Elbet sefil olursa kadın alçalır beşer

Bilgin ERDOĞAN

Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer

“ O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda, hangi suçtan dolayı öldürüldükleri” ( Tekvir:8-9)

Allah resulü (sav) döneminde cahiliye pagan toplumu vahyin dilinde kötü bir toplum olmaya misal teşkil eder. O insanlara böyle bir zillet damgası vurulmasının temel sebeplerinden birisi kadına olan tutumlarıdır. Kadına olan tutum bir bireyi veya toplumu yükselten ve alçaltan değere sahiptir. Medenilik veya bedevilik kadına olan tutumla yakından ilgilidir.

 

İşte yukardaki ayette, Kureyş kabilesinin kız çocuklarına yaptığı diri diri öldürme vahşeti, Rahmanın kitabının dilinde ebedileşiyor ki bu kötü misal üzerinden vahye muhatap olan ve onu takip eden Hak yolcuları kıyamete kadar bu vahşetten ibret alsınlar ve yaşadıkları çağın kadın ve çocuk istismarcılarının karşısında yılmaz bir savaşçı olup mücahade etsinler.

 

Şurası bir gerçek ki Kur’an ancak tedebbür edilerek okunduğu zaman sadra şifa olacaktır. Zira bu âyet bana ne diyor? sorusunu sormadan ve cevabını bulmadan vahiy okunmuş olmaz. Şayet Tekvir Sûresi’ndeki “Bu kızlar hangi suçundan dolayı öldürüldü” âyetini biz hayatın bizzat içinde aramıyorsak, bu âyet camilerin soğuk köşelerinde, hafızların ezberinde ve tarihin tozlu sayfalarında tutuklu kalır.

Oysa bu âyet tedebbür edilirse, o dem bu âyet insan yüreğinde bir feryada dönüşecek ve bu haykırış organ mafyalarının içinde, mektep önlerindeki fuhuş mafyasında, Nataşa pazarlarında, kanlı kürtaj masalarında aranacak ve vahyin diriltici soluğu hayatın her sahasında şifa oluverecektir. O dem her hafız bir muhafız kesilecek ve belki de asr-ı saadet tekrar gelecektir…

Cahiliye döneminde nasıl bir uygulama vardı? Birincisi bazı kabileler çocuklarını kuyuya yakın yerlerde doğuruyorlar şayet kız olursa kuyuya atıp onları ölüme mahkum ediyorlardı..Bazılarıysa çocuklar 6 yaşlarına gelince onları giydirip suluyorlar ve akraba ziyareti yapar gibi gidiyorlar ve çocuklarını diri diri toprağa gömüyorlardı…

Bunu yapan kabilelerin hepsi değildi kuşkusuz. Bahriye Üçok bir dönemler bir argüman ortaya atmıştı… O böyle bir uygulamanın olmadığını ifade ediyordu. Zira ona göre böyle bir durumda erkek nüfusu kadın nüfusuna oranla daha fazla olur o zaman ve polığamı yani çok eşle evlilik dediğimiz uygulama polijini olarak değil poliandri olarak görülürdü. Yani bir erkek çok kadınla değil bir kadın çok erkekle evleniyor olurdu gibi bir argüman ortaya atmıştı..
Lakin bu iddia doğru değil zira hem tarihi veriler hemde Kur’an bunun tersini söylüyor. Ancak bunu yapan sadece bazı kabileler.. Mesela bu uygulamayı yapan kabilelerden biri Kureyş kabilesidir…

Yine Nahl:16:57-59 ve Zühruf : 43:15-20 ayetlerinde kız çocukları müjdelendiğinde öfkeden çatlayacak duruma gelirlerdi diyerek vahiy bu konuya temas eder.Bu durum sadece Mekke döneminde değil Firavun döneminde de erkek çocuklarına yönelik uygulanmıştı..

Peki Mekkeliler niçin bunu yapıyorlardı ? Bunu yapmalarının nedeni çarpık bir namus algısıydı… Yani maddi durumdan dolayı zor duruma düşer ve o dönemin fuhuş mafyasında onurlarını kaybederler endişesiyle böyle bir zulmü irtikap ediyorlardı.


