Erbakan1 İki saatlik görüşmeler

xxx95

Siz değerli okuyucularımla bugünlerde bu köşede paylaşmak üzere planladığım önemli konuları, 'Bütçe görüşmeleri, işsizlik ve çözümler, "Adil Ekonomik Düzen"e göre ana sorunlarımızın bazı çözüm önerileri' olarak sıralayabilirim. Ancak, günlük köşe yazarlığı yapınca, günlük gelişmeler ve günlük okumalar/çalışmalar bazı konuları ertelemenizi, bazılarını öne almanızı gerektiriyor. 'Erbakan fenomeni, Necmettin Erbakan ve Numan Kurtulmuş, Erbakan ve 28 Şubat, Erbakan ve neden yeniden siyaset?' gibi bazı konular, benim çalışma ve günlük okumalarımda, bu haftanın en güncel ve canlı konuları oluverdi. Dün ve bugün üzerinde çalışmak durumunda kaldığım konular ile okumalarım çakıştığı gibi; aynı zamanda birkaç yönden heyecanlandırdı da...

Hayatın heyecanını yakalamak ve bu heyecanla iş yapmak özellikle önemli. Bugünlerde gündemde olan bu 'mesele' hakkında, yani 'hayatta var olmanın heyecanı' ile 'yaş, yaşlılık, iş yapma, çalışma, mükellefiyet, akıl, güç' konularını ayrıca yazacağım...

Bu heyecan hâlini, yaşları sekseni geçmiş kırk yıllık hocalarımla son dönemlerde yaptığım çalışmalarda yakından görerek yaşıyorum. Necmettin Erbakan Hocam ile Süleyman Karagülle Hocamın bu yaştaki heyecan, azim ve gayretlerini gördükçe, bu yaşımda bana da adeta 'ibadet aşkıyla daha çok çalışma azmi' aşılıyorlar.

Bu hâli yaşıyorum; hocalarımla birlikte yaşıyoruz...

Erbakan Hocamızı, Süleyman Karagülle Hocam ile birlikte, Saadet Partisi Genel Başkanı seçileceği haftanın başında Ankara'da ziyaret etmiş ve 'iki saat' görüşmüştük. O görüşmenin etkisiyle, Ekim ayında bu köşede "Millî Görüş" ana başlığı altında 'dokuz yazı' (14-26 Ekim 2010) yazdım. Erbakan'ı iyi anlar ve onun heyecanına kapılırsanız, benim yaptığım gibi dokuz yazı yazarsınız. 'İki saat' vurgusunu özellikle yapıyorum. Sebebi var.

Erbakan, Saadet Partisi Genel Başkanı seçildikten sonra, her hafta önemli medya mensupları, gazeteciler ve yazarlarla ortalama 'iki saatlik' görüşmeler yapıyor. Son zamanlardaki bazı görüşmeleri hatırlayalım: Star'da Uğur Dündar ve arkadaşı... NTV'de Ruşen Çakır ve çalışma arkadaşı... Değişik günlük gazetelerin köşe yazarları ve görüşme ile ilgili yazdıkları... Bu hafta da Star gazetesinden Şamil Tayyar ile Bugün gazetesinden Ahmet Yavuz Arslan ve daha başka yazarlar, Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile 'iki saat' görüşmüşler... Dün (15.12.2010) köşelerinde konu ile ilgili önemli makaleler yazdılar; Şamil Tayyar dün (16.12.2010) de yazmaya devam etmiş...

Bu yazılanları tam da okumuştum ki; adeta 'üstüne üstlük' gibi değerlendirdiğim, Süleyman Hocamdan şimdilik 'Erbakan, Numan ve akıllı-güçlü olmak' başlığını koymayı düşündüğüm bir çalışma gelmez mi! Bu yazılanlar üzerinde duralım...

'ERBAKAN FENOMENİ', Bugün gazetesinden Adem Yavuz Arslan'ın yazı başlığı.

İşte o yazıdan bazı cümleler: "Saadet lideri Necmettin Erbakan ile önceki gün 2 saat süren bir sohbetimiz oldu. Kesinlikle enteresan bir sohbetti... / Millî Görüş'ün efsane lideri 84 yaşında. Ciddi sağlık sorunları da var. Fakat zihni berrak... / İki saat aralıksız konuştu ama isimleri, tarihleri, kronolojiyi hiç karıştırmadı... / 84 yaşındaki bir isim için takdire değer bir performansı var... / Öyle bir denklem kurdu ki; sonuçta 'AK Parti'yi İsrail kurdurdu, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül Siyonistlerin hizmetkârı' gibi bir sonuç çıktı... / Erbakan, ilerlemiş yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen aktif siyasete dönüşüyle ilgili farklı bir tanımlama yapıyor. Ona göre tercihi 'koltuk hırsı' değil bir nevi görev: "Çünkü söz nasihat dinlemediler. Görevi almak milli bir vazifedir" diyor.

Uzun sohbetin kısa özeti şu: Erbakan bir fenomen.

Kamuoyu aktif siyasete dönüşünü 'koltuk hırsı' olarak görse de o kendini inandığı dava uğruna son nefesine kadar çalışan bir nefer olarak görüyor. Takipçileri de öyle."