Her gün nerdeyse haberlerini aldığımız bazı isimler oluyor. Bu kişiler dünya gündeminden düşmüyorlar. Bunlardan biri de kuşkusuz Elon Musk’tır. Onun hayat hikayesini birkaç sayfa ile anlatabilir miyim? Zor ama deneyelim.
Biliyorsunuz çizgi romanlarda geçen karakterler gerçek değildir. Genelde abartılı tiplerdir. Gerçek hayatta böyle biri olabilir mi? İşte Elon Musk böyle bir karakter sayılabilir. Yaşayan Tony Stark diyebiliriz. Musk'ın Mars'ı kolonileştirme, elektrikli ama sürücüsüz arabalar yapma, yeni bir seyahat aracı olarak Hyperloop gibi enteresan fikirleri ve projeleri mevcut. Bunlardan bir kısmını da hayata geçirmiş durumda.
Gündemde çok kaldığı için en önemli projesi Space X roketleri diyebiliriz. Bu roketlerin birinci fazını belli bir yükseklikten dünyaya döndürüyor ve üç ayağı üzerine indirip, tamir edip, bir sonraki fırlatmada kullanıyor. Bunun için fırlatma endüstrisinde devrim yaptı. Maliyetleri çok düşürdü.
Amerika mekik programını 2011 yılında iptal etmişti. Bu sebeple Amerika ISS (Uluslararası Uzay İstasyonu)'na kendisi gidebiliyor ancak dönüşü Rusların Soyuz aracıyla yapabiliyordu. Elon Musk, 2020 yılında bu bağımlılığı ortadan kaldırdı. Dragon Crew uzay aracı sayesinde artık gidip gelebiliyorlar.
Elon Reeve Musk, Güney Afrika'da 28 Haziran 1971'de doğmuş. Pretoria şehrinde büyümüş. İsmini büyük dedesi John Elon Haldeman’dan almış.
Elon Musk, çocukluğunda bu tür çizgi roman karakterlerini çok okumuş. Bu karakterler biliyorsunuz dünyayı kurtarmaya çalışır. Elon Musk ta Mars projesi ile bunu yapmaya çalışıyor. Dünya bir şekilde yaşanmaz hale gelirse (ki bir gün olacak) Mars ve diğer yaşanabilir gezegenlere gitmek gibi bir fikrimizin olması gerektiğini savunuyor. Çalışmalarını da bu minvalde sürdürüyor.
Ebeveyni *Maye* ve *Errol Musk*. Annesini bazen basında görürüz ve biliriz ama babasından çok bahsedilmez. Annesi bir model ve bu yaşta halâ modelliğe devam ediyor. Babası bir pilot, gemici ve mühendis. Babası hakkında çok konuşmuyor. Söylediği birkaç cümleden babasından hazzetmediği ve O’nun hayatını zehir ettiği anlaşılıyor. Hatta çocuklarını Errol Musk ile görüştürmüyor.
Elon'un iki kardeşi var. Erkek kardeşi Kimbal ve kız kardeşi Tosca. Girişim yaptığı şirketlerin bir yatırımcısı da kardeşi Kimbal.
Elon daha çocukluğunda sorduğu sorularla kendini farkettirmiş. Konsantre olduğunda gözü birşey görmez, çevresindekileri duymazmış bile. Bu yüzden sağır olduğu düşünülmüş.
Daha 10 yaşında iken anne ve babası boşanıyor. Elon bir müddet babasının yanında yaşıyor. Kitap okumayı ve uzayı çok seviyor. İyi bir çocukluk yaşadığını düşünmüyor. Gittiği okullardan da memnun kalmamış. O yaşta nerdeyse bütün çocuklar sporu sever ama O, sevmeyen biri. Bilgisayarları, bilimkurguyu ve okumayı çok seviyor. Daha çocukken kütüphanedeki *Britannica* ansiklopedisini baştan sona okumuş. Meraklı olduğu kesin. Bir keresinde "Roket bilimini öğrenmek 2 yılımı aldı" demişti. Şimdilerde ona *Rocket Man* diyorlar.
