Fetih 1453 gösterime girdiğinden beri sinemalar tıklım tıklım… Merakla beklenen film gösterimlerinde adım atacak yer yok. Kimi heyecanla filme gidiyor, kimi “Vay be!” diyerek çıkıyor. Beğenenler de var, meyve veren ağacı taşlamaya çalışanlarda…
Beğenmeyen kendisi yapar. Sadece oturduğu yerden eleştirenler, film yapılmadan önce tarihini araştırmayanlar ahkâm kesmeye “Şu olmamış, bu olmamış” diyerek laf ebeliği yapmaya haylice meraklıymış. Film de amaç da ortada…
17 Bin milyon dolarlık bütçeyle hazırlanan Fatih Aksoy yönetmenliğinde çekilen filmde 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet rolünü Devrim Evin üstleniyor. Filmde onun sekiz dil bildiğine, bilime düşkünlüğüne, ahlak üstünlüğüne değinilmese de zekâsı ve kararlığıyla karşımıza çıkan Fatih Sultan Mehmet seyirciyi büyülüyor.
Film Peygamber Efendimizin(S.A.V.) müjdesiyle başlıyor. Fetih Suresinden ayetler okunması, kılınan namazlar ve iman gücünün büyüklüğü herkesi etkiliyor. Başlangıç biraz hızlı geçilse de film, 160 dakika boyunca soluksuz izleniyor. Yapımcı ve yönetmen Fatih Aksoy ve oyuncuların 2009 yılından bu yana oldukça emek harcadıkları gözler önüne serilmiş. Aksoy, Recep İvedik’ten kazandığını da bu film bütçesi için harcadığını söylemişti. Kolay değil… Sadece harcanan 44 bin metre kare kumaş ve özel olarak üretilen 10 bin silah ve aksesuarı için bile ne kadar bütçe gerektiğini tahmin etmek zor olmasa gerek…
Kararlılığın ve azmin büyük başarılara imza atacağını 16 bin oyuncu kadrosuyla bir kez daha fark ettiren filmde takdire şâyân sahneler var. Savaş hazırlıkları sadece Osmanlı’yı değil karşı tarafı da ayrıntılarıyla anlatmış. Top yapımı da dâhil olmak üzere hafızalardan silinmeyecek sahneler fazlasıyla mevcut.
Her ne kadar Ulubatlı Hasan tarihte yok denilse de Fetih 1453’de olması, bayrağı dikmek için son nefesine kadar çabalaması da beni rahatsız etmedi. Yabancılar, olmayan başarılarına bile film çekerken Ulubatlı Hasan varsın sadece efsanelerde değil filmlerde de olsun diyorum.
Öyle sahneler var ki Fetih’i bir kez daha Fetih yapmış. Gemilerin karadan geçirilerek Haliç’e indirilmesi sahnesinde ipin kopması -ben de dâhil- bütün izleyicilerden birer parça koptuğunu hissettim.
Filmde bazı bilgilerin kronolojik sırasında hatalar olduğu söylense de bana kalırsa bu kadar büyük başarı bu hataları silip geçecek. Oyuncular aylarca kılıç eğitiminden geçirilmiş ve bunu savaş sahnesinde ispatlamışlar. Sadece Türkiye de değil birçok ülkede gösterime giren film, bugüne kadar en çok kopyalanan film özelliğini taşıyor.
Üç beş kişiyle çekilen emeksiz masrafsız birçok film izledik. Kimileri bazı dizilerde kemanın icadından önce keman dinleye dursun, Fetih 1453 de 1453 kez irkiliyor, İstanbul’un Fethi’nden sonra onların başarısıyla seviniyorsunuz.
Duygusal sahnelerin az olmasına rağmen gözleriniz doluyor, en önemlisi de aile hayatına dair gereksiz hiçbir sahne yok. Sadece Yasemin kokusunu süren bir hanım… Seyirci bu sahnelere başka dizilerde çoktan doyduğu için buna gerek kalmıyor. Bu yönüyle de takdir etmemek mümkün değil.
Sonuç olarak Fetih 1453 izlenmesi gereken bir yapım… Salonun ayakta alkışladığı bu film için yapımcının evini dahi satmasına değmiş doğrusu.
Film dediğiniz de böyle olmalı… Bence…
İzlemelisiniz…