Dünyevi hırslar, çıkar çatışmaları sevgisizlik ilgisizlik o boyutlara vardı ki 10-16 Mayıs Tarihleri arasında kutlanan engelliler haftası üç beş derneğin veya bir kaç sivil toplum örgütünün etkinlikleri dışında kimsenin umrunda olmadı. Dindar olanı olmayanı herkesin önlenemez hastalığı haline gelmiş dünyevileşme, materyalize olma durumu maalesef insanlığı tehdit etmektedir. Hemen hemen her sohbetimde yazımda belirtiyorum. Zenbilli Ali Cemali Efendi "Kıyamet bananecilikten, nemelazımcılıktan kopacak" demiş.
Tarihe baktığımızda toplumumuz o kadar diğergam, âlicenap, müşfik, yardımsever, hatırşinas idi. Ama son yıllarda o kadar bozuldu o kadar değişime uğradı ki, biribirimizi tanıyamaz olduk. Aynı apartmanda cenaze çıkıyor haberimiz olmuyor. Bir yakınımız ölüyor sadece cenazelerde bir araya geliyoruz. Etrafımızda birlikte yaşadığımız insanlara bir tebessümü bile çok görür olduk. Sokakta bir adam bir kadını yumrukluyor, kimse müdahale etmiyor. Bir kaza oluyor, adam birileri nasıl olsa ilgilenir diye geçip gidiyor.
Bu örnekler çoğaltılabilir Sonuç olarak ciddi anlamda toplumumuz büyük bir ahlak sorunu yaşıyor. Sevgi, merhamet, şefkat, diğergamlık, empati, muhabbet insanı olma, karşılık beklemeden verme gibi çok yüksek ahlak değerlerini hayatından çıkarmış insanlar gerçek anlamda engellidir. Kin ve nefreti kalbine iskan etmiş olanlar engellidir.
Bedensel engellilik yolda giderken bir araba gelir vurur, hayatımıza girer, kafamıza saksı düşer bizi kısmi felç eder engelli yapar, şu an benim de boynumda ve belimde fıtığım, midemde ülserim vesair rahatsızlıklarım var. Ama ben biliyorum ki etrafıma neşe saçıyor ve iyilik yapıyorsam huzurluyum ve engelli değilim. Allah herkesi muhtelif şeylerle imtihan eder, işte imtihanı doğru vermek çok önemlidir. Her birey potansiyel engelli adayıdır, bu nedenle bu durumda olan kardeşlerimizi asla unutmayalım, hep yanlarında olalım, birgün kendimizin de o tekerlekli sandalyelere oturabileceğimizi düşünerek hayatımızı diğergam olarak idame ettirelim.
Konu ile alakalı bir mesajı size iletmek isterim. Bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi öğretmeni Hocamız; Adı Mustafa ŞAKACI.
Ankara'da görev yapıyor. Dünya tatlısı bir engelli kızı var."Meryem Senâ" Bu sene onu umreye de götürdü. Hocanın mesajını olduğu gibi buraya alarak yazımı bitirmek istiyorum. İnşaallah toplumumuz tarihindeki gibi yine duyarlı, ahlaklı, kadirşinas bir toplum olur.
"Devlet kurumlarının ve birkaç derneğin yaptığını ( bunların yaptığı da devede kulak misali kalır ) bir kenarda tutacak olursak engelliler haftasında, engellilere yönelik ciddi, göz doldurucu, onları gelecek adına umutlandırıcı etkinliklerin, çalışmaların, projelerin yapılmadığını ya da yapılmak istenmediğini rahatlıkla söyleyebilirim...Engelli bir evlada sahip olduktan sonra bu konuları daha yakından takip etmeye çalışıyorum maalesef durum çok iç açıcı değil...Hala engelli bireylere nasıl davranacağımızı dahi bilmiyoruz...Empati yapabilsek olayı anlama adına büyük bir adım atmış olacağız ama hala empati yapma noktasından da çok uzağız...Kimine kör, kimine sağır, kimine topal, kimine de deli yaftasını yapıştırıyoruz bir çırpıda...Acaba bu şekilde seslenmek onları ve yakınlarını incitir mi? Sol taraflarını kanatır mı? Hayata küsmelerine neden olabilir mi? diye bir an olsun düşünmüyoruz. Dedim ya empati kültüründen çok uzağız...
