GLOBAL EKONOMİNİN GIDA FİYATLARINA ETKİSİ
1980"li yıllardan sonra dünya hızla liberal ekonominin etkisi altına girmeye başlamıştır. ülkeler ithal ikameci ve korumacı politikaları hızla bırakmaya başlamışlar ve ülke ekonomilerinde serbest piyasa koşulları hakim olmaya başlamıştır.
En yalın ifadesiyle bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler (Laissez faire laissez passer) şeklinde anlatabileceğimiz liberalizm, hür teşebbüsü ve serbest dolaşımı savunur. Fakat geçtiğimiz yüzyılın ortalarından itibaren çeşitli sosyal politikalarla zenginleştirilmiş olmakla beraber gelişmiş ülkeler gerektiğinde kendi çıkarları için bilinçli bir ikilem yaşayabilmektedirler.
İşte örneği;
Avrupa Birliği ve benzeri kuruluşlar sayesinde birlik üyesi ülkeler içerisinde işgücünün serbest dolaşımı gümrük duvarları da kalkmaya başlamış ve gümrük vergileri tamamen kaldırılmış ya da en aza indirilmiştir. Bu durum bizim gibi ülkelerdeki girişimcilere girişimciliği öğretmiş olmakla beraber dış ticaret dengelerimizin ithalat lehine bozulmasına ve başta tarım olmak üzere bazı sektörlerdeki üreticilerimizin de zararına olmuştur.
Çünkü; her ne kadar (liberal) serbest piyasa ekonomisi uygulasalar da başta Avrupa Birliği ve ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler büyük sübvansiyonlarla kendi üreticilerini desteklemişlerken diğer ülkelere tarımsal sübvansiyonları azaltmaları ve ekim alanlarını kısıtlamaları için baskılar yapmaya başlamışlardır. Örneğin, Avrupa Birliği 2004 yılı bütçesi olan 103 milyar Euro"nun 43 milyar Euro"sunu Birlik üyesi ülkelerin tarımına sübvansiyon olarak ayırmıştır. Aynı zamanda bu uygulamaların bir çelişki doğurduğu da aşikardır.
Bu sübvansiyonlar hem birlik üyesi ülkelerin üreticisini desteklemiş hem de AB"ye ve üreticilerine dünyada rekabet imkanı sağlamıştır. Bizim gibi ülkelerde üreticinin çeşitli nedenlerle yeterince desteklenememesi de bu ülkelerin ve üreticilerinin aleyhlerini tarımsal dengeleri bozmuştur. Bozulan tarımsal dengeler az gelişmiş ülkelerin tarımda rekabet güçlerini kaybetmelerine yol açmış ve tarımsal üretimlerinin azalmasına yol açmış ve tüketici ülkelerle birlikte sübvansiyonlu ucuz tarım ürünlerine yönelmeleri sonucunu doğurmuştur.
Doğal olarak tarımsal üretim dünya ölçeğinde göreli olarak azalmıştır. gıda arzı da gıda talebini karşılayamaz duruma gelmiştir. Dolayısıyla tarımsal ürünlerin fiyatları dünya piyasalarında hızla yükselmeye başlamıştır.
Sonuç olarak global ekonomi gelişmekte olan ülkelerin ve fakir ülkelerin yukarıda bahsettiğim gibi tarımsal ürün rekoltelerini düşürmüş ve insanlarının bir tabak pirincine ve bir kase çorbasına da göz dikmiştir.