Gıpta Edilecek İnsanlar

Recep KOÇAK

Abdullah İbni Mes'ûd (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber s.a.s şöyle buyurmuştur: "Yalnız şu iki kişiye gıpta edilmelidir: Biri, Allah'ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse, diğeri, Allah'ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse." (Buhari, İlim 15)

Son günlerde bu hadis-i şerifi sıklıkla hatırlar oldum. Geçtiğimiz günlerde Deniz Feneri’nin gezici giyim mağazasını açmak üzere gittiğimiz Kastamonu’da Halit Bitkin’in bitmeyen heyecanı ve azminden çok etkilenmiştim.

Halit Bitkin yıllardan beri Deniz Feneri gönüllüsü olarak Kastamonu’nun ihtiyaç sahiplerini yerinde tespit ediyor, derneğin aynî yardımlarının teslimi için gece gündüz koşturuyor. Gıda, temizlik malzemesi ya da ev eşyası gibi yardımların ailelerin kapısına kadar gidilerek tesliminde dernek personeli yanında gönüllülerden de destek alınıyor.

Halit Bitkin evinin ekmeğini kazandığı işine devam ederken, mesai saatleri dışındaki vakitlerinde ve hafta sonunun önemli bir kısmını hayır işlerine vakfediyor. Çevreden onun sözünü dinleyen birkaç dostu da zaman zaman destek olsa bile asıl yük hep Bitkin’in omuzlarında oluyor.

Kastamonu’ya bir gidişimizde Bitkin, “Yurtdışındaki hizmetlerde de görev almak isterim” demişti. 2014 yılı kurban organizasyonu çerçevesinde Zimbabve’ye gitti. Dönüşte artık karşımızda bambaşka bir Halit Bitkin vardı. Türkiye’den sonra ikinci memleketi Zimbabve olmuştu adeta.

Gittiği bölgenin ağır şartlarından çok etkilenen ve gördüğü insanlar için daha fazlasının yapılması gerektiğine inanan Bitkin, tanıma fırsatı bulduğu insanlar için su kuyu açmaya ve cami yaptırmaya karar vermiş. Derneğin genel merkezinden bu işler için kaynak talebinde bulunmuyor. Kastamonu’daki uzak-yakın bütün çevresini, gerçekleştirmek istediği projeler konusunda bilgilendiriyor ve onlara, “Ayda kaç lira verebilirsiniz?” sorusunu yöneltiyor. 195 kişilik listesini gördüm. Bazı isimlerin karşısında 10 TL yazıyordu. Onlardan belirlediği bir dönem için (mesela bir yıl boyunca) ayda sadece 10 TL alacak. Anlatıp ikna ettiği her yeni ismi bu listeye kaydediyor ve ondan bir taahhütte bulunmasını istiyor..

Geçtiğimiz Şubat ayının son günlerinde açtığımız Kastamonu giyim mağazasında çok sayıda ihtiyaç sahibi yeni giysilerle sevindirildi. Açılışa kalabalık bir davetli grubu katılmıştı. Onların çoğu Halit Bitkin’in arkadaşları, dostları, tanıdıklarıydı. Yüksek katılımdan çok duygulandım, “Şimdiye kadar birçok ilimizde gezici giyim mağazalarının açılışında bulundum. Bu kadar davetliyi ilk defa bir arada gördüm. Huzurunuzda Halit Bitkin kardeşimi tebrik ediyorum” dedim. Halit Bitkin artık Deniz Feneri’nin resmi il temsilcisi. Aşkı şevki, azmi bir kat daha arttı. O, sorumluluğunun da arttığının farkında.

Açılış sonrası görüşmemizde anladım ki, Zimbabve’de gerçekleştirilecek projeler için gerekli olan paranın yüzde 66’sının taahhüdünü almış durumda. Görüştüğümüzde listede 195 kişi vardı, bugün baksak kim bilir kaç kişiye ulaşmıştır. Projeler, katkıda bulunan herkes için, devam eden ve kalıcı birer hayır kapısı olacak nitelikte. Bitkin için de bitimsiz bir hazine, bir sadakayı cariye olacak inşaallah. Bitkin’i gıpta edilecek bahtiyarlardan gördüm. Allah yardımcısı olsun, aşkını artırsın. Ömrünü hep böylesi güzel işlerle zenginleştirsin.

Geçtiğimiz Cuma namazını Bursa’da Süleyman Çelebi Camii’nde kıldık. Deniz Feneri’nden Hamit Kunt, Yusuf Baykal ve Doğan Selçuk’la birlikte bağışçı ziyaretleri için Bursa’daydık. Namaz sonrası kadim dostum, kardeşim Mehmet Fındıkkaya ile buluştuk. Kunt’la birlikte Radyo Venüs’te yarım saatlik bir programa katılıp Deniz Feneri’nin yetim projesini, yurtdışı çalışmalarını ve 1001 Çocuk 1001 Dilek projesini anlattık.

Fındıkkaya dostum Kenya ve Fildişi Sahili’nde devasa iki projeyi üstlendi. İlk görüşmeyi ben yaptıktan sonra onu Hamit Kunt’la irtibatlamıştım. Kunt Kenya, Fildişi Sahili ve Etiyopya gibi Afrika ülkelerinden yeni dönmüştü ve çantasında birbirinden etkileyici projeler vardı. Fındıkkaya ise kendisi ve aile büyükleri için kalıcı hayır kapılarının açılmasını istiyor, bunun için proje arıyordu. Aranan projeler bulundu. Yetimler yurdu, okul, cami ve su kuyusu gibi her biri ötekinden cazip projelerin hamiliğini Fındıkkaya üstlendi.

Fındıkkaya, Allah’ın kendisine ikram ettiği nimetleri O’nun rızası yolunda harcamasıyla gıpta ettiğim bir güzel insan. Tedavi görmekte olan bahtiyar annesine şifalar, yıllar önce ahirete göçen kıymetli babasına ve bütün geçmişlerine rahmetler diliyorum. Halit Bitkin ve Mehmet Fındıkkaya gibi insanların sayılarının artmasını niyaz ediyorum.

Yıllardır Deniz Feneri Düzce gönüllüsü olarak destan yazan Orhan Kılıç’ın aday olamayışına üzüldüm. Onun yine Deniz Feneri’ne kalmasına ise sevindim. Aslı Seda Gökdaş, Mustafa Altınsoy, Mehmet Yalçınkaya, Mefail Deribaş, Hüseyin Emin Öztürk, İsmail Durak Ünlü, Ahmet Akça, Rıza Saka ve Selim Cerrah’a “geçmiş olsun” dileklerimi sunuyorum. Hakkınızda hayırlı olanın karşınıza çıkması için dua etmiştik. “Olanda hayır vardır.”

recep.kocakk@gmail.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.