Siri Lanka, Hint okyanusunun incisi kabul edilen ve gözyaşı gibi duran coğrafyası ile farklılıklar ülkesi. Yeşillin alabildiğine müstesna rengi ile süslenmiş, maviliğin teni ile çevrelenmiş, doğal zenginlikleri günümüze aksetmiş güzellikler yurdu…
İç içe girmiş kültürlerin bir arada nefes aldığı mozaikler yeri. İslam, Hıristiyanlık Budizm ve Hinduizm dinlerinin bir arada yaşandığı ve halklarının kaynaşarak dünyaya ses verdiği ülkesi. Siri Lanka’da şehirden şehirlere uzanırken yol boyunca gördüğümüz manzara. Araç trafiğinin yoğun geçtiği ve canlılığın olduğu arsaları kapan: Zarafet yüklü camileri yerleştirmiş, iri yada ufak Buda putu çevresine kendini yüzleştirmiş, Hindular tapınaklarını süsleyerek kondurmuş, küçükte olsa kiliseler varlığını göstermiştir. Bir diğer ilginç görüntüde ineklerin serbestçe dolaşması ve zaman zaman yola çıkarak trafiği aksatmalarıdır. Hindularca kutsal kabul edilen bu hayvanlar yaradılış hikmetinden uzaklaştırılarak amaçsız ve başıboş şekilde dolanıp durmaktadır. Bu hayvanlar içinde işkence olsa gerekir. Zira ALLAH hiçbir mahluku amaçsız ve gayesiz yaratmamıştır. Bu hayvanın etinden, sütünden, derisinden, gübresinden v.b yararlanmak için kullarına hizmet için sunulmuştur. Hindular inekleri kutsal kabul ettiğinden Müslümanların kurban bayramında gerginlikler yaşanmaktadır. Bu durumda Hinduların fitne meşalesini yakarak Müslümanları boğazlayacak duruma getirerek zarar ve ziyan vereceği korkusu duyulmaktadır.
Siri Lanka’da Devlet yapısı demokratik görülse de, kendi içersinde çelişkiler barındırıyor. Bu durum yasama ve yürütme ile kendini gösteriyor. Faklı din ve kültür bir arada yaşasa da ileride büyük çatışlara zemin hazırlayacak küçük fitne ateşi yakmakla uyuyan kitleler canavarlaşarak saldırıya geçebilirler. Diyebilirim ki, bu ülke kor halde ateşin üstünde yürümektedir. Budist olan Tamil kaplanları Müslümanların demografik yapısını değiştirerek yerlerinden etmiş, binlerce masum çocuk ve kadınlara varıncaya kadar katletmiş ve verdikleri yıkımdan sonra büyük tahribatlar bırakmıştır. Tamil kaplanlarının beyin takımları ya öldürülerek saf dışı bırakılmış, ya da batıya sürülmüştür. Er ve erbaş personeli buhar olup dağılmıştır. Müslümanlar yaşadığı travmayı atlatmaya çalışmakta ve yaraları başta Türkiye olmak üzere diğer İslam ülkelerinin katkıları ile sarılmaktadır.
Eski adı Seylan olan Sri Lanka, kutsal topraklar (holy land) anlamına geliyormuş. Nüfusunun % 69'u Budist, %15'i Hindu,%8'İ Hristiyan ve %8'i Müslümanlardan oluşmaktadır. Yüzölçümü bizim Kuzey Kıbrıs Türk Cumruyetinden (3.355 km) çok daha büyüktür ve 65.610 km’lik alana yayılmıştır. Bu ülkede yaygın olarak Seylanca , Tamilce ve İngilizce konuşulmaktadır.
Sri Lanka, Doğu Afrika ve Güney Asya arasında, okyanus yolunun üzerinde bulunduğu için tüccarların tabii bir uğrak yeri olmuştur. Ülkenin tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzamaktadır. Adanın ilk olarak ismi Yunanca “bakır renkli” demek olan Toprobane idi. Arap fetihlerinden sonra, Arapça “ beklenmedik şeylerin ülkesi ” anlamına gelen Serendip denildi. Sonraları 1972 yılına kadar kullanılacak olan Seylan ismini aldı. Bu tarihten itibaren “ oldukça debdebeli ve şaşaalı ülke ” anlamına gelen, Sir hale dilindeki Sri Lanka, ülkenin bugünkü ismi olarak kalmıştır.