Gerçeğin, "eninde sonunda ortaya çıkmak" gibi bir huyu var. Tabii, medyada klişeleşmiş yanlışları ısrarla tekrarlayıp gerçeği karartmaya çabalayanlar için "kötü" bir durum bu!
Birkaç gün önce, Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Levent Ersöz'e ait olduğu öne sürülen bir ses kaydı "çok yakın tarihimiz" ile ilgili yerleşik yargıları yerle bir etmeye yetti.
Levent Ersöz, "Darbe Günlükleri" döneminin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman için "Bizi Hilmi Özkök'e satan adam" diyordu!
Söz konusu ses kaydında...
Ersöz, Yalman'ı hazırlığını yaptıkları darbe planlarını dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'e iletmekle suçluyor ve "Yalman gidip komutanların hepsini Özkök'e gammazladı" diye feveran ediyordu.
Demek ki neymiş?
*
Aytaç Yalman'ın, görev süresi boyunca darbe yanlısı cepheye destek veriyormuş gibi yapıp...
Aslında Hilmi Özkök'le birlikte darbecilere karşı hareket ettiğini gösteren bulguların Özden Örnek'e ait Darbe Günlükleri'nde yer aldığına bu sütunda daha önce değinmiştik.
Yalman'ın, Şener Eruygur'un başını çektiği darbeci generalleri, muhtıra heveslisi gibi görünüp "ters köşe"ye yatıran bir strateji uyguladığı anlaşılıyor.
*
Aytaç Yalman'la ilgili bütün bu gerçekler, başka bir yerleşik tezi daha çökertiyor.
Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun...
Vaktiyle Yalman'ı Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atamak suretiyle "Hilmi Özkök'ü kuşattığı" savı da çöpe gitmiştir!
Hüseyin Kıvrıkoğlu...
Hilmi Özkök'ü sırasıyla 1. Ordu Komutanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı yapan yani "bütün üst düzey görevlerine getiren" generaldir.
Kıvrıkoğlu'nun Özkök'ü istemediği tezi hurafedir.
Şayet o tez doğru olsaydı, Kıvrıkoğlu görev süresinin Mesut Yılmaz tarafından bir yıl uzatılması talebini (tuzak bir talepti) kabul eder ve Hilmi Özkök'ün KKK'lığından emekliye sevk edilmesini sağlardı.
Tersini yaptı, Kıvrıkoğlu; Özkök'ün yolunu açtı.
Kıvrıkoğlu, 28 Şubat MGK'sı esnasında 1. Ordu Komutanı idi...
KKK'lığına getirilişi 1997 Ağustos'undadır!
1997'nin Kasım ayında KKTC'deki suikasttan kıl payı kurtulmuş olması...
Kıvrıkoğlu'nun, darbecilerin-28 Şubatçıların-Ergenekoncuların hedefinde olduğunun ispatıdır.
Hüseyin Kıvrıkoğlu konusundaki gerçeği karartmaya çalışan kimi meslektaşlarımızın, sözünü ettiğim suikast hadisesini izah etmeye hiçbir zaman yanaşmadıklarına dikkatinizi çekerim!
*
Devam ediyorum...
Bir süre önce, Hüseyin Kıvrıkoğlu'nu "Ergenekon'un 1 Numarası" gibi tasvir eden, böyle imiş gibi göstermeye çabalayan meslektaşlarımız da olmuştu:
Bu gibiler, fena halde yanıltılmış oldukları için okuyucularını da yanıltmışlardır!
Kıvrıkoğlu, "28 Şubat gerekirse bin yıl sürecek" demeciyle "ters köşe" stratejisi uygulayıp...
Perde arkasında, 28 Şubat sürecine karşı esaslı ve hayati bir mücadele vermiş, darbecilerin tasfiye sürecini başlatmış bir komutandı.
Dahası, 28 Şubat'a ve darbeci "gizli devlet yapısı"na karşı koyan generallerin ilkiydi!
*
Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun 2002 Ağustos'unda Aytaç Yalman'ı KKK'lığına getirerek...
Klişeleşmiş –yanlışı kopyalayan- yargıların aksine...
Hilmi Özkök'ün darbecilere karşı mücadelesinde "elini kuvvetlendirdiği" anlaşılıyor.
O dönemde, 2. Ordu Komutanı Edip Başer'in Kara Kuvvetleri Komutanı olması bekleniyordu!
Başer'i engelleyen...
Edip Başer'i, 1. Ordu Komutanı ve KKK yapmayan artı Genelkurmay Başkanlığı'nın yolunu da kapayan Kıvrıkoğlu idi.
Kıvrıkoğlu'nun vaktiyle Başer'in yerine Yalman'ı tercih etmesi, bugüne kadar medyamızda bilmeden veya kasten sürekli yanlış yorumlanmış bir husustur!
*
Doğan Grubu, Edip Başer'in 2002 YAŞ'ı sonrasında KKK olacağını öne sürmüştü. Bu "haber" aslında bir "temenni"yi yansıtıyordu. Ne var ki, Amiral Gemisi'nin arzusu gerçekleşmemişti.
Edip Başer'in "hangi safta yer aldığı" sorusunun cevabına şöyle bir seyahat edelim:
Emekli Orgeneral Başer'i, Ergenekon sanıkları Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'a destek çıkan demeçleriyle hatırlıyoruz. Başer, Ergenekon Operasyonu'nun adına bile "Kasıtlı konulmuş bir isimdir" diyerek karşı çıkmıştı...
Edip Başer "Terörle Mücadele Özel Temsilcisi" görevinden alındığında, Ergenekon sanıklarından emekli orgeneral Tuncer Kılınç şöyle demişti:
"-Bu kararı alanlar pişman olacak. Türk ulusu bunu asla affetmeyecektir!" (22 Mayıs 2007)
*
Edip Başer, İtalyan La Repubblica gazetesine verdiği demeçte ise "Cumhurbaşkanı belirlemede durum raydan çıkarsa Ordu yine müdahale edebilir. Bunu internet bildirisine oranla farklı bir şekilde yapabilir!" demişti. (24 Temmuz 2007)
Başer, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adaylığına karşı çıkmış; "eşinin başörtülü oluşu"nu "Gül'ün Çankaya'ya çıkışına engel bir unsur" olarak göstermişti.
Başer'in Çankaya adayı Hikmet Çetin'di!