GENÇLERİN İYİ YETİŞTİRİLMESİ

Tahirhan GÜL

Değerli okurlar bence dünyada ülkeler için en kıymetli varlık ne madenler ne teknolojik gelişme ne güçlü ordulardır. En kıymetli varlıklar iyi yetiştirilmiş gençliktir. Yine en büyük felakette yetiştirilememiş başka ülkelerin oyuncağı haline gelmiş gençliktir. Örneğin Japonya nerdeyse hiç madeni olmadan dünya deviyken en kıymetli petrollerin olduğu Arap dünyası ise adeta sömürü alanı haline gelen ikinci dünya ülkeleri sınıfındadır. Bilgi, kültür, spor, yetenek geliştiren her türlü faaliyet yerine boş magazinsel bilgiler ve işe yaramayan şiddet içerikli görsel ve yazınsal yönlendirici yapımlar gençliği adeta uyuşturup var olan insana hizmet çizgisinden çıkarıp kendi nefsine hizmet eden bencil görev bilincinden yoksun bireyler haline getirmiştir.. Bir Japon azıcık görevini aksatsın harakiri düşünürken ortadoğuda günümüzde görev aksatmak gururlanacak iş gibi algılanır nerdeyse..

Peki, neden Ortadoğu milletleri gençlerini iyi yetiştiremiyor. Bundan kurtulmak için neler yapmalıdır? Öncelikle gençliğin yetişmesi için 3 önemli alan vardır. Bunlar kısaca şöyle özetleye biliriz.

 Birincisi ailenin baskın olması gereken ev ortamıdır. Yani evde aile çocukların kendilerini geliştirebilecekleri kitapları okumaya teşvik etmeli gerekirse devlet çocuklar için ailelerin ihtiyaç duyduğu kitapları ailelere temin etmelidir. Yine devlet aile iş birliği ile özellikle TV ve internet ortamındaki şiddet ve buna benzer zararlı ortamlardan çocuğu koruyacak alt yapıyı kurmalıdır. Unutmamalıyız ki özellikle şiddet içerikli filmler diziler ve videolarda ki şiddet sahneleri çocuktaki merhamet duygusunu öldürüyor. Kendi düşüncem bunları izleyen çocuklarda ve gençlerde Psikopatlaşma başlıyor böylece onlar mafya ve terör gibi illegal örgütlenmelere kaynak haline geliyor.

 İkincisi sokak ortamıdır. Burada aile fazla etkili değildir devletin etkin olması gereken en önemli alandır. Spor salonları, sanatsal etkinliklerin yapıldığı kültürel içerikli merkezler,  parkalar eğitici eğlence merkezleri kurarak hem bedensel hem de zihinsel gelişim artırılıp aynı zamanda farklı yeteneklerinde ortaya çıkarılıp geliştirilmesine katkıda bulunularak gençler zararlı her şeyden uzak tutulur.

Üçüncü alan okuldur. İçeriği dolu bir eğitim sistemi, kütüphaneleri, araştırma sınıfları, bilgisayar odaları olan ve her şeyden önce çalışan öğrencinin değerli olduğu sevgi saygı ortamının kurulduğu bir okul alanı oluşturmak. Bunda da en etkin aktör devlettir yine.devlet etkin olmalıdır.

Yukarıda saydığımız üç önemli alan gerekli dikkatle boş bırakılmamalıdır devlet ve ailelerce.

 Dostlar  devlet televizyonu ve özel televizyonlar kesinlikle gençlerin ve çocukların ayık olduğu saatlerde fazla şiddet içerikli yayınlar yapmamalıdır. İnsanların kılıçtan geçirildiği rahatlıkla kurşunlandığı sahneler sürekli gösterildiğinde gelişim çağındaki çocuklar bunları izleyerek şiddeti normalleştiriyor. Sonrası sokakta arkadaşına şiddet uygulayan çocuk zamanla okulda üniversitede ve en sonunda evinde anasına babasına ve ileride eşine şiddet uygulayan bireyler haline geliyor.

Oysaki okulda idealist bilim adamı adayı, Yine spor salonlarında iyi bir yüzücü ya da güreşçi, kültür merkezinde neyzen hattat ressam olması gerekirken gençler, sokakta. Kahvede racon kesen elinde tesbih olan yitik gençlik oluyor malesef.

Ey ülkemin güzel insanları bor madenlerinin nasıl işleneceğine yorduğumuz kafamızı gençliğimizi nasıl işleneceği nasıl yetiştirileceği gerçeğine yormuyoruz malesef. oysaki Yormalıyız.

   

                                                     Hikayename

Hikâye bir dostumdan; kendisi lisedeyken okul çıkışı bir çay bahçesine takılırmış. Çay evinde Birkaç gazete olduğundan bir çay içerek hepsini okuma fırsatı olurmuş. Bir gün yine üç beş arkadaş otururken ayakları yalın gariban biri içeri girmiş konuşamayan ama elini açıp para dilenen bu kişi dostumun da bulunduğu masaya gelmiş. Dostum gazeteye daldığından olaya vakıf değilmiş. Tabi adam birçok masadan para aldığından elinin içi para dolu şekilde dostumuza da uzatmış tam gazete okurken olunca dostumuz azıcık kızgınlıkla adama bakıp, amca amca biz öğrenciyiz sana para veremeyiz bak avucun dolu para senin bize vermen gerekir demiş gayriihtiyari. Arkadaşlarının yanında bizim dostumuzun yüzüne bakıp avucundaki tüm parayı dostumuzun avuna boşaltmasın mı Adam!  Dostum dalgınlıktan uyanıp adama bakınca adamın samimi şekilde gülerek kendisine baktığını görüyor. Dostum avucundaki parayla hem üzülüyor hem utanıyor. Ve parayı geri vermeye çalıştıkça adam almıyormuş birde.

 Ee İbrahim hakkı hazretleri ne diyor: harabat ehlini hor görme Zakir hazineye malik viranenler var.

Selam ve duayla.

Tahirhan gül

tahirhangul@hotmail.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.