“Size rahatsızlık vermek istemem ama kimsemiz yok şu an sizden başka sağ olun. Babam 10 saat sırada bekledi ama yine alamadı çadır.
Bizi merak etmeyin tahtalardan ve naylondan bir çadır yaptık şu an içindeyiz. Hava her geçen gün daha soğuk ve zorlaşıyor. Herkes hasta ve yorgun ama yine de umutluyuz.
Şuan çadırdayız ve hava eksileri gösteriyor, psikolojimizi anlayın lütfen.
Valla çadırımız yok, kışa dayanıklı bir çadır olursa eğer, rahatsızlık vermek istemem…”
Radyo 7’den Barış Cem Kaya’ya Van’dan bir deprem mağduru Ş.Ş isimli dinleyicisinin gönderdiği canhıraş notlardan birkaçını okuduk. Mağdur vatandaşımızın açık adresi ve telefon numarası bizde. O, Vanlı binlerce afetzedeyi temsil ediyor, onların sesi, onların sözcüsü olmuş adeta.
Depremden iki hafta önce Van’daydım. Bilgisayarıma masaüstü resmi olarak Van Gölü’nden bir kesit belirlemiştim. Henüz değiştirmedim.
Van dönüşünde dostlarıma Van’ın güzel insanlarından bahsederken, bilgisayarımdan kareler gösterim. Edremit’ten aldığımız, daha sonra Van merkezde bir markette de bulup fotoğrafını çektiğim, İstanbul’a da tadımlık miktarda getirdiğim malaki armudundan bahsetmeyi, Van kahvaltısından söz etmeyi sürdürdüğüm günlerde deprem meydana geldi.
Van şehrimiz gölüyle, kahvaltısıyla, otlu peyniriyle ve dost insanlarıyla henüz gündemimdeyken Van depremiyle sarsıldık.
23 Ekim’de meydana gelen depremin ardından devlet, millet, sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve valilikler seferber oldu, yaralar sarılmaya çalışıldı.
Evleri az hasarlı aileler evlerine girmeye başladılar. Dükkânlar açıldı. Çadır ve prefabrik ev konusunda büyük bir sıkıntı yaşanmadı.
Edremit merkezli ikinci deprem ise Van’da yeni bir dönemin miladı oldu.
Evlerinin 7.2 büyüklüğündeki depremde yorulduğunu, onlardan bir kısmının 5.6’lık depremle yıkıldığını gören depremzedeler soğuğun tüm şiddetine rağmen, cesaret edip yuvalarına giremiyorlar.
Van’da ikinci depremle birlikte şartlar çok değişti, durum ağırlaştı.
Vanlılar, Türkiye’nin dört bir yanından tanıdıkları kim varsa arayıp çadır için adeta yalvarıyorlar. Ağır kış şartlarında “çadır” doğru çözüm olmamasına rağmen, hiç yoktan bir çadırla bile, onlar kendilerini kısa vadede ve geçici çözüme kavuşmuş sayıyorlar.
Şimdi en büyük problem barınma ihtiyacı.
Van’da afet evi, kışlık çadır, kışlık giysi, bot ve gıda ihtiyacı devam ediyor.
Van Valisi Münir Karaloğlu, 500 bin nüfuslu Van’dan 250 bin depremzedenin şehri terk ettiğini açıkladı.
Sahil kentlerinde çeşitli devlet kuruluşlarına ait sosyal tesisler, oteller, Türkiye’nin bütün bölgelerinden kamuya ait bazı mekânlar Vanlı depremzedelere açıldı.
Depremzedelerin bir kısmı da Türkiye’nin çeşitli vilayetlerindeki akrabalarına sığınmış bulunuyor.
Kurban Bayramını Van depremzedeleri ile geçiren Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Av. Mehmet Cengiz’in notları şöyleydi:
“Deniz Feneri Derneği olarak Erciş’te 150 adet afet konutunu 15 gün içerisinde kurduk, evlerin içine eşyalarını yerleştirdik ve bayram süresi içerisinde 100'e yakın evi, yetim çocuklar, yaşlılar, hastalar, depremde yaralananlar, yeni doğum yapmış aileler ile Erciş’te görev yapacak öğretmenler ve sağlık mensuplarına tahsis ettik.
Evlerin her birisine müstakil elektrik bağlantısı kuruldu ve her eve elektrikli soba kuruldu. Misafir ailelerimiz inşaAllah bu kışı küçük de olsa sıcak bir ortamda Deniz Feneri Afet evlerinde geçirecekler.
Soğuk kış şartlarında yeni doğmuş bebeklerin, yaşlıların ve hastaların çadırlarda yazı getirmeleri imkânsız görünüyor. Kısa vadede çözüm hiç şüphesiz prefabrik afet konutları. Yardımların buna yönelmesi çok elzem ve çok acil.”
Vanlı kardeşlerimiz için birinci depremde sergilediğimiz kardeşlik örneğini yeniden ortaya koymamız lazım. Kaloriferli evde oturanlarımız ev ortamında biraz kalın giysiler giyip kombinin ayarını düşürebiliriz. Tasarruf edeceğimiz yakıt parasını Vanlı depremzedeler için gönderelim.
Van’da akrabası olanlar, evlerinin durumuna göre misafir kabul edebilirler.
İmkânı olanlar, gazeteci Ahmet Tezcan’ın öncülüğünü yaptığı ve Kanal 7’den Erhan Çelik’in duyurusunda önemli rol aldığı “evim evindir Van” kampanyasına katılıp boş bir dairesini Vanlı bir depremzedeye tahsis edebilir.
Bu yılın en şiddetli kışı Van’da yaşanıyor. Onların bir nebze olsun ısınmaları, çocukların üşümemesi, donmaması, hastalanmaması için kardeşliğimizi hatırlamalı, elimizi taşın altına sokmalıyız.
Kardeşlerimizin acil barınma ve gıda ihtiyacı devam ederken bizim ısınmamız ve doymamız ağır bir mesuliyettir.
Şimdi Van için kardeşlik zamanı.