Ben hemen söyleyeyim, 28 Aralık günü...
Bugün ise 9 Ocak...
Aradan 12 gün geçmiş.
***
Olayın ertesi günkü açıklamasında Genelkurmay ne diyordu?
“Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt elebaşılarının da bulunduğu terörist grupların bölgede bir araya geldikleri ve sınır hattındaki karakol ve üs bölgelerimize yönelik saldırı hazırlığı içinde oldukları anlaşılmış ve ilgili birlikler ikaz edilmiştir.”
***
Genelkurmay’ın açıklamasında ifade ettiği istihbarat alınan ‘çeşitli kaynaklar’ arasında MİT var mı?
Sorunun cevabını MİT Müsteşarlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği medya açıklamasında veriyor:
“Öncelikle şu gerçeği bir kez daha ifade etmek isteriz ki; 28 Aralık 2011 tarihinde hayatını kaybeden 35 vatandaşımız ile ilgili olabilecek grup, yer, tarih, sayı ve geçiş güzergâhlarına ilişkin Teşkilatımızca herhangi bir istihbarat paylaşımı gerçekleştirilmemiştir.”
Bu açıklama üzerinden de dört gün geçti.
***
Uludere’de yaşanan trajik olay sonrasında ilk açıklama Genelkurmay’dan yapıldı, hükümetten ise ses seda çıkmadı.
Olayın ertesinde konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise sınırdaki bombardımanda 35 kişinin yaşamını yitirmesi olayının örtbas edilmeyeceğini belirtti.
Hüseyin Çelik’in açıklamasından bu yana da 11 gün geçti.
***
Ben çok tecrübeli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım...
Cumhuriyet tarihinin en vahim olaylarından biri olan Uludere trajedisi ardından medyadaki o derin sessizlik utançtan midemi bulandırmakla kalmadı, beni son derece kuşkulandırdı.
Beni en çok kuşkulandıran da bu tür çok vahim olaylardan sonra ‘olay hakkında’ başlatılan ‘idari ve adli inceleme’dir...
Çünkü o inceleme bir türlü sonuçlanmaz ve siz bilirsiniz ki olayın soruşturulduğunu söylemekteki asıl amaç olayı gündemden düşürmek, kamuoyunun dikkatinden uzaklaştırmaktır...
Genelkurmay’ın 11 gün önceki açıklamasının sonunda da ‘olay hakkında idari ve adli inceleme ve işlemler devam etmektedir’ deniyordu...
***
Yazının başlığını ‘Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi’ diye koydum ama bu tali bir konu...
Asıl mesele Uludere katliamının sorumlusu kim, bombalama emrini kim verdi?
Acaba bunu öğrenebilecek miyiz?
Öğrenebileceksek, öğrenmek için ne kadar bekleyeceğiz?
Yoksa 35 çocuğumuzun vahşi bir şekilde katli de ‘kim vurduya’ mı gidecek?
***
Mevcut atalete ve duyarsızlığa bakılır ise birileri konuyu kapatmaya uğraşıyor...
Bu sessizliği medyada da izliyorum...
Kestirmeden söyleyeyim; Cumhuriyet tarihinin en vahim olaylarından biri olan Uludere’nin üstünü kimse örtmeye kalkmasın... Örttüm sanır ama örtemez...
***
Evet, Uludere’de insanların katledilmesine yol açan istihbaratı Genelkurmay’a kim verdi, bombalama emri kimden çıktı?
Hüseyin Çelik’in söylediği gibi ‘olayın üzeri ört bas edilemez’ ise 12 gündür neyi, neden bekliyoruz?
Aynı dram Allah korusun ‘yönetenlerin’ başına gelse süreç bu kadar aheste mi yürürdü?
Devlette sadece saydamlık değil, vicdan da arıyoruz galiba...