İlk bilgisayar ile tanışması 10 yaşında iken oluyor. Parasını biriktirip *Commodore VIC-20* alıyor. Daha o dönemde kodlamayı öğrenmiş. Hatta roketlere de ilgi duyuyor. O dönemde kuzenleri ve kardeşi ile kendi roketini ve kimyasal patlayıcı yapmış. "Çok şanslıyım, parmaklarımı kaybetmedim" diyor. Bu tür deneyler yapanların çokça karşılaştıkları problem parmaklarını kaybetmeleri oluyor. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi astronom bir arkadaşın oğlu bir deney sırasında 17 yaşında bırakın parmaklarını, iki elini de kaybetmişti.
Elon, 12 yaşında *Blastar* uzay temalı video oyununu geliştirmiş. 1984'te bunu 500 dolara PC and Office Teknoloji dergisine satıyor. Video oyunlarına olan tutkusu bir iş fikrine dönüşüyor. Atari salonu açmak istiyorlar ama yaşları 18'den küçük olduğu için kuzenleri ile yapıyorlar.
Elon, Güney Afrika'da kalmak istememiş. Nihai amacı Amerika'ya gitmek. Ancak ilk etapta annesinin memleketine gidiyor, yani Kanada’ya. Oranın vatandaşlığını alıyor. Yaşı 17.
Haziran 1988'te Kuzey Amerika'ya gitmiş. Saatlik ücret ödeyen çeşitli işlerde çalışmış.
Güney Afrika'yı terk etmek istemesinin esas nedeni askerlik yapmak istememesi. Arka plandaki esas neden ise ülkede ırk ayrımının (Apartheid) olması. Biliyorsunuz bu durum 1994'te bitti. Nelson Mandela’yı hayırla yad etmek lazım.
1989'da Ontario'daki *Queen's* Üniversitesinde okumaya başlıyor. O dönemde para kazanmak için kardeşi ile bilgisayar işi yapıyorlar. Tanıştıkları *Bank of Nova Scotia*'nın üst düzey yöneticisi sayesinde hayatları değişiyor.
1992'de Amerika'ya geçmeyi başarıyor. University of Pennsylvania bir burs vermiş. Lisansını fizikten almış ancak bu üniversitede iktisat okuyor. Okuduğu okul *Wharton School of Business*. 1994 yazında kardeşi ile bir *BMW 320i* alıyorlar ve batı sahillerini gezmeye gidiyorlar. İlerde Kalifornia'ya gitmeyi kafaya bu noktadan sonra koyuyor.
Ard arda iki yaz Kalifornia'ya gidiyor. Doktorasını ise Stanford Üniversitesi Fizik'te yapmak istiyor. Tam o zamanlar online şirketlerin çıktığı bir dönem. İnternet üzerinden iş yapmaya bu dönemde başlamış. Teknolojik gelişmeler onun doktora yapmasını engellemiş.
1995'te *Zip2* firmasını kuruyorlar. Burda yaptıkları iş telefon rehberini online haline getirmek. Böylelikle sarı sayfalar artık fiziksel olarak değil, online olarak erişilebilir hale geliyor. O yıllarda firmalar neden internette olmaları gerektiği konusunda çekingen davranıyorlarmış. Bu algıyı kırıyorlar.
Kodlama işinde çok yetenekli olduğu kesin. Ayrıca Zip2 firmasında iş adına çok tecrübe kazanıyor. Zip2'ye rakip olarak çıkan *CitySearch* firması ile birleşme kararı alıyorlar. Birçok mücadeleden sonra birleşemeden ayrılıyorlar.
Şubat 1999'da *Compaq* firması Zip2'ye 307 milyon dolar teklif ediyor. Daha genç yaşta iken Zip2'nin satılması onu Silikon Vadisinde bir yerlere koyuyor.
