Bildiğim kadarı ile tarihte yapılan hiçbir savaşta (tabi buna savaş denirse. Çünkü savaş devlet veya devletler, iki ordu veya ordular arasında olur. Taraflar arasında az çok bir denge vardır. Gazze’de bir tarafta kelimenin tam anlamı ile 'Yedi Düvel', karşı tarafta ise 75 yıldır etrafı düşmanı tarafından çevrilmiş, her türlü imkândan yoksun bırakılmış yoksul bir halk. ) ölen kadınların, çocukların oranı bu kadar çok olmamıştı. Aynı şekilde tarihteki hiçbir zulüm bu kadar açıktan yapılmamış, hiçbir katliam Gazze Katliamı gibi milyarlarca insan tarafından naklen/canlı izlenmemişti.
Gazze’deki bu katliam, bu vahşet, bu bebek ölümleri, bu yıkımlar ve zulümler tüm insanlığa (başta Müslümanlar olmak üzere) çok büyük bir sorumluluk yüklemekte. Çünkü Allah buyuruyor:
“Size ne oldu da Allah yolunda ve “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz? Nisa 75
KENDİMİZİ VE DÜŞMANI TANIMADAN
Yaşanan ve yaşanmaya devam eden bu yakıcı, kahredici zulümler, dünyada yaşananacak çok büyük değişimlerin adımları gibi görünüyor. Çünkü üç asra yakındır tüm dünyayı, elde ettiği bilim, para, iletişim gücü ile adeta esir alan Batı + Siyonist ittifakının (devletler bazında)kandırıcı ve aldatıcı maskeleri tamamen düşmüş durumda. “Barış, demokrasi, insan hakları, hak, hukuk, iyilik, güzellik, evrensel değerler, uçan kuşlar, açan çiçekler… “ Tüm bunların bir aldatmaca, insanları uyutmaya yarayan birer uyku hapı olduğu Gazzeli şehitlerin kanları sayesinde ortaya çıktı.
Bu konuda çok yazı yazıldı çok söz söylendi. Âlimler konuştu, siyasetçiler, askerler, bilimciler, ideologlar görüş bildirdi. Hadiseye, doğu- batı, mazi- bu gün, madde- mana, bilim- din, olgularını aynı anda düşünüp sentezleyen, kapitalizmi, sosyalizmi, liberalizmi, parayı, faizi bilen; dünya siyasetini ve sistemini yakından takip eden; insan, para, hırs, başarı, bencillik dünyevilik, erdem, ahlak, ahiret, zekât; İslam, Hristiyanlık, Yahudilik konularında bilgi sahibi İslami hassasiyetleri olan bir iktisatçı, bir sosyolog, bir düşünürün görüşleri pek sahne almadı.
Batıyı bu kadar güçlü ama aynı zamanda zalim ve sömürücü yapan, bilimde çok ileri ama aynı anda acımasız kılan, sanatta gelişmiş ama ahlaken tefessüh ettiren gerçekleri bilmeden onları durdurmanın mümkün olmadığı ortada. Buna karşı neler yapmak gerek? Ben bu yazımda Batıyı yakından tanıyan, dünyaya, Hak- İslam gözüyle bakan, bu sıfatları taşıdığına inandığım bir ilim insanın görüşlerine yer vermek istiyorum: Mustafa Özel. Onunla yapılan bir röportajdan bazı bölümleri aktararak hadiseye farklı bir gözle bakma ayrıcalığını sizlerle paylaşmak istiyorum: Hoca (Mustafa Özel) bu konuda kısaca şunları söylemiş:
"SHAKESPEAR YAHUDİYİ 'SHYLOCK' OLARAK SEMBOLLEŞTİRMİŞ"
