Suriye mücadelesinde el Guta’nın önemi çok büyüktür. Hatta Hz. Muhammed’in (SAV) hadislerinde geçmektedir.Peygamber Efendimiz bir Hadis-i Şerif'te buyuruyor ki; "Melhame-i Kübra gününde Müslümanların fustatı (çadır merkezi) Şam şehrinde GUTA denilen yerdedir. O gün Müslümanların menzillerinin en hayırlısı orasıdır."
Guta halkı savaşın başından beri mücadeleye iştirak etmiş, ne Esed’in zulmünden ne Şam’a yakınlığından ne de kimyasal silahlardan korkmuştur. Guta halkı Şam’ın hemen dibinde olmasına karşın korkusuzca savaşmış ve bedellerini ağır ödemiş ve ödemektedir, Hz. İsa (AS) İneceğine inandığımız Şam’ın doğu kapısı al Guta’ya bakar. Suriye’nin en cevval gençliği al Guta’lıdır,
Şam, ilmin şehridir, kadim kültürü içinde barındıran taç şehirdir. Kendi gibi halkı da öyledir, Şam ile ilgili onlarca hadis mevcuttur.
Zeyd İbni Sabit (r.a.) anlatıyor: Bir gün Resûlullah (s.a.v.)’in yanında idik. Parçalar üzerinde Kur'ân (ayetlerini) tanzim ediyorduk. Aleyhissalatu vesselam:
"Şam'a ne mutlu!" buyurdular. Ben: "Bu mutluluk nereden geliyor ey Allah'ın Resûlü?" diye sordum.
"Çünkü buyurdular, (Rahman'ın) melekleri onun üzerine kanatlarını geriyorlar!" (Tirmizi)
İbni Abbas (r.a.) Rasulüllah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Batı tarafından gelen fitne, doğu tarafından gelen bir fitne ile karşılaşınca Şam’ın ortasında toplanın. O gün yerin altı üstünden daha hayırlıdır” (Râmûz el-hâdîs)
Hüzeym İbni Fatik (r.a.) Allah Rasulü (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir. “Şam ehli Allah’ın yeryüzündeki kamçısıdır. Kullarından dilediğinden onlar vasıtası ile intikam alır. Onların münafıklarının, müminler üzerine galip gelmelerinin imkânları yoktur. Onlar ancak hem öfke, gam, ve hüzün içinde ölürler.” (Râmûz el-hâdîs)
İbnu Havâle (r.a.) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Bu iş, sizin bir kısım toplu gruplara ayrılmanıza neden olacak: Şam'da bir grup, Yemen'de bir grup, Irak'ta bir grup!" Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! dedim. O güne erdiğim takdirde (bunlardan en hayırlısı hangisi ise şimdiden) bana seçiverin!" dedim.
"Öyleyse dedi, sana Şam'ı tavsiye ederim! Çünkü orası, Allah'ın, arzında mümtaz kıldığı yerdir. Allah kulları arasında seçkin olanları oraya tahsis eder. Ancak (oraya gitmekten) imtina ederseniz, size Yemen'inizi tavsiye eder, (oradaki) havuzlarınızdan için derim. Zira Allah, Şam ve ahalisini (fitnelerden koruma hususunda) bana garanti verdi." (Ebu Davud)
Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Altımdan minderim çekildi; gözlerim o minderimi izledi, baktım ki Şam'a doğru yönelen bir nura dönüştü. Şunu iyi bilin ki, fitneler çıktığında iman Şam'da olacaktır. " (Fezail’ü-Şam/Albani)
Muaviye b “Şam halkı bozulunca sizde hayır yoktur (İbn Mâce)
Seleme İbnu Nüfeyl el-Kindî (r.a.) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v.)buyurdular ki:
"Ümmetimden bir grup, hak yolunda mücadeleye (hiç ara vermeden) devam edecek, Allah da, onlar(la mücâdele sebebi) ile bazı kavimlerin kalplerini saptıracak ve bunlardan (alınanlarla) onların rızkını sağlayacaktır, bu hal kıyamet gününe, Allah'ın va'dinin gelme anına kadar devam edecektir... Mü'minlerin (fitne sırasında emniyette olacakları) asıl yerleri Şam'dır." [Nesâî)
Şam’ın hemen yanı başında al Guta, diğer yandan Yermuk, Şam’dan 15 km Seyyide Zeynep (r.a)’in mezarı şerifleri var. Baba Esed döneminde İran Şiası Suriye üzerinde hem iktisadi hem de mezhepsel çalışmalarda üst düzeye çıkmış, Seyyide Zeynep bölgesinde büyük mahalleler kurulmuş ve bu bölgede kahir çoğunluğu Şia ve İran’dan gelen insanlar yaşar. Küçük bir Sünni azınlıkta İsrail’in Golanı aldıktan sonra oradaki Sünni aileler bu bölgeye gelmişlerdir, şu anda bulunan Sünniler Golandan gelen ailelerden oluşur,
Özgürlük mücadelesi Dera’da başladıktan sonra al Gutalılar tıpkı 1980 yıllarındaki Hama’da yapılan katliama kayıtsız kalmadıkları gibi buna da kayıtsız kalmamıştır. Şam’a yaklaşmak öyle her ÖSO mensubunun harcı değilken al Guta isyan bayrağını çekmiştir. Esad, bu bölgede Uteybe, Buhariya, Zaaba koyu ve Duma gibi yerleşim yerlerine 7-8 ay önce de çok kez kimyasal kullanmış, bu halkın gözünü korkutmaya sindirmeye çalışmıştır, Esad ve onun müttefikleri tarihi, hadisleri iyi biliyor olmalılar ki al Guta halkını hep yok etmek üzere silah kullanmaktan çekinmemişlerdir.