Bugün bazı ateistler diyorlar ki bu bir yalandır cahiliye dönemini karalamak için iftiradır…Bir canlı yavrusundan asla vazgeçmez..Oysa ki bugün dahi cahiliye tasavvuruna sahip insanlar vardır..Aslında vahyin 610 lu yıllarda vahyin dilinde ölümsüzleştirdiği bu sorun tüm insanlık için temel sorun niteliğindedir.Mesela kürtaj yaşadığımız dünyanın en büyük sorunudur..

 

Dünyada ve Türkiyede bu sorun alıp başını gitmiştir.. Oysa ki hiç bir şekilde bir çocuğun belli bir süreden sonra anne rahminden aldırılması caiz olmaz.. 1980 yılından bu yana yaklaşık 1 milyar 350 milyon insan kürtaj olmuş.. Sadece Amerikada bir günde 2500 kişi ortalama kürtaj oluyor. Kürtaj yani anne rahminde öldürülme.. Bu bir insanlık sorunudur. Birgün içinde yaklaşık dünyada 75 bin bebe anne rahminde katledildilmektedir.

 

Bu ayet aynı zamanda kadına bakışıda yeniden değerlendirmemiz gerektiğini ifade ediyor.Bugünün dünyasında resmi tespitlere göre 40 milyon kadın fuhuş sektörünün elinde yaşıyor. Seks endüstrisi yaklaşık 58 milyar dolar bütçeye sahip. Amerikada %2.4 fahişe cinayet yoluyla yaşamını yitiriyor. Fuhuş sektörüne giren kadınların ortalama yaşı14. Bu şekilde fuhuş irtikap edenlerinse yaklaşık yarısı HIV virüsü taşıyor.

 

Yüzbinlerce çocuk yaşta kızların kahpe erkeklerin elinde sermaye edildiği bir dünyada hangi kadının hangi hakkından ve insan haklarından ve dahi eşitlikten bahsedebiriz? Reklamlarda dahi sektörel çıkarları için kadının cinsel cazibesinden faydalanmaya kalkan sermayedarların ve onların hakim olduğu piyasa ekonomisinin çağdaş Karunları’nın İslam’ın yüksek ahlakına dil uzatabilme hakları var mı?

 

Genelevlerden kazandığı paraları gayrimenkule dönüştürerek ailesinden kalan gayrimenkul sayısını arttıran Ermeni kökenli Manukyan’ın 6 kez vergi rekortmeni olduğu Türkiye’de kadın haklarının müdafiisi Kemalist bir kısım demogogların bu hal neyin nesi sorgulamasını yapmaları gerekmez miydi? Kadının anneliğini ve kişiliğini önceleyen İslam tasavvuruna çağ dışı demeleri yerine yaşadıkları çağın tablosuna ve cemiyetlerine bakarak insanlık dışı bir dünyada yaşıyoruz demeleri daha adil ve insaflı bir söylem olmaz mı?

 

Cahiliyede kız çocukları çarpık bir namus algısından dolayı diri diri gömülüyordu. Çarpık namus algısı ile bugün ise genç kızlar namus davası adına özellikle Doğu toplumlarında katledilmektedir. Kur’an kadına olan saygıyı ve hakkı vahyin muhataplarının nazarına verirken Kur’ana iman ettiğini söyleyen müslüman toplumlar kadın haklarını adeta ayaklar altına almaktadırlar. Bir adamla bir kadın ahlaki sınırları aşarak nispeten kamu ortamında samimi olsalar onlara karşı kıyameti koparan kitleler bir başka adamın kadını sokaka ortasında tekme tokat dövmesine aile içi meseledir diyerek sessiz kalabiliyorlar. Sanırım bu noktada da kadına yönelik saygı konusunda çarpık bir tasavvur söz konusudur. Bir bebek öldürülse bunu yapana haklı olarak cani ve zalim muamesi yaparız lakin binlerce bebek kürtaj ile anne rahminde katlediliyor ve bizler sessiz kalıyoruz. Burda ise eksik bir algı kayması söz konusudur.

 

Cenap Şahabettin, isabetle der ki : “Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.