Bu gibi haftalar ya da günlerde daha çok tüketim kültürünü!!! coşturacak olanların revaçta olduğunu görürsünüz...Onlara sahip çıkmalarının asıl nedeni kutlanan şeye çok değer verdiklerinden değil, tüketim çılgınlığını artırmak için bulunmaz bir sermaye olduklarındandır ( anneler günü, babalar günü sevgililer günü bunların başında gelir ) . Onların gözünde engellilerin kendilerine faydaları! yok ki tüketim için meze olarak kullanabilsinler...Modern zaman tüketebileceği ( sömürebileceği ) ve de sermayasini pazarlayıp ceplerini doldurabileceği gün ve haftalara odaklanan insanlarla dolu... Engelliler haftası onların bu düşüncesine hizmet etmekten çok uzak, dolayısıyla birkaç duygusal görüntü ve etkinlik ile üzeri çizilip geçilebilecek bir haftadır...Kapitalist zihniyetin tipik yansımasını bu gibi haftalarda çok net görebilirsiniz.Hangisine ne kadar ve niçin değer verip öne çıkarıyorlar ya da tam tersi yapıp öteleyip gözden ırak bir noktaya atıyorlar bir bakın, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız...
Kapitalist zihniyeti anlıyorum zira bu zihniyetin derdi ne yapıp edip, değerleri dahi hiçe sayıp sermayesine sermaye katmaktır. Peki bizim mahalleden olup yeni bir medeniyet inşa etmek iddiasıyla ortaya çıkan kelli felli sendikalarımızın, cemaatlerimizin ve de sivil toplum kuruluşlarımızın engellilere yönelik ciddi bir çalışma ortaya koyduklarını gördünüz mü? Takip ettiğim kadarıyla ben böyle bir çalışmaya maalesef tanık olamadım...Engellilerin istihdamı ile ilgili ya da onların sosyal hayatta diğer bireylerle içiçe yaşayabilmeleri adına sendikalar, dini cemaatler, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler neden birşey yapmazlar...
Burada üzülerek söyleyeyim ki bizim mahallenin kurumları da çoğunlukla kapitalizm zihniyetinin tipik yaklaşımını sergiliyorlar ve kaz gelecek yerlere yatırım yapıyorlar; o yüzden onlar da tavuğu engelli vatandaşlarımızdan esirgiyorlar... Son söz: Unutmayalım ki hepimiz aslında birer engelli adayıyız...Engellileri ve onların ailelerini anlamak için illa da damdan mı düşmemiz gerekiyor...Hayatın, engellilerle paylaşıldıkça daha bir anlamlı olacağını keşke kavrayabilseydik...Keşke onlara sevgimizi,şefkatimizi, yüreğimizi sınır koymadan açabilseydik; sokağımızı,okulumuzu,iş yerimizi... karşılık beklemeden yüksünmeden paylaşabilseydik...
Not: Melek kızım Meryem Sena'mın ve tüm kader arkadaşlarının haftasını kutluyorum ve hayatın onlarla daha bir anlamlı olduğunu çok iyi bilenlerdenim...Zihinlerdeki engellerin kalkması dileğiyle...Vesselam..."
Son cümle:
Sevgili Peygamberimiz (sav) ; “Yorgunluk, hastalık,tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar, müslümanın başına gelen her şeyi Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar.” Buyurmuşlardır. (Buhari, Müslim)
Adnan Zeki Bıyık-Kırklareli Müftü Yardımcısı
13 Mayıs 2015