Her zaman haklı olanın kazanacağına inandım.
Kısa dönemde belki zulmün, yanlışın, ihtirasın, çıkarın galip olabileceğini, ancak uzun dönemde adaletin, doğrunun, kanaatin ve baki değerlerin kazanacağına iman ettim.
İlk başta kavga edenlerin, terör çıkaranların, göz boyayanların şeklen kazandığı görünse de, bu kalıcı olamaz. Buna adım kadar eminim. Zira bu ilahi hükme aykırıdır.
Zaman uzun ve sonsuz bir çizgi. Bu hayatta zulümle abad olanlar, sanıyorlar ki kazandılar. Hayır asla öyle değil! İnsanları belki şimdi kandırabilirler, ancak sonunda “Yukardakini” nasıl kandıracaklar? İnsanları pusturabilirler, ancak O’na nasıl güçleri yetecek?
Burada her türlü dalavere ile belki insanlara yanlışı doğru gösterebilirler, peki her şeyi Bilen’in huzurunda ne yapacaklar? İlahi detektiflerin raporlarını sunduğu, her türlü otantik kanıtların beyan edildiği o ilahi mahkemede, onları kim kurtaracak?
Eninde sonunda özüyle sözü bir olanların, ahde vefa edenlerin, sözlerini tutanların, emanate hiyanet etmeyenlerin, sevenlerin, sayanların, kandırmayanların, düşeni kaldıranların, ezeni indirenlerin, faniye değil bakiye inananların kazanacağına eminim.
Neden mi? Çünkü adaleti kaldırırsanız, dünya kalmaz! Zira, mülkün temeli adalettir. Şöyle veya böyle, burada veya orada sonunda doğru kazanacaktır. Ancak adaletin doğruya hükmetmesi ne kadar doğruysa, gecikmesi de o kadar yanlıştır. Sonunda haklının hakkını alması ne kadar adilse, bunun çok gecikmesi de o kadar adaletsizdir.
Paranın bir zaman değeri (time value of money) vardır. Şu anki bir dolar, bir sene sonraki bir dolardan daha değerlidir. Şimdiki adalet, sonundaki adaletten daha yeğdir.
Bu kadar mazlumun, bu kadar zayıfın, bu kadar garibin hakkını hukukunu mahkemelerde süründürmek insaf mıdır?
Zaten, haklının hakkını (hukuk içinde) en çabuk iade eden toplumlar, şu an dünyanın tepesinden diğerlerine bakmaktadır.
Herhangi bir ülkede insaflılar, insafsızlar kadar cesur olursa şayet, zaten adalet çok çabuk tecelli etmektedir. Zira, baki olan doğrudur, adalettir, ahlaktır.
Bunun tecellisini görmek için insanlar artık gözlerini bir kapatıp bir açmak istemiyorlar. Artık, zaman çok hızlı, mazlumlar çok sabırsız. Öyleyse, sabah çok yakın demektir.
Şu an geçmişin karanlığındayız. Şu an aynada zulüm/zülmet gözüküyor. Ancak, geleceğe dönünce, aynada ışık var!
[Bu yazi vatanina, milletine, inanclarina hizmet icin canla basla calisan her yerdeki ve her zamandaki gonul erleri icin kaleme alinmistir...]