Geçen internette de dolaşan bir haber dikkatimi çekti. Haberde Merkez Bankası verilerinden elde edilen hesaplamalara göre, gurbetçiler Türkiye'ye 20 yılda 58, 1 miyar dolar döviz göndermiş. Bu rakam sadece bankalar yolu ile gönderilen para. Bazı gurbetçilerin her yıl, bazıları da iki yılda bir tatilini Türkiye’de geçirdiğini düşünürsek, herhalde 50 yıldır Türkiye’ye hesabını yapamayacağımız kadar döviz kazandırılmıştır. Zira bankayla yüklü bir meblağda döviz gönderilemez. Ama Türkiye’ye tatile giden bir gurbetçi ortalama 7-8 bin dolardan aşağı para harcamıyor. Yatırım yapanlar, gayrimenkul alanları da buna eklediğimiz zaman ülkeye hatırı sayılı döviz bırakılıyor.
Dünya genelinde Türkiye kökenli 5 milyon insanın yurtdışında çalıştığı istastiklere yansırken, ülkesinden uzak yaban ellerde çalışan, gurbetçi vatandaşlarımız, Türkiye sevgisi ve vatan sevgisiyle yanıp tutuşuyor. 50 yıl önce Türkiye’nin zor koşulları sebebiyle ekonomik kaygılarla ülkesini istemeye istemeye terk eden gurbetçiler, marjinal ufak bir grubu saymasak, hiçbir zaman ‘’Türkiye bize sahip çıkmadı. Yaşadığım süre içerisinde ülkemden hiçbir şey görmedim’’ demeden karşılıksız Türkiye’yi sevdi. Deprem, sel baskını gibi doğal afetler ve her türlü sıkıntıda Türkiye’de başlatılan yardım kampanyalarına ilk onlar para yardımı gönderdi. Ve göndermeye devam ediyor.
Yani sözün kısası gurbetçi vatandaşlarımız 50 yıldır, TC Devletinin arkasında durdu. Durmaya da devam ediyor. Lakin Gurbetçiler, dövizle askerlik bedelinin 10 bin Euro'ya çıkmasına çok kızmış durumdalar. Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika gibi ülkelerde yaşayan gurbetçi vatandaşlarımızın tepkileri basına yansıyor. Avrupa’daki ekonomik krize dikkat çeken gurbetçiler 5 Bin Euro’yu ödemekte zorlanırken, 10 Euro’yu nasıl ödeceğiz? Diye isyan ediyorlar.
Yaşadığım ülke İsveç’te de durum farklı değil. Toplumun her kesiminden yasaya büyük tepki var. Düğünde dernekte, camide beni gören vatandaşlar, hemen konuyu bedelli askerliğe getiriyor. ‘’Yaşadığımız ülkede yabancı, Türkiye’de Avrupacı adımız. Herhalde devlet bizi yolunacak kaz gibi görüyor. Biz devletin üvey evladı mıyız?’’ Diye isyan ediyorlar.
Diğer taraftan bu konuda adım atmayan Türk federasyonlarına da ateş püskürüyorlar. Yasa çıkalı bir ayı geçtiği halde, bizi temsil ettiğini iddia eden federasyonlardan ses yok’’ diyen gurbetçiler, Türk federasyonları sıkıntılarımızı bir rapor haline getirip, Türkiye’de bütün partilerle görüşerek, isteklerimizi iletebilirler. Ama hala ortada bir hareket yok’’ diye kızıyorlar.
Gerçekten gurbetçi vatandaşlarımız zor durumda. Eskiye göre Avrupa ülkelerinde para kazanmak kolay değil. Ekonomik krizi de eklersek, bir gurbetçi vatandaşın 10 bin Euro’yu biriktirmesi en iyimser yaklaşımla 5-6 senesini alıyor. Diğer taraftan askerliğini yapmamış milyonlarca gencimiz var. Büyük çoğunluğu 10 bin Euro’yu ödeyemez durumda olduğu için, Türk vatandaşlığından çıkmayı ve bir daha Türkiye’ye gitmemeyi düşünüyor. Şimdi devlet ve hükümet bir taraftan gurbetçi gençleri Türkiye’ye kazandırmak için projeler hazırlıyor. Bir taraftan da bedelli yasası çıkararak, gençleri zor durumda bırakıyor.
Bende buradan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Sayın Kemal Yurtnaç’a bir çağrıda bulunuyorum. Bütün Avrupa’da, Amerika’da, Kanada’da ve dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan gurbetçiler bu yasaya çok tepkili. ‘’Elli yıldır devletimizden hiçbir şey istemeden karşılıksız sevdik ve destek verdik. Devlette bir kere bizi vatandaşı olarak görsün ve 10 bin Euro’luk askerlik bedelini tekrardan 5 bin Euro’ya indirsin’’ diye istek de bulunuyor. Sayın Yurtnaç vatandaşın isteğini ben size ilettim. Artık top sizde, Allah yardımcınız olsun…
Not: Bazı değerli okuyucular. ‘’Kendide 10 bin Euro askerlik parası ödememek için böyle bir yazı kaleme almış’’ diye düşünebilirler. Ben Türkiye’den İsveç’e gelmeden önce 18 ay askerliğimi yaptım.