Bu memleketin; dobra dobra, eğilmeden, büzülmeden, yılışmadan konuşan, yazan insanlarının bir kısmını şaibeli kazalarla ortadan kaldırdılar. Meydan ‘’medya maymunları’’na kaldı... Bu sözü sarf ederken haddimi aştığımdan dolayı dürüst medya ve medya çalışanlarından özür dilerim.
Bin bir cefa ve ecdat kanıyla alınan ve yurt edinilen bu topraklarda 1900’ lı yıllardan başlayan ve günümüze kadar devam eden bir savaş vardır. Hak ve batıl’ın savaşı...
Okumuş ile okumamışın arasındaki farkı bilemeyecek kadar cahil değilim.
Ancak; çok okumuş olmak, çok şey biliyor demekle eşdeğer değildir.Okunan şeylerin gerçek hayatla uyuşma, ve gerçek hayatta insan yaşamı üzerindeki etkisine göre değeri vardır.
Bir ülke, halk veya bölge hakkında ciltlerce kitap okumuş, hafızlamış olabilirsiniz. Ama; bu demek değildir ki, siz, o şey hakkında her şeyİ biliyorsunuz…
28 Aralık 2011 tarihinde meydana gelen talihsiz uçak bombalaması ve 35 insanın hayatını kaybetmesi olayı ile ilgili ahkam kesen, uzman kesilen medyatörlerin hiçbirisi de o bölgenin havasını dahi solumamıştır.
Taraf Gazetesi başyazarı sayın Ahmet Altan köşe yazısına’’Kürtlerden ne istiyorsunuz?’’ diye başlık atabiliyor. Sayın Altan, namuslu Kürtlere kimse bir şey diyemez. Anam-babam dedem Kürt’tür. Bundan dolayı utanç da duymuyorum. Yazınızın başlığını 1990’lı yıllarda bu şekilde yazsaydınız siz şimdi alkışlayacaktım. Fakat; binlerce insan faili meçhul edilirken, binlerce köy boşaltılırken sizler kış uykusundaydınız. Yanlış zamanda uyanıp yanlış başlık attınız makalenize.
O bölgedeki sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik yapıyı, realiteyi de doğru dürüst tahlil edemezler.
‘’Çok okuyan değil, çok gezen, çok yaşayan bilir’’ de ondan....
1985 yılında ‘’iyi niyetlerle’’ Türkiye’nin bünyesine adeta monte edilen bir ‘’Şark Çıbanı’’ mız var...Bu Çıbanın adı: GKK,yani geçici Köy Koruculuğu...’’Geçici’’ demek, kısa bir süreliğine, ihtiyaç duyulduğu sürece demektir. Yıl, 1985 ve bugün2012… Nerede kaldı bu işin ‘’geçiciliği?...
Ayrıca; kurduğun bir sistemin faydasından çok, zararını görürsen halen niçin o sistemi yaşatmakta ısrar edersin?...Maddi menfaatin varsa, siyasi menfaatin varsa ona sözüm yok, ama memleketin menfaatini düşünüyorsan bu konuyu yeniden gözden geçirirsin.
Burada uzun uzun GKK’ların karıştığı yasadışı olaylara girmeyeceğim. Merak eden, google’den girer ve o uzun hikâyeyi okur. Zira devletin gücünü arkalarına alarak yedikleri haltların listesi bu sayfaya sığmaz.
Uzun yıllar PKK terör örgütü ve JİTEM içerisinde kaldım. O uzun süre zarfında ciltlerce romana konu olacak olay ve durumlara tanık oldum. Geçen hafta Uludere-K.Irak sınırında meydana gelen trajik olayda hayatını kaybeden insanların bağlı olduğu aşireti ve o bölgedeki birçok aşireti ve aşiret reislerini; şahsen veya gıyaben tanırım.
‘’Peki, bir savcı ve 7 askerin ölümünden sorumlu tutulan Tahir Adıyaman’ın akıbetini tahmin edebilir misiniz? Biz söyleyelim; 30 yıl arandıktan sonra 2003’te hakkındaki tutuklama kararı zaman aşınıma uğradı. Ve o güne kadar olduğu gibi daha sonra da aşiretinin başında hayatını yaşamaya devam etti. Adıyaman, yıllarca korucu başı olarak devletten maaş aldı. Arandığı dönemde cumhurbaşkanı, başbakan, bakan ve askerî yetkililerle görüştü.’’(AKSİYON)
Tahir Adıyaman; Başbakan, bakanlar ve Cumhurbaşkanıyla görüşmeden önce Diyarbakır JİTEM Grup Komutanı, OHAL Valisi ve Jandarma Asayiş Komutanı ile görüştü. Sonra Ankara’ya gönderildi. Cizre belediye başkanı, Tayan aşireti lideri ve korucu başı Kamil Atak da ,Ankara’ya gitmeden önce bir gece, Kurtoğlu lojmanlarındaki evimde misafir olarak kaldı. Gecenin geç saatlerine kadar kendisiyle genel durum hakkında hasbihal ettik. Özel sohbetimizde; Aslında bir Kürt yurtseveri olduğunu, fakat PKK’nın saldırı ve baskıları sonucu korucu olduklarını çekinmeden anlattı...
Tek tek bu ‘’şark çıbanı’’larını ele alarak başınızı ağrıtmak istemiyorum. Bu’’çıban’’lara karşı herhangi bir şahsi kinim ve sorunum yoktur. Bunu da bilmenizi istirham ediyorum. Fakat Ergenekon davası zanlısı Eski Gn. Kur. Bşk.larından Org.İlker Başbuğ’un bu ‘’şark çıbanı’’(GKK)’nı niçin hararetle savunduğunu tahmin edebiliyorum.
Bu, aşiret reislerinden oluşturulan GKK sistemi; Kürt coğrafyasına, o kutsal topraklara Ergenekoncu odaklarca ekilen bir ayrık otudur. Faydasından çok zararı vardır bu millete. İnanmayanlar bu sistemi artı ve eksileriyle bir adalet terazisinde tartsın. Bakalım hangisi ağır basacak... Şahsen inanıyorum ki; menfi tarafları tartan terazi kefesi daha ağır basacaktır. Mevcut GKK sistemi ve sistemin elebaşları Derin devletin kontrolünde imal edilmiştir ve halen Derin devletin etkisindedir
Zaman geçirilmeden, siyasi dengeler ve seçim hesapları, dar parti hesapları dikkate alınmadan; memleketin ve milletin çıkarı, istikbali için GKK sistemi yeniden gözden geçirilip yeni bir düzenleme yapılmalıdır. İnanıyorum ki; Ergenekon ve Derin devletin atadığı GKK elebaşlarının etkisi kırıldığı an, bölgede görev yapan dürüst, namuslu kamu görevlileri daha verimli olabileceklerdir