Medya Platformu Onursal Başkanı Mustafa Yürekli artık dernekleşen bu hareketin 10. Yıl Gecesi’nde yaptığı kısa konuşmada çalışmalarını, “gönüllerin yürüyüşü” olarak tanımladı. Platformun web sitesinde Yürekli 10 yılın sonunda şunları yazmış; “On yıl önce, 2004’te, medya çalışanlardan bir grup genç, Usve-i Hasene’nin çevresinde toplandılar. Peygamber sevgisiyle atıyordu kalpleri. Usve-i Hasene, bir Kur’an-ı Kerim deyimidir. Allahu Teala, Hz. Peygamber’i (s.a.v.) kitabında Usve-i Hasene olarak takdim ediyor bize: “Kesin olan şu ki, sizin için, Allah’ın huzuruna çıkmayı umanlar, ahiret gününe inananlar ve Allah’ı çok çok zikredenler için, Allah’ın Rasulü Usve-i Hasene (güzel bir örnek)tir.” (Ahzab Suresi, Ayet: 21) Çünkü Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kişiliği, Kur’an-ı Kerim’in zaman ve mekân boyutunda nurani tezahürüydü. O yaşayan Kur’an’dı.
Üsve-i Hasene, aynı zamanda Resûlullah (s.a.s.)’in insanlar için nasıl ve hangi yönlerden örnek olduğunu anlatan, Prof. Dr. Ömer Çelik, Dr. Mustafa Öztürk ve Dr. Murat Kaya’nın kaleme aldığı güzel bir kitap. Bu iki ciltlik Üsve-i Hasene kitabı, muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin, insandaki örnek alma ve taklit etme temayülüyle, bu eğilimin ve ihtiyacın Hz. Peygamber’in (s.a.s.) örnek şahsiyetleriyle karşılanması gereğini anlatan 37 sayfalık bir giriş yazısıyla başlıyor. Erkam Yayınları arasında çıkan bu Üsve-i Hasene kitabı, kısaca Peygamber Efendimiz’in, ibadet, ahlâk ve sosyal hayatının değişik alanlarında, bizler için örnek olacak yönleri ele alınmıştır. Kitapta, daha çok hadislerden ve hayatü’s sahabeden müşahhas örnekler üzerinden kolay, anlaşılabilir bir dil kullanılmıştır.
Yazardık, gazeteciydik, farklı medya kuruluşlarının çeşitli birimlerinde çalışıyorduk ve Kur’an-ı Kerim’de en ideal örnek olarak gösterilen Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kişiliğini öğrenmek istiyorduk. Kitap da tam olarak ihtiyacımızı karşılıyordu. Her hafta Cuma akşamları bir ofiste toplanıyor, okumaya başlıyorduk. Kendimizi gözden geçiriyorduk, o Örnek Kişilik’in yanına kişiliklerimizi koyarak; sözlerinde ve davranışlarında kendimizi tartarak, eksikliklerimizi, kusurlarımızı ve yanlışlarımızı görüyorduk. Dahası Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ne kadar yüce bir kişilik olduğuna tanık oluyorduk. O’nun düşüncelerini, hayatını ve mücadelesini anlamaya başlayınca da kendimizi düzeltme çabasına giriyorduk. İş yerlerimizde fark edilmeye, ilgi toplamaya başlayınca da yeni katılımlar oldu. Birkaç ay sonra, herkes için ulaşım kolay olsun diye, Üsve-i Hasene okumasını Eyüp Sultan’a taşıdık. Eyüp Sultan Hazretlerinin kanatları altına sokulmuştuk artık; Eyüp Sultan Kültür Merkezi’nde katılımlar daha da arttı, Eyüp Sultan cemaati olarak anılmaya başladık. Üsve-i Hasene’nin iki cildini okuduk, ardından Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin Faziletler Medeniyeti kitabının iki cildini de okuduk. On yıldır Üsve-i Hasene’nin pervanesi olmaya çaba sarf ediyoruz. İşte bu Üsve-i Hasene okuyucuları, Faziletler Medeniyeti okuyucuları arasından, o güzel Eyüp Sultan cemaatinden Medya Platformu yüzünü gösterdi. Medya Platformu Derneği, kitap okumayı daha etkin hale getirdi, kurumsallaştırdı, sektörde var olan asıl damarı, yerli duyarlılığı ortaya çıkardı.
Bu on yıllık yürüyüşte, medyadan yüzlerce güzel yürekli insan, Allah’ın (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de en ideal örnek olarak gösterdiği Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kişiliğine tanıklık etti, sevgimizi, coşkumuzu ve mavera duyarlılığımızı paylaştı. Bu mübarek hizmet, ilk günden bugünlere yüzlerce yiğidin fedakârlığıyla, samimi çabasıyla ve kahramanlığıyla geldi. Medya Platformu, emr-i bil münker nehy-i ani’l maruf mekanizması haline gelen sektörde işleri düzeltme, taşları yerine koyma gayretidir. Dostlarım, güzel kardeşlerim, Allah hepinizden razı olsun; emeklerinizi mizanınıza koysun.”
…
Sunuculuğunu Selahaddin Kocaaslan’ın yaptığı programa Ömer Altundağ’ın okuduğu enfes Kur’an-ı Kerim ile başlanmıştı. Yürekli’nin konuşmasından sonra Medya Platformu Derneği’nin Başkanı Ahmet Durkaya bir konuşma yaptı. Durkaya, “Medya, yeri geldiğinde hakikatleri manipüle eden bir güçtür. Biz bu türden manipülasyonlara elimizden geldiğince dur dedik. Eyüp Sultan Hazretleri’nin şahs-ı manevisinden güç alıyoruz. Bu değerli iklimde ideallerimize ulaşmak için desteğinize ihtiyacımız var” dedi.
Gecede Faruk Dural, İsmail Uslu ve Hasan Kılıçatan’ın söyledikleri ilahilerle gönüllerimiz bayram etti.
Programda, Türkiye Engelliler Vakfı (TÜREV) Başkanı Zülfinaz Abedan da bir konuşma yaptı. Abedan, “Engellilerin insanca yaşaması için projeler hazırlıyoruz. Özellikle de zihinsel engelliler ve ailelerinin çok özel desteklere ihtiyacı var” dedi.
Gecenin son konuşmasını Erkam Yayınları Sahibi Abdullah Sert yaptı. Sert, “Medya ve Etik” konulu konuşmasına başlarken “etik” yerine “ahlak” kelimesini koydu.
Abdullah Sert, 40 dakika süren konuşmasında söz söylemenin, söz dinlemenin ve söz taşımanın önemine dikkat çekti. “Kişiye yalan olarak her duyduğunu nakletmesi yeter” hadis-i şerifini de hatırlattığı konuşmasında gözün, kulağın ve gönlün sorumluluğunu ayet-i kerimeler, hadis-i şerifler ve İslam tarihinden etkileyici örneklerle anlattı.
Sert’in konuya dair hatırlattığı ayet-i kerimeler şunlardı; Maide/48, Nur/19, 48, İsra/36, Kaf/18
Sert, konuşmasının bir yerinde, “Bugün medya topluma günah pompalıyor” demişti, noktayı şöyle koydu:” İslam, bir söz yarışı toplumu değil, hayır yarışı toplumudur.”
Medya Platformu’nun gönül yürüyüşüne katılan ve destek veren herkesi tebrik ediyorum. Her dönemde iyilikleri hatırlatan ve teşvik eden, kötülüklerden sakındıran güzel insanlara ihtiyacımız var.
recep.kocakk@gmail.com
https://twitter.com/recebkocak