Son günlerde; Payımıza ''Sükut'' düştüğünden ber...idir, kalbimizin sesini daha bi güzel duyar olduk sanki...
Her ne olursa olsun sizler ile kalbimde ki, bu sesi paylaşıp hasbihal edelim dedim.
Bastırılmış duygular denir ya, bastırılmış yangınlar bizimkisi...
Ağlasak sanki günaha gireceğiz, nefesini tutan yanardağlar gibiyiz... Şu günlerde...
Öyle bir dönem ki, dostlukların ucuzladığı, kifayetsiz kişilerin hüküm saldığı, ehemnniyesiz düşüncelerin kabul gördüğü ilginç bir dönem...
Bazı insanlar günümüzde, işine gelince değil de vicdanına değince iyilik yapsalardı, bugün çıkar ilişkileri değil, adeta gerçek sevdalar yaşanırdı belki... Ancak menfaat ilişkileri yaşam tarzı haline gelerek, her platformda kabul gördü artık...
Ah be dünya! Sen dönüyorsun onu anladık da bazı insanlar senden daha hızlı dönüyor, hemde ortada hiçbir yörünge yokken... Bu nasıl iştir...
Aslında bazı insanların, kabul etmediği bir gerçek var? Nedir bilirmisiniz; Zor olduğu için cesaret edelemiyen şeyler, aslında biz cesaret edemediğimiz için zordur... Okadar... Bunu kabullenmeyen insanlarla dolu günümüz maalesef...
Günümüzde adam gibi yaşayan çok az kalmış. Çoğunluğu yalnızca yaşadığı günü kurtarır, var olmakla yetinir ve kendi varlığı altında adeta ezildikçe ezilir olmuş...
Ben çok uğraştım, bazılarının söküklerini dikmek için..! Ama görüyorum ki, becerememişim. Anladım ki, sökük kişilikteyse, dikiş tutmuyormuş...
Günümüzde bazı akılsız insanlar, hırsızların en zararlılarıdır... Yaptıkları tek şey zamanınızı ve neşenizi çalarlar ve giderler... Bunlara çok dikkat etmek lazım.
Birde günümüzde en çok dikkat edilmesi gereken bir konu şudur; Aman vefasızlar ile bir yola çıkmayın. Vefasız biri güzel niyetler ile süslediğiniz yolun istikametinide Allah c.c.'den almış iseniz, onlar o yola ayak bastığında yolda yıkılır, yola basan böyle basiretsiz, ucuz ve kifayetsiz birinin ayağı da kırılır...
İnandığınız gibi yaşayamıyorsanız, gün gelir, yaşadığın gibi inanmaya başlarsın. Eğer ki, yaşımınız sadece dünya ve içindekiler ise bu büyük bir zulmettir insana. Günümüzde bunlarında sayısı çok ve itibar edenleride boldur. Bize düşen ise bu gibi dünyavi arzularının esareti altına girenlerden şiddetle Korunmaktır...
Mücadele önce nefsimizle ve sonrada islama düşmanlık yapan zihniyetle olmalı. Karşımızda ki, fırtınanın gücü ne olursa olsun, eğer Allah’ın safındaysak, bizi bekleyen bir gökkuşağı mutlaka vardır. Ona ulaşmak bize ne büyük nimettir...
İnsanoğlu, dünyanın dışında insan arayacağına, kendi içindeki dünyayı arasaydı, kâinatın aslında sadece kendi olduğunu bulurdu...
İsyanımız değil sabırımız olmalı. Tükenmek değil, tevekkül ve mücadele ruhumuz olmalı. Biz umuda sevdalı olmalıyız. Umudu veren Rabbe sevdalı olmalıyız. Belki bu sevdanın hakkını veremiyoruz ama, Bu sevdanın hakkını verenlere sevdalı olmalıyız.
Bi önemli hususta; Özür dilemek de basittir, kalp kırmak da... Ancak ikisi arasındaki enerji çok farklıdır; birisi fetheder, birisi zulmeder. bu esaslara dikkat etmeliyiz. Günümüz bu müstesna esası çiğneyen kuş beyinli asalaklar ile dolu maalesef...
Ne güzel demiş büyük üstat Necip Fazıl KISAKÜREK ; İnsanda yok ise 'Edep' neylesin medrese, mektep! Okusa Alim olsa yine merkep, yine merkep..! Edep adeta bizim için bir taç olmalı. Ancak günümüzde edepsizlerin sayısıda ve itabar edenleride çoktur maalesef... Bunlardan hem korunmalı hemde biz edepli olmalıyız...
Zamanında birileri için attığınız fedakar adımların değerini bilmeyenler olabilir, üzülmemelisiniz zamanı geçtikten sonra, onlar o müstena adımlar altında ezilmeye mahkümdurlar. Bunda hiç kuşkunuz olmasın. Sizler niyetinizi doğru tutun yeter...
Aslında "fikir" hizmetçidir; İnsan fikriyle hizmet eder, endişe etmek ise, korku ve üzüntünün kanıdır, onu besler ve içinde büyütür...
Şu kısa hayatta zamanı iyi kullanmalıyız. Çünkü mücevherler vakitle alınabilir ama, ne yazık ki, vakitler mücevherle alınamaz... Sonra her iki dünyada üzülmeyelim..
Kader; Yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir... Bizim güzergahımız bellidir... Ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir...
İhanetin soğuk nefesi adeta ensenize düştüğünde, üşüdüğüneze uyandızda, Ben ne yapmışım.! Ne rahatsızlık vermişim, kendime senelerdir. Demememiz için çok dikkalti olmamız gerekiyor...
Bu meselelere kulak vermeliyiz.
Değerli dostlarım, sevgili kardeşlerim
Belki düşündünüz ibrahim bey niye bukadar hayata küskün açıklamalar yapıyor diye; Tabiki, benim Küskünlüğüm hayata değil, bu olamazda, sadece ucuz, kifayetsiz ve basiretsiz insanlara... Bıkkınlığım ise, Onların yüzüne bakmak zorunda kalmam aslında...
Esen rüzgar değilmiş, bizmişiz meğer... Geçen zaman değilmiş, zamandan da geçen bizmişiz... Biz hem rüzgarmışız, hemde zamanmışız meğer... BEN BÖYLEYİM İŞTE...
Maksadım taraflarınızdan bravu almak değil, bilakis bu düşünce ve sözlerimi yaşantımdan bir tecrübe olarak algılamanız ve içinizde bu söylemleri temaşa edip, günümüzde sizlerin yaşantılarınıza yansıtabilmeniz açısından nacizane öneridir...
Ves.. Selam.
İbrahim DANACILAR