Bu yaşta aldığı ve keyifle kullandığı *McLaren F1 araba* ilerde araba fikrini de oluşturacak.
Bankacılık konusunda ise *Nova Scotia* bankasındaki tecrübesi O’na çok şey katmış. Dijital bankacılık fikri de burda doğuyor.
Zip2'den sonra online bankacılık *X.com* firmasını kuruyor. Bunu 1999 Şükran gününde (thanksgiving) hayata geçiriyor. Sonradan Peter Thiel'in *Confinity* firması ve X.com birleşiyor ve *PayPal* firması oluyorlar.
Burda da şirketi yönetme felsefesi konusunda sorunlar yaşıyorlar. Elon, Microsoft platformları taraftarı, Thiel ise Unix taraftarı. Bir zaman sonra X.com'dan ayrılıyor. Paypal 2001 sonunda yılda 240 milyon dolar gelir yapan bir firma konumunda.
2002'de yollar *e-Bay* ile kesişiyor.
Elon Musk, çalışmayı çok seven biri. Günde 20 saat çalıştığı, ofiste uyuduğu dönemler olmuş. Hayır duymayı sevmeyen biri. Bu ilk eşi Justine için de geçerli. Onunla Ontario'da tanışıyorlar ve 2000 yılının Ocak ayında evleniyorlar. Ayrıca adamın gençliğinden beri bir CEO olma hayali var.
İlk çocukları *Nevada Alexander*, 2000 doğumlu. Daha 10 haftalık iken ölüyor. Paypal ve e-Bay birlikteliği tam o günlerde açıklanmış.
2004'te ikizler (Griffin ve Xavier) doğuyor. 2006'da da üçüzleri oluyor (Damian, Saxon, ve Kai). Adamın çok çalışması aile ilişkisine zarar veriyor ve 5 çocukları olmasına rağmen 2008'de ayrılıyorlar.
2010'da bir artistle evleniyor. Talulah Riley. Bu evlilikte iş yoğunluğundan kısa sürmüş. 2 yıl.
Elon'un bu hayatı *Marie Claire* gibi dergilerde çok görülüyor. Adamın kadınları anlamadığı kesin. Haftada size 10 saat vereyim gibi bir teklif sunuyor. Onun için herşey mekanik birşey, duygusal değil.
2002'de PayPal satılınca Elon, Los Angeles'a taşınmış. Burda kendini başka bir sektöre atıyor. Roketlerle ilgileniyor ve Mars'a insan götürmeyi kafaya koyuyor.
*Wired* dergisinde Mars ile ilgili planlarını açıklıyor. O dönemde NASA'nın böyle bir planı yok. Hatta Mars topluluğuna 5000 dolar vermiş. Sonradan bu derneğin başkanı oluyor. Rusyaya eski ICBM balistik füzeleri almak için birkaç defa gidiyor. Başaramıyor. Onu oyalıyorlar veya çok para istiyorlar.
Roketleri kendi yapmaya karar veriyor. Kısa sürede de bu işi öğreniyor.
2002 yılında Space Exploration Technologies Corporation yani Space X firmasını kurmuş. Burdaki X ile JAXA'daki X aynı, Exploration: keşif demek.
İlk amacı ticari seyahatleri yapabilen roketler yapmak. Şu andaki fabrika *Hawthorne* diye bir yerde. Los Angeles (LAX) havaalanına 5 mil uzakta. Metropolitan Los Angeles içinde kalıyor. Roket testleri için ise Teksas'ta bir yer ayarlamış.
*Star Wars* filminden esinlenerek ilk roketine *Falcon 1* demiş. Şu anda kullandığı roket ise Falcon 9. Bizim Türksat 6A uydumuzu yörüngeye taşıyacak olan roket te bu. Elon'un en başında düşündüğü şey yeniden kullanılabilir roketler yapmak. Bunu şu an başardı. Sektörde fırlatma maliyetlerini epey azalttı. Game changer olmak böyle birşey.
Birinci fazın roket motorları *Merlin* isminde, ikinci fazın ise *Kestrel*. Roket yapıldıktan sonra Los Angeles'tan Teksas McGregor şehrine U-haul ile gidiyor. Buna *Texas Cattle Haul* diyorlar (büyükbaş hayvan taşımacılığı). Roket kalınlığını da yollarda tırlarla taşınabilecek şekilde seçmiş.
İlk roketini Washington DC'de 2003 yılında sergilemişti. Sonra Falcon 5 roketini yaptı. Burdaki rakamlar motor sayısını gösteriyor. Falcon 9’da 9 motor var yani.
2000 yılında eşi *Justine* ile Brezilya ve Güney Afrika'ya gezmeye gittiklerinde *Elon* malaria virüsünü kapıyor. Bu yüzden nerdeyse ölme noktasına geliyor ama kurtuluyor. Ne zaman tatil yapsa kötü şeyler olmuş. Burdan çıkardığı ders: *Tatil yapmayın, tatil sizi öldürür*.
Falcon 1 testi için Kalifornia'da bulunan askeri fırlatma üssü *Vanderburg Space Port*'u kullanmak istiyor. 7 milyon dolar harcamasına rağmen sorun çıkarıyorlar ve testi yapamıyor. Hayatta başarmak için önünüze çok engel çıkacak. Yılmayın, vazgeçmeyin.
Marşal adalarında bir yer yapıyorlar ve test başarısız oluyor. İkinci denemesi de başarısız olmuş. Burda 100 milyon dolar daha kendi parasını yatırıyor. 2008'de nerdeyse paraları tükeniyor ama pes etmiyor. O yıl NASA'dan bir kontratı kapıyor.
2010 Haziran 4'te Falcon 9 başarılı bir uçuş yapıyor. Dragon kapsülünü astronotları ISS'e götürmek için tasarlıyor ve yapıyor. 2012'de ISS'e bu kapsül başarılı bir şekilde kargo götürüyor. 2017 yılında astronotları götürecekti ancak proje 2020 Nisan'ında başarıldı.
Birinci faz roketi 3 ayağı üzerine indirmek için çok denemeler yaptı, kazalar oldu ve çok para kaybetti ancak vazgeçmedi. 8 Nisan 2016'da Florida'da bu işi başardı. Bu beşinci deneme idi. Ancak aynı yıl Eylül 1'de Falcon 9 bir test sırasında patladı.
2016 yılında Mars projesini açıkladı. Saturn V roketinden daha büyük bir roket yapacağını söyledi. 100 kişiyi taşıyacaktı bu roket. 4 adımlı bir planı vardı ve Mars’a 1 milyon insanı götürmeyi düşünüyordu.
Nikola Tesla hayatında elektrik sistemleri üzerine çalışmıştır ama arabaları bilmezdi. Elon Musk, Onun elektrik sistemlerine katkısından dolayı soyadını kullanarak 2003 yılında Tesla Motors’u kuruyor ve 6.5 milyon dolar yatırıyor. Elon Musk zaten araba aşığı bir adamdı. Büyük ortak olduğu için Tesla'nın başkanı oluyor. Elektrikli arabalar gaz ile çalışan araçlara göre çok kısa sürede hızlanabiliyorlardı.
İlk araba *Tesla Roadster* elektrikli bir araba idi. 2006'da hazır etti. İlk modelleri çıkmaya başlayınca yatırımcılardan ilgi gördü. 2400'den fazla aracı da aracıları kullanmadan direk müşterilere sattı. 2008'de finansal kriz yaşadı. İki şirket arasında kaldı. Space X’e mi yatırım yapayım, Tesla Motors’a mı? Bugün ikisinin de ayakta kaldığını görüyoruz.
Tesla çıktığında en büyük problemlerden biri şarj istasyonları oldu. Genelde bunu arabayı alanın evine kurabilir bir istasyon ile çözdüler. Ülkenin bazı noktalarına da hızlı şarj eden istasyonlar yaptılar.
Tesla sonradan 2009'da Model S'i çıkardı. Tesla birşeyler geliştirdikçe Toyota, Daimler gibi başka otomobil firmaları da buraya yatırım yapmaya başladı.
2012 yılında Model X ortaya çıktı. SUV tipi araçtı bu. 2016 yılında bir kazaya karışınca otopilot özelliği sorgulandı.
Elon Musk'ın uzay projeleri çocukluk yaşta oluşmuştu. Dünyayı kurtarmak istiyordu. İnsanoğlu uzun dönemde iklimi değiştirip dünyayı mahvedebilir ve dünya yaşanmaz hale gelirse bir gezegene gitmemiz gerekebilir düşüncesindeydi. Elektrikli araç üreticisi Tesla Motor şirketi ile karbon emisyonunu azaltmayı amaçladı.
Elon Musk'ın projeleri başarıya ulaştıkça başka projelere de el attı. Güneş Enerjisi (SolarCity) projesi ve Tünel Projesi bunlardan ikisidir.
2013 yılında seyahat sistemini değiştirecek bir fikri ortaya attı. *Hyperloop* projesi. Uçuş veya sürüşe alternatif birşey olmalı idi. Ayrıca daha güvenli, daha hızlı ve daha ucuz olmalıydı. Bir tüp tasarladı ve yarışma açtı. Bu tüp saatte 760 mil (1223 km) gidecekti.
Elon Musk'ın kuzenleri Elon'un desteği ile SolarCity projesini 2006'da başlattılar. Bu şirket evlere ve işyerlerine güneş paneli kurup enerji ihtiyacını gidermek üzere kuruldu. Bugün için Elon Musk bu şirketin de başkanı olarak görev yapıyor.
2016 yılında Tesla Motors ile SolarCity birleştiler.
Trump, 2016 sonunda seçildiğinde O’nu eleştirmişti ama sonradan onun danışmanı oldu. Bundan dolayı eleştirildi. Zaten 1 yıl kadar sonra Trump Paris Anlaşmasından çekildiğini söyleyince bu pozisyondan istifa etti.
Elon Musk, 2017 yılında bir müzisyen olan Claire Boucher ile evlenmiş ve 2020 yılında bir oğlu olmuştur. Çocuğun ismini *X Æ A-Xii* koymuşlar. Bu garip isimden dolayı da kamuoyunda epey tartışılmıştır.
Elon Musk, yapay zeka konusunu baştan beri biliyordu. Bazı saçma açıklamaları olsa da sonradan *Open AI* firmasının kurucu ortaklarından oldu. Şu an yapay zeka araştırmalarını ve gelişmelerini daha erişilebilir hale getirmek ve toplumla paylaşmak üzere hareket etmekte.
Elon Musk, para harcamayı seven biri. Lüx şeylere düşkünlüğü var. Öldüğünde mal varlığının %50'sinin bağışlanması için de girişimi var. *Musk vakfı*nı da kurmuş durumda. Özetle dünya daha iyi bir yer olsun diye çalışan biri.
Sosyal medya üzerinde de 100 milyon üzerinde takipçisi var. Birçok dergiye demeç veriyor, konferanslara gidiyor ve TV showlara çıkıyor. Elon Musk, çalışmayı çok seven biri. Günde 20 saat çalıştığı, ofiste uyuduğu dönemler olmuş.
Elon'un en büyük özelliği bana göre işi bilenleri işe alması ve onları serbest bırakması. (Hire the best, forget the rest). Beklentileri yüksek zor bir patron olarak ta biliniyor.
Gençliğinde finansal olarak çok zorluklar yaşamış. Ama fikirlerinden, çalışmalarından vazgeçmemiş. Bugün için dünyanın en zengin insanlarından biri.
Onu böylece 5.5 sayfada anlatabildim. O kadar da olsun, değil mi?