Sanat'lı bir eser varsa sanatçısı da vardır.
Yani fiil varsa fail de vardır.
Buna iman-ı billah diyoruz. Yani besmele'nin sırrı ile kainatta her şeyin cenab-ı Allah'ın izniyle kudretiyle, ismiyle olduğunu anlamak demektir.
**
Bunun bir adım ilerisi de marifetullah'tır.
Yani sanata bakıp sanatçıyı anlıyoruz ya,
sanattaki özelliklere yani sıfatlara bakıp sanatçının da özelliklerini yani isim ve sıfatlarını yani Allah'ın esma-ul Hüsna 'sını da anlayabiliriz. Buna da iman-ı billah 'dan sonra marifetullah denilir. İnşallah o zaman lezzet -i ruhani de olur ve hayattan lezzet alırız.
*
Mesela:
Toprağa atılmış bir çekirdekten bir meyve ağaç çıkıyorsa, bu kendi kendine olamaz onu yapan bir zat vardır diyoruz, işte imanı billah ve bismillah'ın sırrı.
Devam edelim...
O zat çekirdeği muhafaza etmiş, Hafiz'dir. Ya Hafiz Ya Allah diyelim.
O zat ağacı renk renk güzel yaratmış. Ya Cemilu ya Allah.
O zat bize ikram etmiş.
Ya Kerim ya Allah.
O zat bize devamlı meyveler rızıklar veriyor. Ya Rezzak ya Allah diyelim.
O zat bu işi hikmetle ölçüyle adaletle yapmış. Ya hakim ya Allah. *Ya Adil Ya Allah.
O zatın her şeye gücü yeter. Ya Kadir Ya Allah diyelim..
Ve hakeza tesbihatta okuduğumuz esmaul husnayı hatırlayalım..
*
Toparlayacak olursak,
sanat'a bakıp sanatçıyı anlıyoruz ya,
bir adım ileri de gidelim lütfen. Sanattaki özelliklere bakıp, sanatçının isim ve sıfatlarını Yani Allah'ın esmaül hüsna'sını da tefekkür edelim.
Çünkü bizim manevi mesleğimizin esasları
Acz-fakr-tefekkür -şefkat'tir.
(İzah için bakınız:32.söz 2.Mevkıf)
Selam ve dua ile
(Not: burada şu noktayı karıştırmayalım, insan iradesi karışan meselelerde o iş insanın sıfatlarını ve isimlerini gösterir, insan iradesi karışmayan kainattaki işlerde ise Allahu Teala'nın isim ve sıfatlarını gösterir)