Demokrasiye Müdahale Eylem Planı belgesinin orijinalinin orta çıkması hiçte şaşırtıcı değil. Çünkü daha önce söz konusu belge için 4 kurum imzanın Albay Çiçek’e ait olduğunu belirtmişti. Ancak daha öncede birçok soruşturmayı sonuçsuz bırakan Askeri Savcılık, Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen 'Eylem Planı'na ilişkin soruşturma dosyasını kapatmıştı. Darbe günlükleri, Dağlıca, Aktütün ve Hipnozla sorgulama dosyalarındaki yetersiz araştırma bu olayda da tekrarlandı. Ancak araştırılsa da araştırılmasa da Demokrasiye Müdahale Belgesi’nde yer alan plan aşama aşama devreye sokuldu. Asker belgeyi yalanlasa da yaşadıklarımız belgenin doğruluğunu teyit ediyordu.
Planda Ak Parti ile ilgili kısımda açıkça ‘AKP içindeki ajanlar harekete geçirilecek’ deniliyordu. Bu ajanların yapması gerekenlerin başında ise, ‘haberleşmecilere kamuoyuna çelişkili açıklamalar yaptırılarak, parti hükümet içerisinde ciddi anlaşmazlık ve bölünmeler yaşanıyormuş şeklinde algılanması sağlanacaktır’ notu düşülüyordu. Hani tek tek isim vermek uygun olmasa da AK Parti içinde ‘Demokratik Açılım’ süreciyle birlikte üst üste bazı siyasilerden çelişkili açıklamalar geldiğini gördük. Bu açıklamaların üzerine atlayan malum medyanın da ‘AKP içinde açılım kırılması’, ‘AKP tabanı açılıma karşı’ başlıklı haberlerin yaygınlaştığını gördük. Planın ilk bölümü uygun zemin yakalandığında anında devreye sokulmuştu.
Ama sadece bu da değil. Plan bir tek AKP içindeki ajanları harekete geçirmek değildi. Bir de Ergenekon sanığı olan subaylara verilecek destek kısmı vardı. Belgede, muvazzaf ya da emekli askerlere dava konusunda açıkça destek verileceği belirtilirken, ‘TSK mensubunun masum olduğu yönünde haberler yaptırılarak gerekli hassasiyet sağlanacak’ deniliyordu. Asrın davası Ergenekon, toplumun tamamında infiale neden olurken, askerin süreçle birlikte tavrı kamuoyu tarafından sorgulanıyordu. Yani plan devreye bir kez daha sokulmuştu. Asker, daha önce Ergenekon tutuklarını cezaevinde ziyaret etmiş, Ergenekon soruşturması kapsamında ifadeleri alınan deniz kurmay albaylar da amiralliğe giden yolda çok kritik olarak kabul gören noktalara atanmışlardı. Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un eşi Sevil Başbuğ ile diğer kuvvet komutanlarının eşleri de Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan emekli Orgeneral Tuncer Kılınç’ın eşine destek ziyaretinde bulunmuşlardı. Ergenekon kapsamında evi aranan Türkan Saylan'ı ise Genelkurmay adına Tümgeneral İbrahim Onbay, ziyaret etmişti. Diyarbakır'da görülen ve “Güneydoğu’nun Ergenekon davası” olarak nitelendirilen faili meçhuller davasında 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi ile tutuklu yargılanan Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz'ün de açığa alınmadığı ortaya çıkmıştı. Evinde ve arazisinde cephanelikler çıkan ETÖ'nün kilit ismi Yarbay Dönmez’in, askeri mahkemece tahliye edilişi de unutulmamalı… Bilgilendirme (bilgilendirme me) toplantılarında da artık ETÖ sanıklarına açıkça destek veriliyordu. Yani gerekli lobi çoktan devreye girmişti. Bu lobi askerin resepsiyonlarında da birlikte basına verilen pozlarla devam etti. İşareti alan malum medya’da dar alanda kısa paslaşmalara çoktan başlamıştı.
Ermenistan ve Yunanistan ile ilişkilere de değinilen planda, iki ülke ile ilgili kamuoyunda tepki uyandıracak haberlere yazılı ve görsel medyada sürekli yer verilmesi de hedefleniyordu. Amaç kapsamında Milliyetçi partilerin tabanının genişletilmesi ve yapılacak propaganda ile AK Parti’nin kamuoyunda zora düşürülmesi de açıkça vurgulanıyordu. Çok değil 3 hafta önce Ermenistan ile başlayan görüşmelerin ardından ülkede estirilen havayı hatırlayacak olursak detay vermeden planda yer alan bu maddenin de nasıl devreye sokulduğunu anlarız. Tabi Yunanistan’dan Türkiye’ye üst seviyede gerçekleşen ziyaretleri de ETÖ bülteni gazetelerin nasıl haberleştirdiğini de gördük.
Çok ilginçtir ki eylem planında ‘Kurtlar Vadisi’nin imajının kirletilmesi de yer alıyordu. Söz konusu dizinin kamuoyundaki güvenin yitirilmesi için gerekli çalışmaların yapılması planda belirtilirken, dizinin kanal değiştirmesi ile birlikte senaryonun nasıl değiştiğini hepimiz gördük. Evrim geçiren dizi tanınmaz hale gelirken, inanılırlığını da tümüyle kaybetmeye başladı. Yani bir planın tamamıyla devreye sokulduğu bir dönemde belgenin aslının ortaya çıkması çokta önemli değil. Önemli olan lobinin bundan sonraki atacağı adımdır.