TBMM’de milletvekillerinin yemin merasimi bugün başlıyor. CHP “yemin etmem”, BDP ise “oynamam” diyor. Türkiye gerilimli bir yasama dönemine daha başlıyor.
Gerilimli günlere alıştık neredeyse. Hatta yüksek adrenalinle yaşama bağımlılığımızdan bahsetsek abartmış olmayız.
Gelin biz gözlerimizi Sudan’a çevirelim. Sudan’ın Eritre sınırına yakın bölgesinde hayat mücadelesi veren Eritreli mültecilerden haber var. Geçtiğimiz günlerde haberin kaynağından dönen Deniz Feneri Derneği Genel Sekreteri İbrahim Altan’ın tespitleri bize çok şey söylüyor. Bu gözlem ve değerlendirmelerle ilgili görüntüleri ise bu Perşembe saat 21.45’ten itibaren Hilal TV ekranından izleyebilirsiniz.
“Burası Sudan’ın a bir mülteci yerleşim bölgesi…
Savaşlardan, açlıktan, sefaletten ve geri kalmışlıktan kaçan Eritre halkının sığındığı bir başka açlık, sefalet ve geri kalmışlık bölgesi…
Zaman bitki örtüsüyle birlikte sıyrılıp gitmiş, yerinimiskinlik ve isteksizliğebırakmış gibi…
Evler, kara kıtanın pek çok yerinde olduğu gibi ya sazdan yapılmış ya sazlarla örtülmüş…
Sazlar, kara kıtanın pek çok yerinde olduğu gibi önce evlerin çatılarını sonra da kara bahtlı Afrika insanının gelecek güzel günlerini de örtmüş sanki…
Toz, toprak insanların hem fiziki görme kabiliyetlerini hem de vizyonlarını kapatmış sanki bu şehirde…
Kara derili Eritreli mülteciler imkânsızlıklar içinde imkan arayışı içinde…
Burası dini eğitim verilenbir kurs.
Çocuklar toprak zeminde oturuyor…
Çocuklar defterin ne olduğunu bilmiyor… Ne kağıt var ne kalem…
Yaşıtları elektronik tahtalar, elektronik kitaplar ve teknolojinin en son harikası bilgisayarlarıkullanırken;onlar ağaç parçalarını kullanıyorlar kitap-defter niyetine…
Kim bilir kaç yüz yıl önce kullanılan, çağının teknolojisi sayılabilecek tahta parçalarının bir ucunu karınlarına dayayarak, öbür ucunu sıkı sıkıtutarak yazı yazmaya çalışıyorlar.
Bu tahtaya ilim öğrenmek adına attıkları her çizgi karşılığında verdikleri ise çok kutsal…
İnsan duyduğunda damarlarından kanı çekiliyor. Bu nasıl bir çaresizlik, nasıl bir kabulleniştir diye düşünmemek mümkün değil.
Sıkı durun Eritreli mülteci çocuklar kalem yerine, eskimiş pillerin kömürlerini çıkarıp Arap zamkı denen reçinemsi bir malzeme ile karıştırarak mürekkep yapıyorlar… Ucunu sivrilttikleri herhangi bir tahta parçası ise kalem oluyor onlar için…
Parşömen yerine tahta, hokka ve divit niyetine kömür tozu ve tahta…
Defterler yani tahtalar bittiğinde ne mi oluyor? Tahtalar çamurla sıvanıyor, bekletiliyor ve yıkanıyor… Artık tertemiz bir sayfaya sahip çocuklar, yeniden onları görmezden gelen dünyanın zehir kabul ettiği pil kömürleri ile sağlıklarını riske ederek yazı yazmaya başlayabilirler…
Kısa adı Ecro olan Al-Ehssan Charitable Relief Organization, Sudan’da eğitim konusunda var gücüyle faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu.
Çocuklar ve gençler için dini eğitim veren okulları, hafız yetiştiren kursları ve kadınlar için el becerileri ile meslek kursları düzenliyor…
İmkânsızlıklar, günümüz şartlarında mezbelelik olarak tanımlanacak mekânları bahtsız bu ülke coğrafyasında eğitim mekanları kılmış… Elbette farkındalar sahip olduklarının ve olamadıklarının ama imkanlar bu kadarla sınırlı…
Yıkık duvarlar, olmayan sıra, masa, defter, kalem, elektrik ve minimum 40 derecesıcaklıktagerçekleşen dersler…
İmkânsızlıklar içinde imkanlar oluşturarak eğitmenin eğitilmenin, çocuklarını inandıkları dinin gereğine göre yetiştirmenin yollarını arıyor Eritreli mülteciler…
Deniz Feneri Ecro’nun eğitim kurumlarından biri olan Abdullah B. Abbas Medresesi’nin eğitim giderlerini karşılamak için desteğinizi bekliyor…
Sudan’ın Kessala şehrinin 15 km güneybatı kısmında, 29.000 kişilik nüfusunun % 90’ının yoksul olduğu Vüd Şerifi bölgesinde yer alan okulda okuyan 400 mülteci çocuğun yüzde 80’i yetim gerisi ise yoksul…
Bu okulda okuyan her bir öğrenci için aylık 100 TL destek gerekiyor ki okul eğitimcilerin maaşlarını ve diğer giderlerini ödeyebilsin...”
…
Mirac Kandilinizi tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim.