Emekli Generaller, Muvazzaf Albaylar…

xxx444

Farkında olmalısınız, Ergenekon Operasyonu'nda her yeni dalga bir öncekini aşıyor.

Öyle ki, son gözaltılar "Ergenekon'da Tsunami" diye tanımlandı.

Devlet kurumları, 'Darbeci Ergenekon' yapılanmasının üzerine kararlılıkla gidiyor.

Bu hayati süreç, giderek çok daha ileri/çok daha sarsıcı boyutlara ulaşacaktır.

***

Son operasyonda bir dönem devletin tepesinde yer almış, özellikle de 28 Şubat sürecinde öne çıkmış kimi simaların gözaltına alınması fevkalade çarpıcı bir gelişmedir.

Bu bağlamda bir başka temel husus ise 3 emekli orgeneralin yanı sıra 4 muvazzaf albayın, 1 yüzbaşının gözaltına alınmış olmasıdır.

Çok önemli bir kilometre taşıdır, bu…

Ergenekon'a kol kanat geren çevrelerin "Ne yani, emekli askerler mi darbe yapacaktı?" sorusuyla öne çıkan "operasyonu küçümsemeye, lekelemeye yönelik" tezvirat şu son gelişmeyle iyice boşa çıkmış oluyor.

Ergenekon Operasyonu'nun devamı genişleyerek gelecek; dolayısıyla soruşturmanın başka muvazzaf subaylara da ulaşabileceğini öngörmek zor değildir.

Daha önce -birisi Sarıkız/Ayışığı muhtıra girişimlerine öncülük etmiş iki eski kuvvet komutanının tutuklanmış olmasının yanı sıra, şimdi üç emekli orgeneralle birlikte kimi muvazzaf askerlerin gözaltına alınması sürecinin TSK'dan bağımsız biçimde ilerlemesi söz konusu dahi olamaz.

Hal böyle iken, başta medyadakiler olmak üzere Ergenekon destekçisi kimi çevreler dün Ankara'da yaşanan "Ergenekon Trafiği"ni kamuoyunu yanıltabilmek amacıyla "Kriz" ve "Askerde rahatsızlık" diye sunmaya çabaladılar.

O cenahtakiler, -Ergenekon sürecini baltalayabilmek uğruna- hadiseyi kasten böyle sunuyorlar ama netice alma şansları yok.

Genelkurmay Başkanlığı'ndan dün yapılan yazılı açıklamada, son göz altılarla ilgili görüşlerin Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na aktarıldığından söz ediliyordu.

Org. Başbuğ'un peş peşe Erdoğan ve Gül'le yaptığı görüşmeleri doğru okumak gerekir.

Mesela, daha önce iki emekli kuvvet komutanına cezaevinde "TSK adına yapılan" ziyaret yanlış yorumlanmıştı.

O açıklamada yer alan "TSK'nın yargıya olan saygısı ve güveni tamdır" ifadesini de buraya not edelim.

(Hatırlayınız, kapatma davası sürecinde Başbuğ-Paksüt görüşmesinin basına yansımasından sonra yapılan ve "peşin hüküm içeren" değerlendirmelerin tamamı AK Parti'nin kapatılmamasıyla birlikte çöpe gidivermişti.)

***

Ergenekon Operasyonu'nu kasten "siyasi hesaplaşma" veya "gündem değiştirme" bağlamında yorumlayanlar, darbeci yapılanmanın üzerine topyekun bir operasyonla kararlı bir biçimde gidiliyor olmasından dolayı müthiş bir rahatsızlık duyuyorlar.

"Emekli orgeneralinden eski YÖK Başkanına kadar her muhalif düşünceyi gözaltına alırsanız hukukun otoritesi kalmaz" türünden yaklaşımlar da gözbağcıdır.

Yıllar yılı Statüko'yu oluşturan "Washington Eksenli Gizli Devlet" yapılanmasının inşa ettiği "derin örgüt"ün üzerine gidiliyor. Hadise budur.

Ergenekon'un temel kurumlar başta olmak üzere birçok farklı yapıda geniş bir örgütlenme ağı içinde kurgulandığı açıktır.

"Bu kadarı da fazla, bu adamda mı darbeci yani?" diye dudak bükerek patronlarının hesabına "karartmaca" oyununa destek atanlar da yanılmaya/kaybetmeye mahkumdur.

Her bir şok dalga, derin karanlık bağlantıları ortaya çıkarmaya yarayacaktır. Ergenekon, epeyce uzun ve öğretici bir süreç olacaktır; "Büyük Resim"in tamamlanmasına kadar da gidecektir.