Kendimizi, 27 Mayıs İhtilali’nin yıldönümünden, Balyoz Davası’ndaki çarpıcı son gelişmelerden, iptal edilen Denizkurdu ve Efes 2011 Tatbikatları’ndan ve günlük hayatın tüm rutininden soyunmuş hatta arınmış gibi hissettiğimiz bir ortama adım atıyoruz...
Belediye Başkanı Asım Güzelbey’in ihtimamı sayesinde canlı ve parlak bir kente dönüşen Gaziantep’deki bu genç ve heybetli bina, dünyanın en büyük Mozaik Müzesi...
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın iki yıl içinde bugünkü noktaya gelmesini sağladığı bu büyüleyici mekânın resmi adı ise “Zeugma Mozaik Müzesi”...
***
Zeugma ne?
Zeugma, MÖ 300 civarında Büyük İskender’in generallerinden Selevkos Nikator tarafından kurulmuş bir antik şehir...
Nerede?
Gaziantep ilinin Nizip İlçesi Belkıs Köyü eteklerinde...
İlk olarak kurucusunun adını alan ve Fırat’da Selevkosya anlamına gelen “Selevkaya Euphrates” olarak anılan şehir, Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirildikten sonra köprü anlamına gelen “Zeugma” ismiyle anılmaya başlanmış...
Antioch (Antakya) Çin arasında Fırat yoluyla oluşan geçitte liman olarak büyük bir ticari değer kazanmış...
Ticari değer zenginlik yaratmış...
Şehrin villaları ve çarşıları da zaten o zenginliğin eseri...
Ertuğrul Günay ve ekibinin Türkiye’ye armağanı olan bu en ileri teknolojiyle donatılmış müzeyi gezecek olan herkesi, en başta da çocukları tarihin ve kültürün içine çeken Zeugma Mozaik Müzesi’nin büyüleyici atmosferi de, o zenginliği sanki hala o günün içinde yaşıyormuşçasına size yansıtıyor.
Adeta müzeye değil, neredeyse iki bin yıl önceki Zeugma kentinin zenginlerinin villalarına, çarşılarına, hamamlarına giriyorsunuz...
Zeugma’lı zenginlerin estetiği, süzülmüş beğenileri, villalarındaki dönemin mozaik sanatçılarının yarattığı eserlerden size doğru çıkageliyor...
Müzeyi gezerken, Zeugmalı zenginlerin ve o dönemin adeta büyücü sanatçıları olan mozaik ustalarının da mitolojinin buhurdanlığından kendi öncelerine gittiklerini görüyorsunuz...
Zeugma’yı mitolojinin unutulmaz efsanelerinden sahneler süsülüyor...
***
Zeugma kalıntılarının iki sembolü var...
Biri, Zeugmalı mozaik ustalarının elinden çıkmış ve bizim o mozaiği bulan işçilerin yakıştırması olan ismiyle “Zeugmalı Çingene Kızı”...
Onun gözleri, büyüleyici yüzü...
Bir iddiaya göre ise bu kazıların simgesi olan resim bir kıza değil, doğrudan İskender’e ait...
O yüz yaşıyor, gözleriyle sizi izliyor ve karşısında ne yana giderseniz gidin bakışları üstünüzde geziniyor...
Aslında Zeugmalı ustalar kentin mozaiklerini öyle bir düzenlemişler ki mekânlardaki tüm desenler, siz hareket ettikçe hareket edip, değişiyor izlenimini veriyor...
***
Zeugma’nın diğer simgesi ise savaş tanrısı Mars Heykeli...
Bronz heykel, bir elinde savaşı simgeleyen mızrak, diğer elinde ise barışı simgeleyen stilize edilmiş çiçek ile yeryüzünde emsali olmayan bir şaheser.
***
Zeugma Mozaik Müzesi ertesindeki yemek, bu toprakların duygularını bizlere getiren saz heyeti, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hüseyin Çelik ve Fatma Şahin ile akıp giden sohbet, medyadan gelip siyasete transfer olan bizim Şamil Tayyar ile yarenlik de bu çok gelişmiş bulduğum Gaziantep gezisinin diğer hoşlukları...
İnsanı efsunlayan ve herkesin gidip görmesi dilediğim Zeugma Mozaik Müzesi için Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı canı gönülden kutluyorum, Türkiye adına kendisine teşekkür ediyorum ve kendisinin siyasal sıfatını kendimce değiştirerek onu en azından kendi gönlümde “İnsanlık Kültür Bakanı” yapıyorum...