SÖZÜN ÖZÜ (KISA KISA) - 9
Ergenekon'un Askeriye Kanadı
Bazıları ne kadar inkar etse de, birileri ne kadar sulandırmaya çalışsa da, fikri veya fiili işbirlikçileri ne kadar gerçekleri çarpıtmaya uğraşsa da, bir Ergenekon yapılanması var, bir darbeler süreci var.
Şimdi, Ergenekon yapılanmasının veya sürecinin medya ayağı var (birçok medya mensubu tutuklu veya şüpheli), üniversite ayağı var (birçok akademik personel tutuklu veya şüpheli), sivil toplum ayağı var (birçok sendika veya dernek mensubu tutuklu veya şüpheli), yargı ayağı var (birçok emekli veya görevli yargı mensubu şüpheli veya takipte), emekli askeriye ayağı var (komutanlar da dahil birçok emekli asker tutuklu veya şüpheli). Elbette CHP ve lideri Baykal gibi açıkça Ergenekon'un avukatı olduğunu ilan eden siyaset (politika) ayağı da var.
Peki bu sürecin bir de mevcut askeriye ayağı yok mu sizce? Emekli askerler Ergenekon sürecine dahil olmuş da muvazzaf (görevli, işbaşında) askerlerden bu yapılanmaya katılanlar hiç mi yok? Olmaz mı? Ortaya çıkan ıslak imzalar, komplo belgeleri, suikast planları, suçüstü halleri, dinleme kayıtları gibi apaçık kanıtlar, elbette bu yapılanmanın Askeriye'de de uzantısının bulunduğunu göstermektedir. Genelkurmay bu vatan hainlerini, bu millet iradesinin düşmanlarını, bu halkına nankörlük edenleri temizlemelidir; yoksa "Ordu'yu yıpratmayın!", "TSK'ya karşı psikolojik harekat yürütmeyin!" diyerek suçluları kolladıkça kendi itibarını zedelemekte, inandırıcılığı olmayan açıklamalarla güvenilirliğini kaybetmektedir.
Evet soru basit: Ergenekon'un yani darbe yapılanmasının medya, üniversite, yargı, emekli askeriye ayağı var da karargah ayağı yok mu? Bu kimseler mevcut askeriyeden işbirlikçileri olmadan boş bir hevesle mi yola çıktılar? Artık millet bu tür palavralara kanmıyor, dolayısı ile Genelkurmay içindeki (sözde irticacıları değil) darbecileri temizlemelidir.
28 Şubat Süreci'nin başlamasının üzerinden yaklaşık 13 sene geçti ve Milli Görüş lideri Erbakan "Askeriye medyanın dolduruşuna geldi!" diyerek gerçekleri çarpıtsa da, o dönemde asıl dolduruşa getirenin Askeriye olduğunu bu millet çok iyi biliyor (medyaya, yargıya, üniversiteye yönelik brifingleri hatırlamanız yeterli); günümüzde de aynısının olmadığının garantisi nedir? Üstelik darbe günlükleri veya cephaneler ortalığa saçılmışken?..
Evet, güzel sözdür: "Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir?"
Ergenekon yırtıcı bir kuş ise, bu kuşun iki kanadından biri "siviliye", diğeri de "askeriye" olmalıdır. Siz buna "siviliye ile resmiye" de diyebilirsiniz; yani ilgili yapılanmanın bir sivil unsurlar içindeki kanadı, bir de resmi kurumlar içindeki kanadı mevcuttur. Hepsi tasfiye edilip millet bu asalaklardan, bu ayakbağlarından, bu zalimlerden kurtarılmalıdır.
(Unutmadan, Ak Parti Ergenekon kuşunu düşüremezse Ergenekon Ak Parti'yi düşürecek; Ak Parti Ergenekon'u avlayamazsa, kendi ona av olacak! Ak Parti ister uyusun isterse uyanık olsun, ister gereğini yapsın isterse başkalarından beklesin! Beklerse, çok beklersin Ak Parti, çok!)
Evet, yıl 2010. 1909 İttihat ve Terakki Darbesi’nin üzerinden 100 yıl geçmiş. Türkiye hâlâ içindeki darbeci hainlerle uğraşıyor, kendi kendiyle kavga ediyor, zaman kaybediyor. İttihatçı-Kemalist zihniyet içimizdeki truvaatı işleviyle, millete ayakbağı olmaya devam ediyor.
Araştırmacı-Gazeteci Neyi Araştırır?
"Ergenekon'un Medya Ayağı" demişken, mesela araştırmacı-gazeteci U..r Dündar örneğinde olduğu gibi, Cuma'ya giden öğrencileri araştırmaktan fırsat bulurlarsa belki bu kirli işleri, yine kirli medyalarında ortaya dökerler! Bildiğiniz üzere kartel medya veya ulusalcı medya Ergenekon sürecini uzun bir süre görmezden geldi, inkara ve sulandırmaya kalktı, fakat gerçekler ve belgeler inkar edilemez düzeye ulaşınca, artık habercilikleri geri kalınca Ergenekon haberlerini vermeye başladılar.
Vaktiyle milletin birşey zannettiği kimselerden örnek vermek gerekirse, mesela U..r Dündar iyi bir araştırmacı-gazeteci ise, neden on yılların Ergenekon sürecini bulup da halka açıklayamamıştır? Mesela yazar-belgeselci Can Dündar Ergenekon'dan bahsetmiştir de, araştırmacı-gazeteci-haberci U..r Dündar böylesine yaygın bir yapılanmadan nasıl habersiz kalabilmiştir? Ergenekon sürecinde adı geçen veya sorgulanan veya şüpheli olan kişileri hemen ekranına çıkarıp propaganda yaptırmayı çok iyi bilen U..r Dündar, bu ideolojik tavrını milletin görmediğini mi sanıyor?
Hayır, ben "U..r Dündar Ergenekoncudur, Ergenekon'un medya ayağındandır" falan demiyorum. Demem o ki, "yandaş medya" tek taraflı değil; sadece iktidarın değil, (her türlü!) muhalefetin de "yandaş medya"sı var.
Evet, Ergenekon süreci gibi zamanlar basın-yayın kuruluşları ve gazeteciler/haberciler için uygun bir fırsattır, tek bir haber bile onların sıçrama yapmasını sağlayabilir. Dolayısı ile ilgili bilgi, belge veya bulgulara ulaşma yetenekleri veya imkanları varken bunu yapmayanlar kariyerlerine ve mesleklerine ihanet etmektedir.
Yazık, bu millet Doğan Medyası’na veya CHP-MHP Muhalefeti’ne mi layık? Milletler neye layıksa ve öyle yönetiliyorsa, sonuçta Doğan Medyası’nı da, CHP’yi de, MHP’yi de ayakta tutan, bir kısmıyla destekleyen bu millet; bedelini de birlikte ödüyoruz!..
* * *
Kuran Meali
« İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler.
Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir.
İşte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır. » (Bakara, 2/14-16)
Hâdis-i Şerif
“İslâm beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Kâbe’ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak.”
(Buhârî, Müslim, Nesâî, Ebû Dâvud, Tirmizî)
Seçkin'ce
“Çözümü bilmek sorunu ortadan kaldırmaya yetmez, bildiğini uygulamak gerek.”
www.dunyaislamgunu.org - www.worldislamday.org - www.seckinislamicebooks.com