"Afgan dağlarında kar kucak kucak
Ne ev, ne bark kalmış, ne de bir ocak"
Tarihte ve günümüzde Afganistan kadar ah çekmiş, Afganistan kadar ızdırap yaşamış başka bir ülke; Afgan halkı kadar hüsrana uğramış, perişan olmuş başka bir halk galiba yok bu cihanda. Büyük İskender, İnglizler, Ruslar...Ve en son Kovboylar (ABD liler) zulüm yağdırdılar bu topraklara yıllarca.
Savaşları ordular yapar. Ordular devletin, devletler de halkın hizmetindedirler. Devletin ana unsurunu halk oluşturur. Bu sebeple devletlerin ( asker, polis, yargıç ve diğer kamu görevlilerinin… ) gücü, halkın gücü ile doğru orantılıdır. Vatanına bağlı, devletinin kendisine sağladığı adalet güvenlik ve refahtan memnun, ülkesinde güven ve huzur içinde yaşayan halkların devletleri hem dış dünyada saygındırlar hem de kendi ülkesinde. Devletleri zayıflatmanın yolu halkı güçsüz bırakmaktan geçer.
EN BÜYÜK SİLAH PROPAGANDA SİLAHI
Günümüzde her türlü bilimde ( siyasi, sosyal, fen...) ileri gitmiş zalim, emperyalist, yalancı, devlet yöneticileri şunu öğrendiler: Sevmedikleri, çıkarlarına taş koyan devletleri ve yöneticileri, ellerinde bulundurdukları iletişim araçları ( Televizyon, internet, haber ajansı, tvetter, facebook…) vasıtaları ile öyle bir dezenformasyona tabi tutuyorlar ki inanılmaz. Bu zalimler, bu araçlar vasıtası ile akı kara, hakkı batıl, doğruyu yanlış, önemliyi gereksiz, katili maktül, iyiyi kötü, gerekliyi önemsiz… Gösterebiliyorlar. Bu büyük propagandanın etkisi ilede insanlar şaşırıp kalıyorlar. Bu etki öyle büyük oluyor ki gözümüzün önünde cinayet işleyen biri, bu şenaeti gizlemek için bağırıp çağırarak ; “bakın şurada filan şöyle yapıyor, bakın şurada falanca böyle yapıyor” diyerek dikkati üzerinden uzaklaştırıp başka taraflara yönlendirebiliyor.
Bu görüşlere en büyük misal Afganistan’daki son gelişmelerdir. Afganistan 40 yıla yakındır katil, acımasız, emperyalist yöneticilerin ( önce SSCB, Sonra ABD) işgali ve zulmü altında inim inim inleyen bir ülke, bir devlet. Önce Ruslar sonra ABD liler bu mazlum ülkeyi değişik bahanelerle işgal edip ülkenin altını üstüne getirdiler. “Ahların ve figanların” ülkesi olan Afganistan’a bu acımasız ve zalim devletler Tonlarca bomba, milyonlarca mermi yağdırdılar. Şehirler harap oldu, köyler ortadan kalktı, dağlar taşlar elek gibi elendi. Ölen on binlerce kadın, çoluk çocuk, yaşlı ihtiyar, genç sivil asker...Yanan ormanlar, harabeye dönen kasabalar köyler şehirler. İMPARATORLUKLARI YENDİLER NEFİSLERİNİ YENEMEDİLER. Afgan halkı önce SSCB ye karşı ayaklandı ve başarılı oldu, Lakin zaferden sonra mücahitler birbirlerine girdiler. Bu iç savaş Ruslarla yapılan cihattan daha az zarar vermedi Afgan halkına Sonra ABD geldi bu masum topraklara. ABD GİTTİĞİ HER YERE GÖTÜRDÜĞÜ DEMOKRASİYİ BURAYADA GETİRDİ BOLCA. Demokrasi yağdı gökten Afgan halkının ÜSTÜNE yıllarca... Ve ve bu günlerde ABD, kendisinden önceki işgalciler gibi Talibana karşı aldığı büyük bir yenilgi sonucu ülkeyi terk ediyor Onun yerine "TALİBAN" geliyor. Bizim nesil bu zafer fazla sevinemiyor. Çünkü daha önce Afganlı kardeşlerin Rusları kovduktan sonra yaptıkları(yanlışlar) aklımızdan hiç çıkmıyor.
Gelelim bu gelişmelerin nasıl manipüle edilip “günümüzde savaşlarda kullanılan en büyük silah Propaganda silahıdır “ sözünün açıklamasına: Tv ler’deki haberlere yorumculara bakın, sosyal medyaya göz atın, gazeteleri okuyun, ajansların geçtiği haberlere dikkat edin... Şöyle haberlerin ; " …ABD büyük gücüne rağmen Taliban’a karşı yenildi ve kaçıyor. İşgali ile milyonlarca insana kıyan, Afganistan’ı tıpkı daha önce işgal ettiği Vietnam, Irak gibi tarumar edip adeta yerle bir eden, ABD Afganistanı da perişan ettikten, bu mazlum coğrafyayı büyük bir Kaosa sürükledikten sonra ardına bakmadan Taliban’a teslim edip gidiyor... “ öne çıkması lazım değil mi? Hayır işte öyle olmuyor. Emperyalist Batı ve onların beyinlerini yıkadığı bizim gibi "Ezik Müstağripler" neyi konuşuyor, neyi yazıp, neyi çiziyor bu günlerde: “Taliban, kadın hakkı, Burka, şeriat, din, mezhep, ırk, sakal şalvar….” Bir dakika kardeşim, bunları da konuşuruz. Yalnız bu ülkeyi 20 yıla yakındır BATI adına işgal eden, yakıp yıkan, harap eden bir ülke, bir devletin yenilgisi var ortada. Bu zalimler hiçbir şey olmamış gibi çekip giderken, ona bunun hesabını sormamız lazım değil mi? Hayır silah (propaganda silahı) öyle bir çalışmaya başlıyor ki köydeki Mehmet ağa bile ABD’nin işgalini, katliamlarını unutup, Taliban’ı ve onun neler yapacağını konuşmaya başlıyor. Bir dakika dostlar henüz Taliban yönetime daha geçmemiş, ne yapacağı tam belli değil. Gözümüzü, dikkatimizi onun üzerine bir başkaları yönlendiriyor. Biz” Taliban derken, Burka derken, kadın hakları derken…” Halkı kadın erkek ayırt etmeden öldüren, kapalı açık ayırt etmeden perişan eden bir fail var ortada. Niye onu konuşmuyoruz?
Dışarda bu iş böylede içerde farklı mı? Hayır. 28 Şubatta Anayasaya ve kanunlara aykırı olarak, büyük mağduriyetlere sebep olmuş, kanunu, anayasayı hiçe sayarak, kurulan hükümeti devirmek için tank yürütmüş, hakimleri, savcıları toplayıp brifing vermiş, ekonomiye, bankaya, eğitime, sakal bıyığa, üniversiteye karışarak, “ post modern bir darbe gerçekleştirmiş ve binlerce insanın mağduriyetine sebep olmuş, birilerinin hapse girmesini birileri onların bu yaptıklarını gizleyerek” Yazık değil mi bu yaşlı insanlara, bunca yıldan sonra cezamı verilir, affedin bu hasta ve yaşlı insanları..” diyerek konuyu saptıranlar da aynı silahı kullanmıyorlar mı?