Tarih tekerrürden mi ibaret? Bugünlerde nedense geçmişte yaşar oldum. Yaş kemale erince insan böyle hissediyor sanıyorum. Çok değil bundan 10 yıl önce bu günkü duygularıma asla ihtimal vermezdim. Zaman her şeyin ilacı derledi de inanır gibi yapardım, ancak inanmak ayrıymış.
Yaşadığınız duygular yaşandığı yıla ve sizin olgunluğunuza göre şekil alıyormuş bunu çok geç ve zor öğrendim. Hayatın tecrübelerinin ne kadar acı reçeteler içerdiğini de yaşadıklarınızla öğreniyorsunuz. Eleştirdiğiniz ve ben asla yapmam dediğiniz her şeyi öyle güzel yapıyorsunuz ki.
Çocuktum hatırlıyorum öyle rahat eleştiriyor öylesine acımasız yargılıyordum ki; Annem’’ beni büyüyünce anlarsın’’ dedi. Bende ne yani şimdi anlayacak kapasitede değimliyim diye itiraz etmiştim. Geçen gün kızıma aynı cümleyi söylerken buldum kendimi. O tatlı acıyı yaşamadan bilemezsiniz! İnanın bana o kadar buruldu ki içim. Annemin haklı olması değil hayatın beni o noktaya getirmesiydi içimi acıtan.
Hepimiz hayatımızda yapmam dediğimiz nice yanlışları yapmaya mahkum oluyoruz. Geriye dönüp baktığımızda elimizde yaşanmış acı tecrübeler ve yüzümüzü buruk bir acıyla gülümseten yetilerimizden başka bir şey olmadığını görüyoruz.
Hayat zor….
Bu yazıyı okuyanların tamamı benimle aynı fikirdedir bu konuda. Evet hayat zor.
Ama neden zor hiç dündünüz mü? Hayat mı zor hayatı biz mi zorlaştırıyoruz? Kolay olan şeyleri neden nefsimizle zor hale sokarız bunu bilmiyoruz. O an için haklısınızdır ve kendiniz için en iyi olanı seçtiğinizi düşünürsünüz ancak zaman gelir ki bu hayatınızın yanlışıymış. Ve siz bu yanlışa mahkumsunuzdur artık çünkü tercih sizindir ve sonuca siz katlanacaksınızdır.
Aslında hayat zor değil. Elif Şafak’ın ‘’ AŞK’’ isimli romanını okuyanlarınız bilir. Şems’in hayata bakışını ve yaklaşımını. Dinimizin bize oldukça basit bir hayat rotası çizdiğini kabullensek ve teslimiyeti yaşasak hayat hiç de zor olmasa gerek.
Savaşırken zorlaştırmıyor muyuz hayatımızı? Aslında basit ve net olan yaşamlarımızı karmaşık hale biz getirmiyor muyuz? Nedenler? Niçinler le aklımızı ve ruhumuzu karıştırıyor sonra karmakarışık olan bu durumdan çıkamayıp hayata atıyoruz suçu.
Hayatın ne suçu var?
Bize sunulan şıkların hepsi tercihli aslında. İki seçenekli sunmuş hayat bize seçenekleri. Biz ya iyiyi ya kötüyü seçiyoruz. Yada bizim için en iyi bildiğimizi ancak onun hayırlı olup olmadığını bilmeden sadece istiyoruz. İsteklerimizin bizi getirdiği yere göre de suçluyu hemen hazırlıyoruz; HAYAT
Daima hayırlısını istemek gerek. Biz ne istersek bize o verilir. Rabbim her şeyin hayırlısını versin hepimize.
Son günlerde evrenden istemek diye bir tabiri dolaşıyor ya işte o evren dedikleri, iyi düşün iyi seni bulsun bu oluyor aslında. Bir SECRET’tır gidiyor. Allah’tan hayırlısını istemektir bunun doğası! Evrenden istemekle olmuyor siz hayırı ve iyiyi isterseniz o size sunuluyor…