Tartışmanın 133. gününe ulaşmamıza rağmen halen TSK’dan istifa gelmeyişi kafaları karıştırmaya devam ediyor. Oysa ortada birkaç belge, bir mektup, ıslak imza ve adli tıp raporları var. Ancak ‘komplo belgesi’ halen kelle almış değil. Genelkurmay ve MSB tartışmaları sadece izleyip görevden el çektirmezken, belgede imzası bulunan subay da harekete geçmiş değil. O subaya emir verdiği iddia edilen paşalardan da ses yok. Bu durum en fazla TSK’yı yıpratırken şöyle yakın tarihe göz atığımız zaman çok ilginç istifalar görebiliyoruz. İstifa eden askerlerin gerekçeleri bugün olduğu kadar vahim de değil. Hatta içlerinde Genelkurmay Başkanı olabilme ihtimali yüksek olan askerler de var. Ama ısrarla birileri halen istifa kurumlarını hatırlamıyor! Ama biz hatırlatalım:
Meşhur çuval geçirme olayını unutmuş değiliz. Kamuoyu bu konuda yetkililerden net bir açıklama alamasa da Korgeneral Köksal Karabay’ın istifasını biliriz. Karabay’a herkes geleceğin Genelkurmay Başkanı olarak bakıyordu. Ancak o çuval krizinde sorumluluk alarak istifa etmişti. Parmaksız Paşayı da unutmuş değiliz! Genelkurmay İstihbarat Başkanlığında görevliyken, 2004’te Konya Personel Okul Komutanlığına atanınca istifa etmişti. Kendisine tebliğ edilen görevin pasifliğine dayanamamıştı. Tümgeneral rütbesindeydi.
NATO ve Afganistan'da önemli görevler üstlenen, Özel Kuvvetler Alay Komutanlığı yapan hatta Cumhurbaşkanlığı Başyaverliği görevinde bile bulunan Tümgeneral Reha Taşkesen var birde. Paşa çıktı ansızın ‘özel nedenler’ diyerek istifa eti. O özel nedenleri öğrenemesek de istifa etiğini biliyoruz. Birde YAŞ’a tepki istifaları var. Washington’da Askeri Ataşelik yapan Tümgeneral Orhan Uğurluoğlu, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Muzaffer Karaca ve Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Er… Üç generalde YAŞ kararlarına tepki olarak görevlerinden istifa etmişlerdi.
“Üzerimde üniforma varken eşimden ayrılmam uygun olmaz” açıklamasıyla görevinden ayrılan Tuğgeneral Celal Çıtağ’ı atlamamamız lazım. Çıtak, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanıydı. Listeye tam burada 1. Taktik Hava Kuvvet Komutan Yardımcısı Tümgeneral Levent Türkmen eklenirken, Hava Pilot Tümgeneral Sinan Şanlı da Hava Harp Okulu Komutanlığı görevinden istifa edivermişti. İleride Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na en güçlü aday olarak gösterilen Tümamiral Mustafa Baha Eren ise makamın önemsiz olduğunu istifa ederek gösterenler arasındaydı. Onun nedeni de ‘özel’di. Peki ihanet belgesinde imzası olan, belge ile adları anılan komutanlar ne yapıyor? Görevlerinin başında kalarak TSK’yı yıpratmaya devam ediyor. TSK’da koruma-kollama refleksi göstererek onları görevinden almıyor. Milli Savunma Bakanlığı ise olayı uzaktan izliyor. Kendisine ne mikrofon uzatan var ne de bu vakte kadar kendisinden gelen bir değerlendirme… TSK ve MSB sessizliğini koruya dursun yüce istifa makamını biz şöyle bir hatırlattık. TSK’da ‘açılım’ın daha önce başladığını gösterdik. Meşhur ‘demokratik açılım’ konuşulurken TSK içinde daha ciddi bir ‘açılım’ yaşansa daha iyi olmaz mı diye de yazımıza ünlem koyduk. TSK’ya karşı asimetrik psikolojik harekât sürdürmeye kimsenin hakkı olmadığını hatırlatarak, “Generallerde istifa eder” diyerek de noktayı koyduk. Ama parantez açacak olursak, istifa etmeyi düşünen askerlere bir hatırlatma daha yapmamız gerekiyor. Eğer cidden istifa ettiklerinde ortada kalma kaygıları varsa anlamsız. Çünkü böyle bir kaygıya da cevabımız var. HE-PAR ne güne duruyor. Madem siyaset yapmaya bu kadar heveslisiniz Osman Pamukoğlu Paşa ile yola devam edin.