Güneş Gurub Edince
Semada pervaz ederken kanadı incinen bir martının yalpalayarak meçhul bir sahil kenarına aheste aheste inmesini temaşa etmek gibidir bazen bir ikindi vakti güneşin gurub edişini seyreylemek..
Uzaklara giden yüreği buruk bir muhacirin veda etmesine benzer sanki onun hicreti,bu nadan dünyanın esmer kıyılarından.
İçi titreyen bir yetim gibi olur o gidince her yer..Sema kasavetli ve arz soğuktur o dem..
Zindandaki Yusufu hatırlatır sanki güneşin gurub edişi.. Yakup’un Yusufu beklediği gibi bekler ağaçlar,kuşlar ve dahi taşlar fecri..
Susuzluktan çatlamış toprağın göklerin bağrından damlayacak bir katre suya özlemini hatırlatır gibidir ışığa hasret yüreklerin hali..
Abdülhak Hamid’in Makber’ini mırıldanır buruk yürekler.. Lakin duymaz kimse onların sesini.. Vefasız ve kasavetli bir gecede sükutun sesidir sadece tırmalayan kulakları ve gönülleri..
Anlamı yoktur o dem kelamın,feryadın ve dahi sözlerin.. Kahve kadar hatrı kalmamıştır zira yaşlı gözlerin.. Yetimler ağlar ve garipler feryat eder.. Akif ne güzel der : O nuru gönder İlahi asırlar oldu yeter! Bunaldı milletin afakı artık bir sabah ister!
Vahiy,güneş gibidir ısıtan ve ışıklandıran.. İncitmektir insanlık ailesini ondan yüz çevirmek.. Güneşin gurub etmesi gibidir vahiyden uzaklaşmak..
Yetimlerin üşümesi, öksüzlerin ağlaması mazlumların sığınaksız ve gurebanın barınaksız kalmasıdır vahyin insanlık tasavvurundan gurup etmesi.. Kur'an dışında başka kaynaklar aramak güneşi bırakıp mumla ısınmaya ve aydınlanmaya kalkmak kadar abestir..
Güneşin gurup etmesi bu ümmetin vahyi mehcur bırakmasını hatırlatır bana.. Öyle ise ey ışık yolcusu kalk ve uyar ! Kalk ve uyar denmişti asırlar önce o ışık yürekli pak elçiye !
Ey yalnızlık örtüsünün içine kendini kapatan mahsun yürek !
Ey başını koyacak ana göğsü bulamadan büyümüş öksüz !
Ey vicdan örtüsünün derinliklerinde kendini arayan adam !
Ey karanlıklara batmış insanlık için çıkış yolu arayan asil ruh !
Ey insanlığın sızlayan vicdanı !
Ey şehrin kirlenmiş sokaklarından, günah kokan gecelerinden, çirkeflik irtikap edilen mekanlarından, kendisini Hira’nın karanlıklarına çeken aydın ruh!
Ey küfrün karanlığında, insanlık vicdanının paspas edildiği bir gecede mehtaba bakarak titreyen asıl yürek !
Kum fe enzir ! Kalk ve uyar !
Ve yine Allah resul’nun şahsında bize sesleniliyor.
Ey dünyadaki gidişattan rahatsız olan ama bunu durdurmak için herhangi bir planı ve projesi olmayan pasif iyi !
Ey kitaba iman ettiği halde o kitabın başka mahsun yüreklerde neşvu nema olması için çaba sarfetmeyen pasif iyi !
Ey çiçekle yağmuru insanla vahyi buluşturma çabası olmayan kendi içine çekilmiş pasif iyi !
İnsanlığın izzetini ayaklar altına alan zalimlere söylediği sözünü, kabarttığı öfkeşni içinde tutan asıl yürekli pasif insan !
Maddesinin enkazı altında kalmış insanlardan rahatsız olduğu halde onlara manaya dair pencereler açmayan yalnız iyi !
Gözyaşını içine doğru akıtan, ne olacak bu insanlığın hali diyen,Filistinden,Uzak Doğuya kadar dökülen mazlum müslüman kanına ağlayan, ama reçete bulamayan yalnız adam !