“…Filistin meselesi, esas itibariyle Kapitalist/Hıristiyan Avrupa’nın vicdan azabını İslam dünyasına ihraç etmesinden kaynaklanan bir “İsrail sorunu ”dur. Batının İsrail’e/Yahudi’ye bakışı Shakespeare’in Venedik Taciri oyununun başkarakteri Shylock karakterinde sembolleşir. Shylock lanet bir Yahudi tefecidir. Dürüst bir tüccara verdiği borç vadesinde ödenmediği için, borçlunun etinden bir miktar kesilip kendisine verilecek, yani “faizli kredi, kan ile ödenecek”tir! Antisemitik olmakla suçlanan İngiliz şairin dehâsı, aslında binyılların finans deneyimini özetlemekte ve Yahudilerin şahsında bütün tefecileri lanetlemektedir…
“…Yahudiliğin dünyevî ibadeti, Bezirgânlıktır. Yahudi’nin bu dünyadaki Tanrısı ise para. Yahudi, paranın bir dünya gücü haline gelmesi ve pratik Yahudi ruhunun Hıristiyan milletlerin pratik ruhu haline gelmesi suretiyle kendini Yahudice bir biçimde kurtarmıştır. Yahudiler, Hıristiyanların Yahudileşmesi ölçüsünde kendilerini kurtarmışlardır. (Yeni Hıristiyan’ın) putu artık Mammon'dur (servet tanrısı) ve ona sadece dudaklarıyla değil, beden ve ruhunun bütün gücüyle yakarır…”
“İki dünya savaşı, aslında ‘Yahudileşmiş’ yani ‘İsrail’in kıskanç tanrısı’ paranın hükmü altına girmiş Avrupa ulusları arasındaki paylaşım savaşlarıydı…”
MARKA BAĞIMLILIĞI DEVAM ETTİKÇE
“… Kapitalist, malı değil, müşteriyi üretir. Marka, moda ve bunları zihnimizde kökleştiren reklam, sistemli bir boykotun asıl hedefi olmalıdır. Küresel toplumun Cahiliye Mekke’sinden farkı yoktur: Kâbe gibi değerli sayılan alışveriş merkezlerimizde 360 kadar put (markalı ürün) bulunmakta ve 7/24 bunları vecd içinde tavaf etmekteyiz. Kısa vade boykotları, markalara değil, onlar arasında şu anda tarihin en büyük soykırım ve soygunlarından birini yapan Siyonist İsrail devletine açık destek veren şirketlere yöneliktir. Elbette haklı bir siyasettir ve birtakım sonuçlar doğuracaktır. Ama marka bağımlılığımız devam ettiği müddetçe…” “…Yahudiler, özellikle iki alanda dünyadaki nüfuslarına nispetle büyük bir ağırlık sahibidirler: Finans ve medya. Bu iki güç alanı onları siyasî iktidarlar üzerinde oldukça etkili kılıyor…”
ZULME KARŞI ALINACAK TEDBİRLER
a- Müslümanlar, sömürülenler yani bizler derin düşünmeyi göze alamıyor, hatta düşünmeyi hor görüyoruz. Başta siyaset olmak üzere, toplumun bütün odakları ilmi “kendi başına değerli” bir faaliyet olarak görmedikçe, “Ben ne yapabilirim” sorusuna sağlıklı cevaplar veremeyiz.
b- İkincisi, modern ekonominin motor gücü, kapitalist (anonim) şirkettir. Yani küçük birikimler bir araya getirilip, büyük bir sınâi-ticarî girişimin emrine verilmezse, ekonomik gelişme olmaz. Batıyı bu kadar güçlü yapan şirketlere dayalı kalkınma modelleridir...
“Modern zamanların romanperver iktisatçısı” diye tavsif edilen hocadan birkaç söz:
a- “Kapitalizmin zirve çağında bir fütüvvetname yazmak, suya nakışlar çizen bir çocuğun davranışına benzetilebilir. Benim tam da yapmak istediğim budur işte: çocukluk!”
b- "Müslüman zaten girişimci demektir. Dünya büyük bir kumarhaneye dönüşürken aklı selim, zevki selim, kalbi selim sahibi girişimcilere her şeyden çok ihtiyacımız var."
Not: bu yazı da,
a-https://www.gzt.com/nihayet/hakki-tavsiye-eden-bir-adam-mustafa-ozel-3709738
b-https://sonpeygamber.info/boykotun-psikolojik-boyutu-ekonomik-boyutundan-onemlidir
sitelerinden yararlanılmıştır.