Gittin ya sen, cümlesiz kaldım ben!
Kelimelerim başıbozuk şimdi. Harflerim darmadağın!
Alfabeye mâlik olmak yetmiyormuş meğer!
Harflere can veren canınmış.
Ruh üfleyen nefesinmiş inan!
Sen gittin ya, cümlesiz kaldım ben!
…
Cümlesiz kaldım ben, sen gittiğinde!
Kelimelerim ardın sıra geldiler!
Bi başıma koydular beni…
Anladım! Meğer kelimelerimmiş beni ben yapan biraz da!..
Seni ben yapan hatta!
Ve beni sen eden!
…
Ne çok şey barındırıyormuş cümlelerim.
Onlar olmadan anlatamıyorum aklımı nasıl başımdan aldığını…
Kelimelerim tükenmişken heybemde anlatamıyorum gözlerime bakan gözlerinin yakıcı deliliğini!
Bazen ürkek bazen küheylan yürüyüşünü!
Gönlün çağlayışını, yüzün aydınlanışını, elin titreyişini… Hiçbirini anlatamıyorum!
Göç etmişken kelimelerim anlatamıyorum kendisini rüzgâra veren saçlarının uçuşmasını! Anlatamıyorum sevdanın ne zirvelerini, ne girdaplarını. Anlatamıyorum.
Güneşte üşümek neymiş, soğukta yanmak nasılmış anlatamıyorum cümlelerimi alıp gittiğinden beri!
Sensiz kalmak cümlesiz kalmakmış, anladım.
…
Halbuki benim derdim. Sahip çıkardım, temellük ederdim kelimelerime.
Nasılsa benimdir kelimeler derdim. Ne vakit istersem kullanırım diye düşünürdüm.
İçinden en güzellerini seçer sana uçururdum.
Papatyalar gibi olurdu kimi zaman! Koparırdım birer birer ve sana doğru üflerdim…
Al derdim, bunlar benden sana sevda sözcükleri, al! Zümrütten, zebercetten daha kıymetli bilirdim.
Alırdın bin bir sevinçle! Öper koklardın kelimelerimi. Gözüne sürerdin. Yanağına kondurdun bir uğurböceği gibi!
Yüreğine yatırırdın mayalamak için!
Orada büyürdü, kelimeler, serpilirdi. Kimi zaman uçan bir serap, kaybolan bir hayal olurdu. Kimi zamanda gerçeğin tam da kendisi oluverirdi. Ağırlığınca anlam ifade ederdi.
Sen gittin ya, cümlesiz kaldım şimdi ben!
…
Adını hasret koysam da cümlesiz kalmak kuraklık! Çölden farkı olmuyor yüreğin ceylanım!
Kelimelerimi aldın gittin ya sen!
Bakışına hüzün konduramıyorum o vakitten beri! Benim içime doluyor yürek kapımı sonuna kadar açarak.
Kelimelerimi aldın gittin ya sen, cümlesiz bırakarak. Rüzgârım desem de deli esmiyor rüzgâr!
Bir bakışına bin kelime dizemiyorum artık.
Gittin ya sen, cümlesiz kaldım ben!
Dağıldı gönül tespihim! Toplayamıyorum.
Ardın sıra gidince kelimelerim seninle, cümlesiz kaldım ben!
Cümlesiz!