakan arasında bir güven bunalımı olduğu doğrudur!
Bu bunalımı gaflet ve dalalet olarak görme yerine bunalımı doğuran nedenlerin tespiti cihetine gidilmesi gerekir!
Başbakan'ın kendisini Kandil'deki adamla kıyaslayıp "Ona inanıyorlar bana inanmıyorlar" diye dertlenmek yerine vatandaş ile arasındaki güven sorununu çözücü yaklaşımlar içine girmesi daha sağlıklı olmaz mı?