GENÇLERİMİZ, TEHLİKELER VE GELECEĞİMİZ:
Hepimiz zaman zaman sıklıkla söyleriz, bizim zamanımızda böyle miydi, bizim zamanımızda şunlar şunlar vardı, bizim zamanımızda gençlerin ahlakı şu şekildeydi...
Evet zaman geçtikçe, nesiller değiştikçe, herşey değişiyor, kimlerine göre daha da iyiye gidiyor, kimilerine göre kötüye gidiyor ve yozlaşıyor. Toplumlar içinde bulundukları zamanın şartlarına, olgularına, etkenlerine göre, değişiyor, kabuk değiştiriyor, şekilleniyor. Çok değil bundan birkaç yıl öncesinde var olan, bazı değerlerin, bazı olguların, bazı geleneklerin artık yok olmaya yüz tuttuğunu, veya tamamen ortadan kalktığını görmekteyiz. Çok hızlı değişen ve sözüm ona gelişen kültürel, sosyal, teknolojik etkenler, toplumları şekillendiriyor, genç nesilleri şekillendiriyor, hatta tabiri caizse başkalaştırıyor.
Ancak bu değişkenler, etkenler, olgular, acaba şimdiki gençliğimizi nasıl etkiliyor ve nasıl bir hale büründürüyor? En başta televizyonlar, medya, reklamlar, internet, sosyal medya, moda, yaşam tarzı, bunları değerlendirmeliyiz. Şahsi fikrim, maalesef sayısı yüzlerle ifade edilen TV kanalları gençliğe olumlu ve güzel şeyler veremiyor. Üzülerek ifade ediyorum ki, birçok kanalda gençlik ahlaksızlığa, yozlaşmışlığa, dini ve milli değerlerden uzaklaşmaya, kültürel yozlaşmaya, lükse, aşırıcılığa, tembelliğe sevkediliyor. Bütün tv kanalları değil, bir kısım tv kanalları için bu durum söz konusu. Bir toplumda bozulma, önce toplumun dinamiğini oluşturan gençlerle başlar, sonra bu bir virüs misali tüm topluma yayılır. Bunun için önce genç neslimizi korumak ve yönlendirmek bizim vazifemiz. Bakınız, birçok tv kanalında sayısız yarışma programları, müzik ve eğlence programları, moda programları vs var, bunlarda kim iddia edebilir ki, bunlar gençliğimizin faydasına ve gençliğimizin olumlu ve ahlaklı yetişmesine katkı sağlıyor. Hayır kimse bunu iddia edemez, bazı yarışma ve eğlence programlarında, aile içi mahrem konular da dahil olmak üzere, tüm insanların gözleri önüne serilir, bu toplumun çekirdeği olan ailenin çürümesi yozlaştırılmasıdır. Sonra gençler, kısa yoldan zenginliğe, lüks ve şatafata, eğlence ve şehvete yönlendirilir. Çalışmak, hakkıyla kazanmak bir yana, bir anda köşeyi dönüp lüks villalarda, lüks spor arabalarda yaşamaları özendirilir. Bakınız, dizilerin bir kısmında da, aynı şekilde yozlaşmış, bozulmuş, lüks ve şatafat düşkünü bir hayat sergilenir ve empoze edilir. Gençlik, herşeye, tüm imkanlara, zenginliğe bir an önce ulaşmak için her yolu denemelidir ve bir an önce bu kendisine güzel lanse edilen hayat şartlarına kavuşmalıdır... Alkol tüketimi, hatta uyuşturucu tüketimi bazen özendirilir, çıplaklık ve ahlaksızlık ise cesaret ve modernlik diye lanse edilip, gençlerimiz özendirilir.
Gençliğimiz gelenek ve adetlerinden uzaklaştırılır, büyüğe saygı ve hürmet, küçüğe sevgi ve şefkat anlayışı zamanla artık yozlaşır, ortadan kalkar ve bir başına buyruk sözüm ona özgürce bir yaşam tarzı sunulur. Dini ve milli değerler önemsenmez, ve zamanla unutturulur. Popüler eğlence kültürü, hızlı yaşamak, birçok kadın veya erkekle birlikte takılmak, zenginlik ve gösterişli bir hayat yaşama, gençliğe görünüşte altın ama özünde paslı bir tepside sunulur. Bütün bunlara kavuşunca da herşeye kavuşulduğu ve mutlu bir yaşam sürdürüldüğü empoze edilir, özendirilir.
Eskiden bize sorarlardı, büyüğünce ne olmak istersin diye, cevabımız, ya doktor, ya mühendis, ya avukat, ya hakim, ya polis vs olurdu. Şimdi sorunca maalesef alınan cevap, ya topçu, ya popçu, ya da tez zamanda zenginliğe kavuşturan her ne varsa o...
Yapılması gereken şey nedir o halde, sorun belli ya çözüm nedir diye soracaksınız, biliyorum. Çözüm yine bizlerde, biz onları iyi yetiştirmeliyiz, kitap okuma alışkanlığı edindirmeliyiz, iyi bir terbiye ve ahlak üzere yetiştirmeliyiz. Dinini ve kültürünü iyi anlayıp, iyi yaşayıp, onlara örnek olup onları da bu şekilde bilinçli ve şuurlu yaşamaya özendirmeli, yöneltmeliyiz. Alnının terinden başka, emeğinin karşılığından başka kazanacağı şeylerin ona bir fayda getirmeyeceğini, yaşayarak ve açıklayarak göstermeliyiz.
Unutmamalı, aslını, özünü, geçmişini, ecdadını, dini ve milli değerlerini, unutmuş kaybetmiş bir nesilden ne kendine, ne de topluma bir fayda gelmez.
Ve unutmamalı, iyi bir toplum, iyi bir gençlik, iyi bir nesil yetiştirmekle mümkündür. Gençliğimiz geleceğimizdir ve bizler nasıl yaşar ve örnek teşkil edersek onlar da bizden miras kalanı tekrar edeceklerdir.
AV.KURTULUŞ AYBİRDİ