"Gel Gel Ne Olursan Ol Yine Gel, Mevlana'ya' atfedilen şiirdir. Şairi Ebu Said-i Ebu’l-Hayr'dır. Lirik bir özellik taşır. Nasihatlerden oluşur. Mevlana’ya atfedilen ve çok sık alıntılanan bir şiir olmakla birlikte kaynağı tam olarak bilinmez..."
"...Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi,
İster puta tapan ol yine gel, ,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
Şu toprağa, şu tarlaya sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz..."
Yine Aralık, Yine Konya, Yine Şeb-i Arus...İnşallah bu sene bu törenler mazidekilerden daha berketli, daha etkileyici olmuştur. . Bereketli derken bu kelimeye herkes kendi bulunduğu yere göre anlam verir. Konyalı esnaf kardeşler gelen misafirlerden elde edecekleri geliri düşünür. Belediye kendi tanıtımını anlar. Turizmciler ileriki yıllara dönük gezilere düşünürler. Bunlar normal şeyler. Hepimiz bu hayatı öyle veya böyle yaşamaktayız. Hayatın bir parçası bu törenler hepimizi bir yönü ile ilgilendiriyor. Lakin işin özü/ lübbü bunlar olmamalı. Bu çağrının ana gayesi bu dünyadan ziyade sonsuz olan öbür alem. Yani Ahiret. Bu sebeple günlerce kamu oyunu meşgul eden, devlet görevlilerinin önemli bir zamanını alan, gerek yurt içinden gerekse yurt dışından binlerce insanın zaman, para harcayarak katıldığı bu etkinlikler inşallah amacına ulaşmıştır. Haftanın ve törenlerin ana omurgasını oluşturan ;"ne olursan ol yine gel" sözünün ana gayesinin Konya'ya gelmek, törenlere katılmak, semayı izlemek, alışveriş yapmak, bir turizm etkinliği gerçekleştirmek olmadığı kesin. Ya ne ? "Ey adem oğulları! Ey insanlar! Görüyorsunuz dünya fani. Gelen gidiyor, giden gelmiyor. Ömürler mevsimler, yıllar su misali akıp gidiyor. O zaman dur düşün ve harekete geç. Kendini yani; ruhu, nefsi, aklı, bedeni, canı...tanı. Nereden gelip nereye gittiğine dikkat et. Seni bekleyen sonsuz hayatı, sonsuz alemi, sonsuz mükafatı, sonsuz azabı düşün. Adımlarını ona göre at. Altını teneke , hakikati yalanla, geçiciyi kalıcı ile takas etme...." Bu çağrıdan bu meyveleri devşirdiğimiz gün bu törenler amacına ulaşmış olacak. Yoksa ne olursan ol yine gel ve geldiğin gibi geri dön! Mecusi olarak gelip mecusi olarak, putperest gelip yeni putlarla geri dönersek bilelim ki bu çağrı yerini bulmamış bu mesaja icabet edenlerde bu çağrıdan hiç bir menfaat elde edememişlerdir.
O zaman çağrıyı şöyle tamamlayalım: kardeşim! Ne olursan ol yine gel. yalnız gelmişken de boş dönme. Sonsuz alemde sana iyilikler kazandıracak inanç ve düşüncelerle geri dön. Bu çağrıyı yapanın inanç dünyasının temelleri neye dayanır öğren! Gel, Gel! diyen insan seni neye çağırıyor belle! Bu çağrının sahibi kimin yoluna kurban etmiş kendini bil! Bu çağrının sahibi kendini hangi yolun tozuna adamış nefsini öğren! Manevi kirlerinden arın, buhranlı düşüncelerinden sıyrıl. En sıkıştığın dönemde bile Hasbünellah, hasibeyellah tevekkültü tealalah..." de. ve rahatla. "Allah var keder yok limanına demir at... "Bu yılki törenler inşallah bu güzelliklere bu hayırlı neticelere vesile olmuştur.