Fransa'da Anayasa Mahkemesi 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddini suç sayan yasayı iptal edilmesi, Ermeni diasporasını adeta çıldırttı. Ermeni diasporası inkâr yasasının iptalini "kabul edilemez Türk lobisi" olarak değerlendirdi. Açıklamanın devamında, Türkiye'ye sert eleştiriler yöneltilirken, ''Türkiye'nin kabul edilemez lobisi, kurumlarımızın bağımsızlığına gölge düşürdü'' denildi.
Evet, Ermeni diasporasının da belirttiği gibi en sıkıntılı oluğumuz alan ve en zayıf olduğumuz lobicilikte ilk defa böyle bir başarı yakaladık.
Bu başarı nasıl elde edildi? İlk başta Avrupa’nın çeşitli yerlerinde yaşayan 40 bin Türk vatandaşlarının Fransa’ya gelerek, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkârını suç sayan yasa teklifinin senatoda reddedilmesi için Paris’te protesto yürüyüşü düzenledi.
40 bin kişilik kalabalığın bir araya gelerek Paris sokaklarında yürüdü. Bu şekilde Fransa’daki basın yayın kuruluşlarının da gündemini meşgul etmesini bildi. Tartışılmayacak şekilde önemli ama ben bu süreçte çok akıllıca hareket eden 5 öğrencinin yaptıklarına dikkat çekmek istiyorum…
İlk etap da, Fransa'da Ermeni iddialarının inkârını suç sayan yasanın iptali için 77 senatörün imzasıyla Anayasa Konseyi'ne başvurulmasında 5 Türk öğrencinin yaptığı müthiş lobi etkili oldu. Oylama öncesinde tasarının reddedilmesi için senatörleri mail yağmuruna tutan ve 20 senatörle yüz yüze görüşen Türk öğrenciler, yasanın kabul edilmesinin ardından ise 60 senatörü iptal başvurusu için ikna etti.
Marmara Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan ve aynı zamanda YÖK bünyesinde 2005'te kurulan Ulusal Öğrenci Konseyi'nin başkanlığını yürüten Nihat Buğra Ağaoğlu, Galatasaray Üniversitesi'nden Taygun Öngören, Sami Mürsel Çeşitçioğlu ile Süleyman Demirel Üniversitesi'nden Feyzullah Tecirli ve Cem Yücesoy mail ve mektup bombardımanın ardından Fransa'ya giderek giden Sarkozy'nin partisine üye olanlar da dahil olmak üzere yasa tasarısına karşı çıkabilecek senatörlerle görüştü. Strasbourg'da Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi bünyesinde ziyaretler gerçekleştiren öğrenciler, Fransız Devlet Bakanı Philippe Richert'la da bir araya geldi. Senato'daki oylamada Türkiye aleyhine sonuç çıkmasının ardından yılmayan öğrenciler bu kez B planını devreye soktu. Yasanın Fransa Anayasa Konseyi'ne gitmesi için "Tasarı gündemden düşürülsün" teklifine 'Evet' diyen 86 senatörle telefonda görüşen öğrenciler, özellikle senatodaki 7 grubun temsilcileri üzerinde yoğunlaştı. Bunlardan biri de iptal girişiminin öncüsü olan senatör Jacques Mezard'dı. Öğrencilerin bu çabaları hedefini buldu ve 77 senatör iptal başvurusuna destek verdi. Sonuç olarak da bu öğrencilerin yasanın iptalinde önemli bir rolü oldu.
Bu beş öğrencimizi yürekten kutlarken, gönül isterdeki bu organizasyonları yürüten öğrencilerin arasında, Fransa’da okuyan öğrencilerimiz den olması idi…
Fransa’daki yasayı iptal ettirmekte Türk lobisinin büyük başarısı olarak görülse de yinede Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren federasyon ve derneklerimizin lobicilik konusunda hala büyük eksikleri bulunmaktadır.
Geçen hafta Ermenilerin Karabağ'da Hocalı Kasabası’nda yaptığı vahşi katliamın 20. Yılı nedeniyle Stockholm’de protesto mitingi düzenlendi. Böyle önemli bir mitingde bile Azerbaycanlı kardeşlerimiz birlik-beraberlik içinde 1 saatliğine bile bütün olamadılar. Mitinge Azeri kardeşlerimiz başta olmak üzere, Türk federasyon ve dernekleri, Türkmenler ve Uygur Türkleri destek verdi. Koskoca alana gele gele 50 kişi geldi. Öncelikle, bu tür organizasyonları yapan federasyonların, derneklerin, insanları neden bir araya toplayamadıklarının muhasebesini yapması gerekiyor. Bu zamana kadar organizasyonu yapanlar suçu hep vatandaşın üstüne attı. ‘’ Her şeyi yapıyoruz vatandaş gelmiyor kardeşim biz ne yapalım’’ deyip işin içinde çıkıyorlar. Kendilerini hiç sorgulamıyorlar. Birazda hatayı kendilerinde aramaları lazım…
Diğer taraftan İsveç’te Çin zulmüne karşı mücadele veren ve Çin’de yaşayan soydaşlarının seslerini duyurmaya çalışan Uygurlu kardeşlerimi de tebrik ediyorum. İsveç’te kurdukları ‘’Uygur Maarip Derneği” ile ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Sayıları az olmasına rağmen, kendi organizasyonlarının dışında, nerde bir Türk derneklerinin, Azeri derneklerinin gösterisi var. Tam kadro ve bayraklarıyla ilk önce onlar alanda oluyor. Bütün Türk ve Azeri deneklerinin Uygur kardeşlerimizi örnek alması dileği ile kendilerine bu özverilerinden dolayı teşekkür ediyorum…