AST'LARIN ŞEREFİNE DİL UZATAN TOP(cu) ARİF DOĞAN!..VE ''ŞEREFSİZLİK'' TEN REYTİNG BEKLEYEN M.ALİ BİRAND!....
Benden günah gitti. Çünkü kendisi kaşınıyor ve ille de cehenneme gitmek istiyor.
Gerçi dinî inancım gereği; ''kimin cehennemlik, kimin cennetlik olduğuna ancak Allah karar verir'' sözüne inanırım.
Fakat intihar edenlerin direkt olarak cehenneme gittiklerini de bilirim. Bu yüzden Arif Doğan adındaki şeref ve haysiyetten nasibini almamışın intihar etmesi an meselesidir.
Bu konuda elimden geleni yapacağım ve günah ise, günahımı da çekeceğim.
İki haftadır perşembe günleri gecenin geç saatlerinde, Ergenekon’un avukatlığına soyunmuş bir TV kanalında M. Ali Birand, ’32 GÜN’ programına yalancı birini, Arif Doğan'ı çıkarıyor ve Show yaptırıyor.
Boynuzlu şeytanı programına çıkarıp bana ve diğer insanlara hakaret ve küfürler savurmasına göz yuman Mehmet Ali Birand, orada edilen sinkafın misline layıktır.
M.Ali Birand biliyor ki O boynuzlu ve kuyruklu şeytan program boyunca huzurda olmayan birilerine küfür ve hakaret edecektir. Bunu bildiği halde O,''kerşeytan'' ı oraya çıkarıyorsa, orada yapılan küfürlerin bin misline layıktır...
Dün akşamki 32. gün programında TOP(çu) Arif Doğan'ın kendilerine '' şerefsiz'' demesine karşılık vermeyen Em. Astsb. Hüseyin Oğuz'u da buradan kınıyorum.
Sayın Hüseyin Oğuz'dan şunu demesini beklerdim;'' Sen Abdulkadir Aygan'ı öldürttüğünü bile söyledin, fakat adamla Facebook üzerinden her gün karşı karşıya geliyoruz. Bu vesileyle sen bir yalancısın Arif Doğan. Ben değil, yalancılar şerefsizdir.'' demeliydi en azından.
M. Ali Birand gibi; geçmişte çetelerden zarar görmüş, tehdit edilmiş birisinin, Ergenekonculara alet olmasını yadırgıyorum.
Arif Doğan'ın yalanlarını ciddiye almıyorum, Ancak, dünkü konuşmalarının arasından bir gerçeği tastiklemiş oldu.
A.Cem Ersever'i Yeşil'e infaz ettirenlerden birisi de Arif Doğan'dır. Dünkü konuşmalarıyla kendini açığa vurmuştur. Yeşil’i yıllardan beri tanıdığını ve kullandığını söyleyerek, Yeşil’e tetik çektirenin kim olduğunu işaret etmiştir.
1990 yılında Diyarbakır JİTEM Grup Komutanlığı görevinden alınıp batıdaki normal bir birliğin başına atanması Arif Doğan'ın çok zoruna gitmişti.
Cem Ersever'in, O'nun yerine Grup Komutanlığına atanması daha da zoruna gitmişti.
Cem Ersever'in infazından sonra Diyarbakır JİTEM Grup Komutanlığına gelen Yeşil bana olayı anlatmıştı.
Direkt olarak ''Cem şerefsizine ihanetin bedelini ödettirdik, Ziraat bankasına hesap açmış, sağda solda Arif Albayımın aleyhinde atıp tutuyormuş, yurtdışına kaçıp her şeyi deşifre edecekmiş,yetmemiş gibi bir de bizim elemanımız olan Neval'ı da metresi yapmış!'' diye hayıflanıyordu.
Yeşil, benim Cem Ersever'e olan bağlılığımı ve saygımın derecesini biliyordu. Bu yüzden benim yanımda onu karalıyordu ki, ben Cem'in infazından dolayı herhangi bir teşebbüste bulunmayayım. Çünkü o sıralar katilleri öğrenip, Cem komutanımın intikamını almak istiyordum.
Cem Ersever aleyhindeki küfürlü konuşması, Cem Ersever'in araç telefonunu gasp etmiş olması ve Cem Ersever'in Arif Doğan aleyhinde sağda solda yaptığı konuşmaların kendisini çok rahatsız etmiş olması her şeyi açıklıyordu.
Cem Ersever, Yeşil'in JİTEM'e girişini yasaklamıştı. Nedeni de;'' Tunceli bölgesinde halkın namusuna el atmış'' olmasıydı.
Bunu bizzat Cem Ersever emrindeki tüm personele söyledi.
A. Cem Ersever Diyarbakır'da iken de Arif Doğan'a olan kızgınlığını konuşmalarında açığa vurmuştu. Bunlara bizzat kulak misafiri olmuştum.
Aralarında bir çelişki ve husumet vardı.
Arif Doğan'ın son konuşmalarında Yeşil'in kendisinin adamı olduğunu itiraf etmesi ben de şüpheye yer bırakmayacak şekilde, Arif Doğan'ın da Cem Ersever'in katlinden sorumlu olduğunu gösterdi.
Benim yüzümden ''intihar etti'' ğini söylediği Albay Abdulkerim Kırca' yı da Arif Doğan güruhu öldürdü. Antalya Serik'teki ''PKK ile çatışma'' bir plandı. amaçları Abdulkerim Kırca'yı orada ortadan kaldırıp suçu da teröristlerin üzerine atmaktı. Zira; ''çatışma'' bölgesinde Abdulkerim Kırca arkadan yediği kurşunla felç olmuştu. Zaten felç olmak, O’nun için ölümden beterdi. Ayrıca; Kırca'nın asker olan yeğeni de bu durumu sağda solda söylüyordu.
JİTEM'i Ari Doğan kurmamıştır...
JİTEM'in ilk kadrosu Ahmet Cem Ersever'dir. Ve bu göreve ilk olarak 1985 de SİİRT'te başladı. Daha sonra bu yapıya; Şaban bayram astsubay, Hüseyin Kara, Ali Yıldız, Abdulkerim Kırca, Arif Doğan, Veli Küçük, Nurettin Ata ve Aytekin Özen dâhil edildiler. JİTEM’in yapılanması ve personel durumu hakkındaki açıklamalarım daha önce basında geniş yer almıştır.
Arif Doğn'ın JİTEM mazisi 2-3 seneliktir. Ben ise dokuz yıl JİTEM'in resmi kadrosuydum.
Tekrar ediyorum; Doğan medyası ve genelkurmay bünyesindeki Ergenekoncu kesim Arif Doğan'a son bir görev vermişlerdir.
Amaçları; gerçeği çarpıtmak, kafaları karıştırmak, JİTEM teşkilatının faaliyetlerinden sorumlu makam ve kişileri zararsız bir şekilde bu davadan sıyırmaktır.
Ama burada üzücü olan yıllarıdır; Derin yapılar tarafından vatan haini ilan edilerek hedef gösterilen M. Ali Birand’tın, Yalan söylediklerini bile bile 32 Gün Haber programında bunların sözcülüğüne soyunması…!
Eğer gerçekten tarafsız gazeteci ve Televizyoncu ise hakkımda yapılan hakaretler ve suçlamalara doğan cevap hakkımı kullandırması lazım… Aksi takdirde yıllardır, demokrat kimliği altında sürdürdüğü gazeteciliği sorgulanacak, Tarih Ergenokun’cuların yeni avukatı olarak kendisini yargılayacaktır…