Yüce kitabımız Kuran’da anlatılan peygamber kıssalarına; “Bir dönem yaşanmış ve geçmiş, o dönem yaşamış insanlara ders veren hikayeler” gözlüğü ile bakarsak, Allah’ın (cc) sonsuz ilme sahip olduğu, ezelin de ebedin de onun bilgisi dahilinde şekillendiği gerçeğinden uzaklaşmış oluruz. Bu sebeple Kuran’da geçen peygamberlere, kişilere, milletlere ait kıssaları, kıyamete kadar geçerliliği olan ve tüm insanlara kıyamet kopana kadar rehberlik ve öncülük edecek olan hikâyeler olarak görmeliyiz.
Bu anlamda ilmi sonsuz olan Allahü zülcelalin her konuda verdiği hükümlerin, müminlere ve tüm insanlara emrettiği emirlerin kıyamete kadar en doğru hükümler ve en doğru gerçekler olduğunu kabul etmek zorundayız. Musa’ya (sa)anlatılan aslında bize anlatılmıştır, İsa’ya(as) söylenen gerçekte bize söylenmiştir, İbrahim(as) için anlatılanlar bize rehberlik etsin diye dile getirilmiştir.
ESAD COŞAN (RA)HOCA EFENDİ AİLEYE ÇOK DİKKAT ÇEKMİŞTİ
Bu gün ümmetin karşılaştığı ve çözemediği birçok problem var. Bunlar, ticaret hayatı, trafik, güvenlik, eğitim, israf, içki, zina… Ümmetin önderleri, âlimleri, sözü geçenleri aksaklıkları görerek bunlara Kuran’dan ve sünnetten çareler üretmeli. Merhum Esad Coşan Hoca Efendi yazdığı makalelerle, yaptığı konuşmalarla milletin aksayan yönlerine çareler göstermiş bir önderdi. Bu baptan olmak üzere merhumun üzerinde durduğu konuların başında Aile sorunları gelmekteydi. Esad Coşan Hoca Efendi bu konuya o kadar önem vermişti ki Aileyi sağlamlaştırmak, dinimizin bu konuya verdiği önemi anlatmak için mevzuu ile ilgili sadece konferans vermemiş, sadece makale yazmamış bunlarla birlikte büyük otellerde, bazen de kendi deyimi ile çok yıldızlı otellerde (sahralarda, kırlarda) toplantılar yapmıştı. Bu toplantılardan birine (Nevşehir Dedeman otelde yapılanına) ailecek katılmıştık. (Hocamızın konu ile ilgil yaptığı konuşmalar Elan Akra FM radyosunda çalınmaya dinleyenlerde istifade etmeye devam ediyor.)
Nureddin Yıldız Hoca Bayrağı Devralmış Gibi
Bu günlerde aynı mevzuyu en çok irdeleyen Nureddin Yıldız Hoca sanki bayrağı devralmış gibi. Nureddin Hoca’nın konu ile ilgili o kadar çok aydınlatıcı sohbeti var ki konu ile ilgilenenlerin mutlaka o sohbetleri dinlemesi gerekir: “… Umudumuz Saliha kadın, en yakın cennet evimiz, helva yapma sanatı, kız çocuğu rehberi, çekirdeğe ne oldu, evlilik cihaddır, annelerin yeri, çocuk sopası, cennet vizesi, erkeklerin en naziği, kıble gah evler …”
Kıblegah Evler adı ile bir de kitabı olan Hoca Efendi, “Günümüz Müslümanlarının en büyük cihadının iyi bir yuva kurmak ve cennete aday Müslüman çocuklar yetiştirmek” olduğunu söylüyor.
Evet, dünyadaki cennetimiz evlerimizdir. Ne beş yıldızlı oteller, ne masmavi deniz kıyıları ne yemyeşil yaylalar evlerimiz kadar huzur vermez bize. Çünkü evler birer aile yuvasıdır ve aile de Allah tarafından verilen bir bereket bir huzur vardır. Bizler evlerimizi bu dünyada huzur verecek yuvalar, ahrette de cennete götürecek mekânlar olarak dizayn edebilirsek büyük bir başarı elde etmiş, sağlıklı, dindar, cennetlik nesiller yetiştiren ebeveynler oluruz. Şairin dediği gibi:
Deh dedin mi yürüdü mü at
Tut dedin mi tuttu mu evlat
Eğer birde güzel huyluysa avrat
Ne işin var düğün evinde
Düğün senin evinde
Gir oyna çık oyna
Deh dedin mi yürümedi mi at
Tut deyince tutmadı mı evlat
Eğer birde kötü huyluysa avrat
Ne işin var ölü evinde
Ölü senin evinde
Gir ağla, çık ağla
Not: Günümüzde Avrat kelimesi maalesef biraz kaba olarak algılanıyor. Benim niyetimin bu olmadığını bilhassa hanım okuralrımın bilmesini isterim. Şiirin orijinalliğini bozmamak için yazamak zorunda kaldım, biline.