Tüm yönlerden muhasara altında olan el Guta’da Liva İslam ve Tevhit örgütleri mücadeleyi sürdürmektedir. Bir çok defa uçaklarla bidon bombardımanına maruz kalan bu bölgedeki direnişçilerin elinde uçaksavar silahları olduğundan direnişi uzun süreli devam ettirebilme şansı yakalayabilmişlerdir. Tahminen ellerinde 23 adet uçaksavar bulunan direnişçilerin etrafında yer alan sivil halk Esed askerlerinden korunabilmek için özellikle Mısraba, Buhariye ve Uteybe gibi yerleşim alanlarına toplanmış bulunuyor.
Fakat bu bölgeye toplanan sivil halk ve direnişçilerin etrafı Esed güçleri tarafından kuşatma altında olduğu için gıda yardımı yeterince alma imkânlarından mahrum bulunmaktadırlar ve açlıkla da mücadele etmektedirler. Bu sebeple kimyasal silahın kullanıldığı 15 Ağustos günü yakındaki havaalanının yanında bulunan değirmenlerde ki gıdaya ulaşmak için bir saldırı düzenlenir. Şiddetli çarpışmalaraın sonucunda değirmenler ele geçirilmiş ÖSO 155 silahlı direnişini bu saldırda şehit vermiştir.
Değirmenlerin ele geçirilmesi ile sivil halak değirmenlerdeki unları taşımaya başlamış; fakat değirmenin dördüncü katına isabet eden bir roket ile yaklaşık 200 civarında sivil halk katledilmiştir. Ele geçirilen gıda ile sivil halk ve direnişçilerin açlık problemlerini gidermeleri Esed’in askerlerince korkuyla karşılanmıştır. Çünkü bu durumda kısa süre içerisinde direnişçilerin Şam’ın hemen yakınındaki Fabrikaları, askeri ve resmi kurumları ele geçirmesi kolay olacaktı.
Bu durum da Esed’in sonu olacağından Esed kimyasal silah kullanmaktan imtina etmemiş ve Kasyan dağından fırlatılan kimyasal silahlarla masum çocuk yaşlı kadın demeden insanlık dışı bir katliama imza atmıştır. Bu bombalamada 700 çocuk 1600 yetişkin kimyasal silahlarla hayatını kaybetti, binlerce insanda yaralanmıştır. Nitekim yaklaşık 7 ay öncede de Uteybe’de, Buhariye, Hanel esel (haleb), İdlib ve Humus (xalidiye)’da da defalarca bu kimyasallar kullanıldı ve dünya seyirci kaldı.
Bu esnada ABD ve batı bu kimyasal silahları bahane ederek Şam’da olan BM temsilcilerin çalışmalarını beklemek ve bir müdahale düşüncesi ile hareket etmek istemiş fakat operasyon sürekli çeşitli bahanelerle ertelenmiştir.
Bu arda ABD’ye yakınlığı ile bilinen ve Suriye’de köklü bir Nusayri aileye mensup olan Ali Habib olayını da unutmamak gerekiyor. Suriye’de özgürlük mücadelesi sırasında Milli Savunma bakanı olan Nusayri Ali Habib ABD’ye yakınlığı ile bilinir. Esed ile fikir ayrılığı yaşayan ve siyasi yollarla mücadeleyi önemseyen Habib, Esed tarafından emekliye ayrılmış yerine Davut Rocha getirilmiştir.
Yine Esed’in eniştesi Asif Şevket, Hasan Türkmani gibi üst rütbelilerde silahlı mücadeleye karşı idiler. Direnişçilerin Şam’a yaklaşmaya dahi cesaret edemedikleri günlerde Sarayda meydana gelen şaibeli bir patlama ile Davut Rocha, Asif Şevket ve Hasan Türkmani ortadan kaldırılır.
Suriye’ye müdahalaenin konuşulduğu bu günlerde Esad sonrası yönetime gimin geleceği konusunda ABD ve Batı ciddi tereddütler yaşamaktadır. Son gelişmeler bu sürecin sonunda Ali Habib’in en güçlü aday olduğu ve uluslar arası arenada rağbet gördüğü yönünde.