Doğal olarak dünyada bulunan ve üretilen mallar serbest mal ve iktisadi mal diye ikiye ayrılır. Örneğin sürekli teneffüs ettiğimiz hava bir serbest maldır. Ancak aynı hava oksijen tüpüne girdiğinde iktisadi mal olmaktadır. Ya da bir dağ başındaki kaynaktan akan su serbest maldır. Ancak aynı su evinizdeki musluktan akmaya başladığında iktisadi mal olmaktadır. Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere bir malın iktisadi nitelik kazanabilmesi için emek, zaman ve para harcanması gerekmededir. Aynı zamanda bu mala talebinde olması gerekir ki iktisadi nitelik kazanabilsin. Genel bir ifade ile kullanılan mal kelimesinin içerisinde enerji de yer almaktadır. Ancak günümüz dünyasında ne yazık ki serbest enerjiden yani emek, para, ve zaman harcanmadan yararlanılabilen enerjiden bahsetmek pek mümkün değildir. Dünyada yaşayan her türlü canlıdan tutunda hareket eden bütün cansız cisimler dahi enerji harcamaktadırlar. Dolayısıyla hiçbir hareket enerjisiz olmamaktadır. Canlıların ölümü bile canlı bünyesindeki enerjinin üretilip, kullanılamamasının bir sonucu değil midir? Yani canlı bünyesindeki enerji üretimi ve tüketimi durduğunda yaşam da durmaktadır. Bu anlatılanların ışığında şu genellemeyi yapabiliriz. Dünyada talebi en fazla olan mal enerjidir. Dolayısıyla iktisadi bir maldır. Ve enerji üretimi enerji (arzı) enerji tüketimini (talebi) karşılamadığı sürece de enerji fiyatları artacaktır. Enerji deyince akla ilk gelen petroldür. Petrol ne yazık ki büyük oranda tabiattan çıkan bir enerji kaynağıdır. Diğeri elektriktir. Ancak elektrik su, doğalgaz, kömür, rüzgar, güneş ve petrolden üretilmektedir. Dolayısıyla elektriğin üretim kaynaklarından biri de petroldür. Bu kadar yoğun talebi olan petrol tabiattan çıkarıldığı için rezervleri sürekli azalmaktadır. 2000"li yıllarda petrol fiyatlarında hızlı ve sürekli bir artış gözlenmektedir. 2003 yılında ham petrolün varil fiyatı 30 dolar düzeyinde iken 2005 yılında 70 dolara, günümüzde de 130 dolara ulaşmış durumdadır. Bu artışın gelecekte de sürmesi beklenmektedir. Petrol fiyatlarını etkileyen faktörler arasında üretici ülkelerin petrol rezervlerinin azalmasını, üretim ve taşıma maliyetlerini, OPEC, ABD, büyük petrol şirketlerinin strateji ve yatırım politikalarını ve petrole olan talebin her geçen gün artmasını sayabiliriz. Tarımsal üretim faaliyetleri de yoğun enerji ister. Toprağın hazırlanmasından, ürünün ekilmesine, gübreleme ilaçlama ve sulama faaliyetlerine kadar tarımsal üretimin her aşamasında enerji kaynağı olarak, her türlü tarımsal üretimde petrol yoğun olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu artış tarımsal girdi fiyatlarını da artırmaktadır. Dünya nüfusunun hızla artmasıyla tarımsal ürünlere talebin hızla artması nedeniyle tarımsal ürünlerin fiyatları da dünya piyasalarında hızla artmaktadır. Bir öngörüde bulunmak gerekirse; önümüzdeki yıllarda gıda fiyatları artmaya devam edecektir. Ve yine önümüzdeki yıllarda dünyanın en gözde sektörü tarım sektörü olacaktır. Bu sektör; bilişim sektörünün de, sanayi sektörünün de, hizmet sektörünün de önüne geçecektir. Ülkemizin buna şimdiden hazırlıklı olması gerekmektedir. Tarımdaki sorunların çözümü için gereken yapısal düzenlemeler zaman geçirmeden yapılmalıdır. Ayrıca tarımsal verimliliğin artırılması için uzun vadeli planlar ve politikalar üretilmeli ve şimdiden uygulanmaya başlanmalıdır.