Afrikalı aç ve muhtaç çocukların derilerine yapışan kemikleri vicdanını sızlattığı halde bunun için planı,projesi olmayan pasif iyi !
Kum fe enzir !
Kalk ve uyar ! Harekete geç ve kendini bu davaya ver !
Zira vakit tamam harekete geçmenin vakti geldi !
Artık vakit tamam zira insanlığın iyilik ve adalet arayan damarını harekete geçirmenin vakti geldi !
Zalim dünyaya hükümdar olmaz demenin zamanı geldi !
Çağı yakasından tutup sarsmanın vakti geldi !
Mimsiz medeniyetin hayasız yüzüne tükürme demi geldi !
Durun kalabalıklar , Burası çıkmaz sokak / Haykırsam kollarımı makas gibi açarak diyerek yaşadığın çağa kollarını makas gibi açma vakti geldi ..
İnsanlığın vicdanını zehirleyen akreplerini tevhid ateşiyle mahkum etmenin zamanı geldi..
Kız çocuklarını diri diri gömen zalimlerden ,kölelerin bedenlerinde kızgın demir eritenlerden, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını yiyenlerden, hesap sorma zamanı geldi !
Onun için haydi durma ayağa kalk ! Kum fe enzir !
Bir uyanış başlat ! Karanlık geceler seni bekliyor ! Kum fe enzir !
Ağaran tan yeri seni bekliyor kum fe enzir !
Yetimler seni bekliyor ! Öksüzler seni bekliyor ! Köleler seni bekliyor !
İnsanlık ailesinin tüm mahsun ve mazlum yürekleri seni bekliyor ! Kum fe enzir !
Diri diri gömülecek kız çocukları seni bekliyor !
Ve sanki bize sesleniyor ! Vahyin nuruna muhtaç gönüller seni bekliyor !
Vicdanları Kur’ansızlıktan kaskatı kesilmiş gençlik seni bekliyor !
Maddesinin enkazı altında kalmış insanlık seni bekliyor !
Babalarını Filistinde kaybetmiş yetimler, evleri bombalanan Iraklı aileler, namuslarına musallat olunan Suriyeliler, Doğu Türkistanda zulüm altında inleyenler değil sadece
İstanbulda, Pariste,Newyokta, Londrada veya Pekinde , Afrikada veya Uzak Doğuda yani dünyanın her köşesinde varlık sahnesinde yolunu kaybetmiş hidayetten mahrum nice yığınlar seni bekliyor !
O halde kalk ve uyar !
Uyar ki zulmün çarkı kırılsın !
Uyar ki vicdan, merhamet ve namusu ekber konuşsun !
Uyar ki katı gelenekler yıkılsın ! Beyinlerdeki kalın duvarlar tarumar olsun!
Uyar ki bebekler çöllere gömülmesin !
Uyar ki taassup yıkılsın !
Uyar ki kula kulluk bitsin !
Uyar ki hurafenin ateşi sonsun !
Uyar ki uydurulmuş dinin İdris kılığına girmiş İblisleri sükut etsin !
Uyar ki Filistinli bebeklerin yüzü gülsün !
Uyar ki çocuklar plajlarda bombalanmasın !
Uyar ki zalimler demirden atlılarıyla ellerinde taş gözlerinde yaş mazlumların başını ezmesin !
Uyar ki çocuklara kirli eller çirkef bulaştırmasın !
Uyar ki bebeler anne rahminde katledilmesin !
Uyar ki mahallendeki yoksulların yüzü gülsün !
Uyar ki bu rahmet dini kaba softa ve ham yobaz ellerde temsil edilmesin !
Uyar ki insanlar dinlerini vahiyden öğrensin !
Vahiy havuzuna başka kaynaklar duhul edip onu kirletmesin !
Uyar ki Rabbin ismini ve vahyin sesini duymayan kalmasın !!
Güneş gurub etmişse bize düşen ışık ile uyarmaktır.. Güneşin doğmasını çaresizce beklemek değil güneşin üzerine güneş doğmadan doğabilmektir.