Başbakan Erdoğan tam üç kez genel seçimi kazandı ve kendi ifadesi ve parti tüzüğü geregide bir daha aday olmayacak.
Erdoğan bu üç genel seçimde de, herkesin malumu olduğu üzere milletvekili adaylarının %90 ini kendisi belirledi. Bu vekillerin çok az bir kısmı üç kez aday gösterildi ki bunların çoğu da su andaki bakanlar kurulunu oluşturuyorlar.
Daha öncede yazdığım gibi bendeniz milletvekili adaylarının önseçimle yapılması taraftarı yı m. Ancak bunun Türkiye'de uzun vadede olmayacagı n ı görüyorum.
Yazıma konu olan husus ise: Başbakan Erdogan’in her dönemde çok enteresan kişileri ve üstelik sadece bir kez aday göstermesidir.
Siyaset ömür boyu süren bir meslektir. İster sürekli seçimi kazanın ister kazanmayin ancak bu kaide değişmez. Bunun en güzel delili de Başbakan Erdoğandır. Zira kendisi 18 yaşından beri siyasetin içerisindedir.
Peki bunca tecrübesine rağmen, Erdoğan neden her dönemde bazı kişileri sadece bir dönemlik vekil yapıyor? Ben şahsen buna bir anlam veremiyorum.
Örnek verecek olursak, İlk dönemde Recep Garip (Adana. Şair kontenjanı) Nevzat Yalçıntaş (İstanbul. Ahde vefa) İkinci dönemde Özlem Piltanoğlu Türköne (İstanbul. En genç kaymakam) Ali Bayramoğlu (Rize. Müsiad kontenjanı)Hamza Yerlikaya (Sivas. Güreş kontenjanı) ve üçüncü dönemde Hakan Şükür (İstanbul. ???)
Yukarıdaki misaller daha da çoğaltılabilir. Ancak benim özellikle uzeinde durmak istediğim iki aday Hamza Yerlikaya ve Hakan Şükür'dur.
Hamza Yerlikaya Asrın güreşçisi seçilmiş ve Erdoğanın teklifiyle genç yaşta vekil olduğundan dolayı bir olimpiyat şampiyonluğunu daha kaçırmıştır. Bu dönemde de aday da olamamı s veya yapılmamış ve böylece kısa surelik siyasi hayatı sona ermiş vaziyettedir. Dolayısıyla hem spor hayatı ve hemde siyaset hayatı erkenden sona ermiştir.
Hakan Şükür ise, ulaşılması, kırılması çok zor olan rekorların sahibi olarak futbola veda ettikten hemen sonra yorumcu olarak mesleğine devam ederken, yine Erdogan’in her dönemde bir defalık özel kişi kontenjanından hem de İstanbul 3 bölge 4. Sıradan aday yapılmıştır. Aday olduğunda da yüksek ücret aldığı TRT deki spor yorumculuğuna son vermek zorunda kalmıştır.
Bendeniz özellikle İstanbul milletvekillerini yakinen takip ettitigim için, Hakan Şükür yemin etitiginden beri mecliste bugüne kadar ne bir önerge vermiş ve ne de herhangi bir aktivitede bulunmuştur. (Kacı rmı ssam dikkatli okuyucularımız hatırlatabilirler) Önemli konularda kendisine uzatılan mikrofanlara da genellikle “buyuklerimiz bilir” diye kaçamak cevap vermiştir.
Hakan Sukur’un asıl bardağı taşıran hareketi ise; milletvekilliği devam ederken, yeniden TV de(LİG TV) Yorumculuk yapmaya başlamasıdır.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, avukatlık yapmak isteyen CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’a da olumsuz yanıt verdiği bildirildi. Daha önce ücret talep etmeden genel cerrahi uzmanı olarak çalışmak isteyen CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’e ve CHP'li İnce'ye de çalışma izni verilmemişti.
Yukarıdaki gazete metninde göreceğiniz gibi diğer vekillere Meclis başkanı tarafından ikinci bir iş yapma müsaadesi verilmemiştir. O halde Hakan Şükür'ün özelliği ve ayrı calı gı nedir?
Başbakan Erdoğan buna nasıl müsaade eder gerçekten anlamak mümkün değildir. Hakan Şükür kaç akşam Lig TV de yorum yapıyor bilmiyorum muhtemelen 2-3 akşam yapıyordur ki genelde vekillerin hafta sonlarında siyasi aktivitelere katılıp halkın arasına girdiği zamanlardır.
Hakan Şükür acilen karar vermelidir. Ya vekilliği fulltime (Tam zamanlı) yapmalı, ya da yorumculuğu bı rakmalı dı r. İksinin bir arada olması asla etik değildir.
Karşı kıyıdan baki selamlarımla