Tam bir yıl önce, Şırnak'ta 12 işçiyi katleden teröristler hemen ardından Gabar Dağı'nda roketlerle askeri birliğe saldırmışlar ve 13 askerimizi şehit etmişlerdi.
O birliği, saldırıdan bir ay kadar önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ziyaret etmişti. Gül, o ziyareti Çankaya'ya çıktıktan hemen sonra yapmıştı.
PKK'yı kullananlar Seçilmesine mani olamadıkları Cumhurbaşkanının ziyaret ettiği birliği kanlı saldırı marifetiyle işaretlemişlerdi!
Ekim ayının üçüncü haftasında ise 'Dağlıca Baskını' gerçekleştirilmiş, 13 şehit daha vermiştik.
Dağlıca'ya baskın düzenleneceğini bildiren istihbarat raporuna rağmen gerekli tedbirler alınmamıştı.
Dağlıca Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik'in ihmalle ilgili itirafları basına yansımıştı.
O yarbay ki, baskının üzerinden henüz iki ay geçmişken askerlerimizin şehit edildiği taburda verilen yılbaşı partisinde davul çalıp eğlenceye önderlik ediyordu.
Aynı yarbayın Ergenekon Davası sanıklarından birine bölgedeki stratejik yerlerin fotoğraflarını göndermiş olduğu ortaya çıkacaktı.
* * *Dağlıca baskınından kısa süre sonra 'bıçak kemiğe dayanmışken' Ankara Washington'la masaya oturdu. Bu görüşmelerin bitiminde 5 Kasım'daki Beyaz Saray Zirvesi gerçekleşti.
NATO'dan müttefikimiz ABD, teröre karşı yıllardır özenle yerine getirmediği sorumluluklarını hatırlamak zorunda kalmıştı.
PKK'nın bitirilme süreci on bir ay önce başlamış, terör örgütüne hayati darbeler vurulmuştu.
Geçtiğimiz Şubat ayında ABD'den habersiz yapılan kara harekatı esaslı bir başarı sağlamakla kalmamış; Sam Amcanın fevkalade kritik bir alacakaranlık kuşağı oyununu da bozmuştu!
Harekatın başarısını gölgelemek için Washington içimizdeki muhipleri ile birlikte çok çaba sarf etti. Kara harekatı esnasındaki tavrı, ABD/NATO'nun -terör örgütüyle mücadelemizde bize destek olma söyleminin yalınkatlığını ve samimiyetsizliğini de gösterdi.
*
Gabar'dan tam bir yıl sonra gerçekleştirilen Aktütün Saldırısı'nın zamanlaması çok dikkat çekicidir.
Altınova'da yaşananların hemen ardından Aktütün Baskını geldi. İç çatışma çıksın diyedir, bu kumpas
DTP hakkındaki kapatma davası karar arifesinde iken böyle bir saldırının yapılmış olması terör örgütünü kullanan malum güçün kapatma kararı çıkmasını ne denli çok istediğini gösteriyor.
Aktütün Provokasyonunun, terörle mücadeleye yalnızca askeri açıdan bakmayan çok farklı bir konseptin geçerli olmaya başladığı bir dönemde yapılmış olması yeterince manidardır.
Genelkurmay Başkanı'nın Güneydoğu gezisinde sivil toplumla bir araya gelip halkla kaynaşmış olması 'çözümcü' yaklaşımın bir yansımasıydı. Saldırı, özelde o ziyaretin verdiği olumlu resimden genelde yeni konseptten duyulan büyük rahatsızlığı da gösteriyor.
Son PKK saldırısının; Ankara'yı terörle mücadelede benimsediği sadece askeri yöntemlere dayalı olmayan 'bütüncül çözüm' istikametinden geri döndürmeyi hedeflediği açık; gelgelelim, bu yoldan dönüş yok.
Sam Amca sözcülerinin Biz de sizler gibi yas tutuyoruz şeklindeki timsah gözyaşları kabilinden açıklamaları ise perde arkasında olup bitenleri örtbas etmek içindir.