Gelmek, her daim gitmenin arkadaşı, can yoldaşıdır. Biri olmazsa diğeri olamaz. Her gelen de geldiği için sürur ve sevince garketmez geldiği yeri.
Nice gelmeler biliriz, kahredici, hak ihlal edici, can sıkıcı, gitsin diye beklenilen, hatta mücadele edilen gelmeler vardır.
İnsanın içine yılan gibi çöreklenen gelmeler, yüreğine bir kangren gibi oturan gelmeler, kalkmayı gitmeyi bilmeyen gelmeler…
Beklenilen gelmeler vardır.
Beklerken ömürden ömür götüren, beklerken ateşten gömlek giydiren, beklerken kalbin sesini değiştiren, beklerken ter döktüren, beklerken akla karayı karıştıran beklemeler.
Ya buluşmalar?!
Böylesine beklenen gelince, yürek yerinde sabit kalır mı?
Gözde yaş, başta akıl, akılda mizan bırakmayan buluşmalar.
Ne güzeldir beklediğin gelmişse, ne güzeldir aşık maşukuna yanmış, yandıktan sonra visal olmuşsa.
Dünya; asıl kavuşma yeri değil biliriz. Muvakkattır burda buluşmalar, geçicidir burda hicranlar, vuslatlar.
Her beklenen de gelmez zaten. Ayrılığın asli vatanıdır dünya.
Gelen gider, aynen mübarek şehr-i Ramazan gibi.
Geldi. Öylesine güzel.
“Kim ki Ramazan geldi diye sevinirse, mü’min olduğunun delilidir” buyrulan Efendimiz’in cümle-i celiline muhatap olduk. Sevinmek ne kelime. Teravihine başladık, sahuruna gece yarıları gönül açtık, teheccütüne vurulduk, imsak ettirdik elimize, dilimize, gönlümüze.
Nihayet reyyan kapılarının önünde iftar ettik, hem de ne bekleyerek, ne heyecanla, ne sabırla.
Elimizi uzatmadık helal olana bile, şeytanı galebe çalan, kızdırıp, öfkeden deliye döndürten sebatlarımız, muhabbetlerimiz, merhametlerimizle.
Ah cânım Ramazan, bİn aydan hayırlı Kadir gecesinin sahibi, yüce kitabımın ev sahibi, rahmet sağanaklarınn menbaı, gidiyor musun?
Gelmeni onbir ay bekledik, gene bekleriz.
Sen ne güzel alışkanlıklar bıraktın bize…
Ruhumuza şu prensipleri ekledik sayende.
1. İhtiyacın olmayan alışverişi yapmaktan vazgeç!
Her güzelin peşinde koşma, her gördüğüne sahip olamazsın. Burası dünya, cennet değil, cenneti kazanma yeri.
2. Müslüman ‘hüsnüzan sahibidir’ prensibi. Her kötülüğün başı, sui zanlarımız. Vazgeçelim. Vardır diyelim herşeyin bir künhü, bir sebebi. Dilden gönüle akan cümlelerimiz hak olsun, doğru olsun.
Dilimizi keskin bıçak gibi kullanmaktan bizar olalım.
3. Sevmek ve güvenmek ne güzel şemsiyeler. Altında eylenelim biraz. Bizi adam eder, insan eder, ünsiyet eder.
İşte buluştuk bir güzelle, o güzel bize rayihasını bıraktı, semeresi şahit olsun diye o ‘insanın sadece ameliyle başbaşa kaldığı’ günde.
Hayırlı bayramlar olsun cümlemize şahit olalım birbirimize, ‘her seher, her sabah ömrümüzden geçen bir güzele vurulduk’
Derdimiz özeldi, güzeldi.
Onunla tekrar sağlıkla, bereketle buluşmaktır ümidimiz.
Nurhan GENÇ
İlahiyatçı, Sosyolog, Aile danışmanı.