Fatih Sultan Mehmed, adını taşıyan camiin inşaatında kullanılacak mermer sütunları kestiren Rum mimarlardan İpsilanti Efendi'ye kızıp elini kestirir Bunun üzerine İpsilanti Efendi, ilk İstanbul Kadısı Sarı Hızır Çelebi'ye başvurur. Haksızlığa uğradığını belirtip, hakkının
Padişah'tan alınmasını ister.
(Resim: Faih Türbesinde dua ederken)
Kendisini savunması istenince hata ettiğini belirtir. Kadı Efendi "Kısasa kısas" hükmünü verir: Hüküm gereğince Padişahın da eli kesilecektir. Dinleyenler dehşetten ve hayretten dona kalmışlardır. Padişah boyun bükmüş, hükme rıza göstermiştir.
Durum o kadar alışılmışın dışındadır ki, İpsilanti Efendi'nin eli, ayağı titremeye başlamıştır. Aklı başına gelir gibi olunca kendisini Padişahın ayaklarına atar. "Dâvâmdan vazgeçtim. İslâm adâletinin büyüklüğü karşısında küçüldüm. Böyle bir cihangirin elini kestirip kıyamete kadar lânetlenmeyi göze alamam." Fatih'in eli kesilmekten kurtulur. Ama tazminat ödemeye mahkûm olur. Kestirdiği elin diyetini şahsî gelirinden öder. Ayrıca bir de ev verir.
Mahkeme sona erip herkes çıktıktan sonra, Padişah, Kadıya döner: "Bak a Hızır Çelebi, bu padişahtır deyu iltimas eyleseydin, şer'i şerife mugayır hüküm verseydin şu kılıçla başını koparırdım.
"Kadı Hızır Çelebi minderini kaldırır, minderin altında duran demir topuzu Padişaha gösterir:" Siz de padişahlığınıza mağruren hükmü tanımasaydınız billahi bu topuzla başınızı ezerdim."
Günümüzle kıyas ettiğimizde, birçok noktada olduğumuz gibi Osmanlı’nın adaletinden de ne kadar geride olduğumuzu görüyoruz. Fatihi Fatih yapan, Peygamber efendimizin (s.a.v) Hadisi Şerifine mazhar olmuş bir şahıs, elbette ki üstün olacaktır.
Peki, bu konudan ders alacağımız bir husus var mı? Valla ister alın ister almayın. Bir gerçek var ki, banane ondan bundan diye diye düştüğümüz hali ömür aynamıza bakarak görebiliriz. Yukarıdaki olay gibi vuku bulmuş hususları duyarlı bir şekilde değerlendirme yoluna girersek, bu yolun bizi Allah’a götürdüğünü görebiliriz.
Tabii ki diyebilirsiniz, bu Arif Bey yine ne yaptı ne etti konuyu Allah’a bağladı. Bunun cevabini ayeti kerime versin: “Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat suresi ayet:56)
Yaratılış gayemiz sadece bu gerisi bos.
Arif AĞIRBAŞ