Gerçek Nedir?

Prof. Dr. Şahin UÇAR

Babil Kralı Nebukadnetsar’ın Rüyalarına Çağdaş Yorumlar (2)

Esasen bildiğimiz her şey ve bütün kavramlar Nebukadnetsar’ın unutulmuş rüyalarına benziyor diyebiliriz. (Bilgi teorisi açısından bakarsak). Demek ki, tartışmamız gereken en azından iki anlamlandırma teorisi vardır: Her sözün daima bir gerçek anlamı, bir de sambolik anlamı vardır. Halbuki, Ma’nâ ve Mazmûn isimli eserimizde de işaret ettiğimiz gibi “Ortaçağ zihniyeti sembol ile gerçeği –allegorik mânâ ile gerçek anlamı- birbirinden tefrik etmezdi; Ortaçağda allegori ile gerçek iç içeydi.” Bugün, beşeriyetin yirminci yüzyıla kadar gördüğü bu uzun, karmaşık ve ruhumuzu dayanılmaz bir baskı ile bunaltan rüyayı doğru yorumlayacaksak, önce gerçek anlamı ve sembolik anlamı birbirinden ayırmayı öğrenmemiz gerekecektir. GERÇEK NEDİR? (Yalnızca gözlerimizin önünde görünen gerçek değil, görünmeyen gerçeklerle birlikte eksiksiz bütün gerçek nedir?) Rü’ya (yani, duyularımız dış dünyaya kapalı iken gördüğümüz rü’yet) nedir? Peki yorum nedir? Yani “anlam”ın anlamını dahi tartışmak zorundayız.

Demek oluyor ki, tarihi ve varlığı önce tanımamız gerekiyor; ancak gördüğümüzü gerçekten tanımadıkça ona bir anlam vermek mümkün değil. Kitab-ı Muakddes’e bakılırsa Nebukadnetsar pek öyle sıradan bir rüya görmemişti; ruhu da boşuna daralmamıştı: Nitekim Danyal Kitabında bu rüya öyle anlatılmış ve yorumlanmıştır ki –sembolik anlamın altında- asırlarca tarih şuuruna hükmeden bir “çağlar” görüşü çıkmıştır. Biz bu tarih rü’yetini tartışmak zorundayız. Çünkü maceramız tarih içinde cereyan etti ve bildiğimiz her şeyi tarih referansı ile (bugüne kadar ortaya konulan görüşlerle) biliyoruz. Ancak, bu tarih rü’yetini yorumlamak için mâ’nâyı ve mazmûnu (anlam ve sembolik anlamı) ve semantik açısından anlamın anlamını da tartışmak zorundayız. Demek ki, epistemoloji (bilgi teorisi), ontoloji (fizik ve metafiziği ihtiva eden varlık teorisi) ve tarih rüyamızı –insanoğlunun tarihte tezahür eden bütün düşünce ve faaliyetlerini- yorumlamak söz konusudur. Hz. İsa’nın sözünün derin anlamı işte budur: Gözlerinin önündekini iyi tanı; görmediğin de sana ilham olunacaktır.

Mahsûsatı (beş duyu mahsulü hisler) hayvanlar da hisseder ve görür. Ancak onu anlamak ve ilhâm mahsûlü düşüncelerle akletmek ve yeniden biçimlendirmek insana ait bir meziyettir. Görünmeyen dünyaya dair ilhamımız, yalnızca bir ilham mı? Belki de! Ancak insanın yüceliği, düşüncesi ve bütün tarihî macerası da bu ilhâmla başlar. Önce kelam ve sonra kelamın meydana getirdiği sembolik anlamlar dünyası. Bu anlamlar dünyası kifayet etmediği zaman da, sembolik dil ile anlatılan üst-diller ile ortaya konulan mazmûnlar dünyası…

Nebukadnetsar’ın “tarihi rü’yet”ine ve bu hatırlanamayan rüyanın yorumu meselesine iyice dikkat edince anlıyoruz ki, gerçekten kaliteli ve tatminkâr bir yorum yapacaksak; tarih, fizik, metafizik ve epistemoloji meselelerini hep birlikte mütâlaa etmeliyiz. Burada ilmî ihtisas alanları içinde kalamayız; çünkü bütün bu meseleler son derece girift ve iç içedir. Başta tarih olmak üzere pek çok kavramı yeniden değerlendirmek ve yorumlamak zorundayız. Tabiat (fizik) ve tarih gibi kelimelere bir anlam verdiğimiz zaman, ekseriya farketmesek de, semantik (anlambilim), epistemoloji, metafizik ve benimsediğimiz kozmogoni (yaratılış teorisi), kozmoloji (kâinatın yapısına dair teoriler) ve ilahiyat anlayışına bağlı oryantasyon (vaziyet ve istikamet tesbiti ile beşerî faaliyetlerimiz için seçtiğimiz yöneliş) bakımından kendi yorum ve tercihlerimizi de ifade etmiş oluyoruz. Onun içindir ki, bütün bu meseleler birbirinden tamamen farklı kategoriler olarak ele alınırsa bazı kaçınılmaz hatalar zuhur edecektir. Bu hükmümüzün mucip sebeplerini gösterebilmek için “tarih rü’yeti” yahut tarih kelimesinin mânâ ve mazmûnunu incelemekle işe başlamamız gerekecektir. Bunun için, işe lisaniyat ve semantik (anlambilim) temelinden, tarih kelimesinin etimolojisinden başlamamız lazımdır.

Devam Edecek

www.sahinucar.com.tr sitesinden alıntılanmıştır


 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.