Kendinize zaman ayırdığınız vakitlerin birinde duygusal bir film izlemek isterseniz ilk önerim yine biyografik bir film olacak; CAN DOSTUM…
Yolculukta tanıştığım bu filmi sizin de izlemeniz için tanıtmak istedim, belki de izlediniz ama yine izleyin. Yeniden izlemeye değer olanlardan…
Asıl adı “Intouchables” olan bu Fransız filmi gösterime girdikten sonra gişe rekorları kırmış, sebebini izleyince anlıyorsunuz. Fakat izlerken her noktayı inceleyin. Yönetmenliğini Olivier Nakache ve Éric Toledano'nun üstlendiği, komedi-drama türündeki 2011 yapımı Fransız filminin başrollerini François Cluzet ve Omar Sy paylaşmış. Başroldekilerin birinin sempatik gülüşüne hayran kalmamak elde değil.
Fransa’dan Almanya’ya, İspanya’dan Güney Kore’ye kadar dünyanın dört bir yanında kırdığı rekorların ardından İngilizce dışında yabancı bir dilde tüm zamanlarda en fazla gişe hasılatını elde eden yapım olarak sinema tarihine geçen bu film Oscarlık oyunculukları, mükemmel senaryosu ile hem şükrederek hem gülümseyerek hem ağlayarak izleyeceksiniz.
Fransa'da vizyona girdiği 2 Kasım 2011 tarihinden dokuz hafta sonra, 2008 filmi Bienvenue chez les Ch'tis'in ardından ülke tarihinde en çok seyirci sayısına ulaşan film olmuş. Film sekiz kategoride César Ödülü'ne aday gösterilirken, filmdeki performansıyla Omar Sy En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nün sahibi oldu.
Geçirdiği kaza sonrasında boynundan aşağısı felç olmuş çok zengin bir aristokrat ve bakımına yardımcı olmak üzere işe alınan Cezaevinden henüz salınmış genç göçmen Driss ki -o da teyzesi tarafından büyütülmüş, çok kardeşli fakir bir zenci- dost olma öyküsünü komedi ve eleştiri olarak anlatıyor. Herkes Driss’in bu iş için uygun olmayacağını düşünürken, Philippe ona inanır ve bir şans vermek ister.
Farklı sınıf ve kültürlerin aynı hayatta birleşmesi öyle güzel işlenmiş ki… Müzik, yemek, resim, spor ve farklı dallarda birbirlerine öğrettikleri, iletişimlerindeki becerileri hayranlık uyandıracak işte dostluk dedirtecek türde.
Ben bu filmi çok sevdim. Gerçek hayatta can dostu zenci değilse de gerçek bir can dostu olmayı ve ömür boyu dost kalmayı başarmışlar. Dostluğun ne kadar zor olduğunu böyle dostların bulunmayacağını da insanın yüzüne yüzüne vurguluyor adeta.
Filmi izlemeye başlamadan önce yanınıza mendilinizi, çayınızı alın. Çünkü insanı koltuğa bağladığında hiçbir sahnesini kaçırmak istemeyeceğiniz bir senaryosu var.
Bakalım “Eğleniyor musun? Oyuncağın oldum değil mi?”, “Var mısın iddiaya?” “Bence siz de bırakmalısınız.” “Tom ve Jerry müziği bu” “Banyomda küvet var.” gibi cümleler sizin de zihninize yer edecek mi?
Bu arada film de aşk da var. O da farklı boyutta tabi.
Hayat herkes için farklıdır, bunu yeniden anlamak da güzel… Ne izlerseniz izleyin ama bu filmi izlemeyi ertelemeyin derim.
(Fotograf: Filme konu olan karaktererin dostluklarından bir kare.)