Eski Futbolcuların Ponzi Davası Nasıl Sonuçlanır

Mehmet Y. ULUTAŞ

Türkiye haftalardır eski ve ünlü futbolcuların ağırlıkta olduğu “açgözlü” ve “kolay para avcısı” mağdurların adlarının karıştığı ponzi sistemi dolandırıcılığı davasıyla çalkalanıyor. Bana kalırsa olaya karışan tüm kişi ve kurumlar, yani bu işe para yatıran da, parayı alan da, ilgili banka da, ya suçlu ya da ciddi bir şekilde kabahatli.

Ponzi sistemini kurup işletenler, paraları banka veznesi yerine sokakta veya pastanede alanlar, makbuz veya dekont vermek yerine sahte ve gayriresmi evrak düzenleyenler zaten suçu sabit olup şimdiden hapiste olanlar.

Bu ponzi sistemine para yatıranlar ise resmi yollardan olmayan para hareketleri yapmak ve hayatın akışına oldukça ters bir şekilde uçuk kaçık faiz geliri elde ederken bunu vergi beyanına dahil etmemek gibi suçlardan ceza almaya uzak değiller.

Sistem tıkanınca ponzi yöneticisine fahiş oranlarda faiz ile para verip tefecilik yapanlar ve hatta parayı fazlasıyla almak için darp yolunu seçenlerin de ceza almaktan kurtulmaları zor.

Bir şubede en fazla beş sene görev yapması normal olan bir müdürü alışılmadık bir şekilde oniki sene aynı şubede ve aynı görevde tutan, on milyonlarca Doları makam odasından gayri resmi ve kayıt dışı olarak yöneten şube müdüründen haberi olmayan bankanın bu işte hiçbir mesuliyeti olmadığını söylemek de zor.

Bu sebeplerden dolayı Sezen Aksu’nun meşhur “Masum değiliz hiçbirimiz” şarkısı bu olayla çok iyi örtüşüyor. Neticede adı geçen herkesin bu olayda ya suçu, ya kabahati, ya da ciddi ihmali var.

Eğer bu olay uzarsa hem ünlü futbolcuların, hem de bankanın itibarlarının ve en önemlisi onlara duyulan güvenin dip yapacağını kestirmek zor değil. Bu olay fazlasıyla reyting alıyor ve dolayısıyla bu iş ne kadar uzarsa o kadar çok kaybedeceklerini düşünüyorum.

ABD’de de böyle şeyler oluyor ve genelde şu şekilde çözüme kavuşturuluyor. İlk zamanlarda yaşanan karşılıklı suçlamaların ve kaosun ardından tarafların avukatları bir araya gelir. Neticede bütün tarafların az veya çok suçu, kabahati veya ihmali vardır ve hiçbiri masum değildir. Avukatlar aralarında konuşur ve bir süre sonra ortak akıla ulaşırlar ve her bir tarafın razı olacağı bir uzlaşma metninde birleşirler. Bu uzlaşma metni üçüncü kişiler ile asla ve hiçbir zaman paylaşılmamak kaydı ile imzalanır. Eğer paylaşan oluşursa çok ciddi müeyyidelere ve cezalara maruz kalırlar.

ABD’deki uygulamanın Türkiye’de de olacağını düşünüyorum. Olaya karışan ünlülerin ve bankanın avukatları toz duman biraz yatışınca bir araya gelecek, tüm tarafların asgari müşterekte buluşacakları ve maddi rakamlarda anlaşacakları ortak bir çözüm bulacaklardır. Aksi taktirde kamuoyunda kaybedecekleri itibar, avukatlara harcayacakları ücretler daha çok zarar vereceklerdir kendilerine.

Ponzi sisteminde para kayıplarının taraflardan çoğunu üzmeyecek rakamlar olduğunu görebiliyoruz. Bu davanın sessiz sedasız varılan bir uzlaşma ve birkaç hapis cezasıyla neticelenlenmesi benim için sürpriz olmaz. Ama karşılıklı suçlamaların bitip ortalığın durulması biraz daha sürecek.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.