Birleşmiş Milletler (BM) bir Türk diplomatı Pakistan'a yardım kampanyasının koordinasyonuyla görevlendirdi. Daha önce Türkiye'yi İslamabad'ta temsil etmiş Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı Büyükelçi Engin Soysal bu görevi üstlendi.
Yazdığım herkesin malumu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le New York'tayken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun "Yazmayın, ama..." diye başlayıp vazgeçtiği bir cümleden böyle bir gelişme olabileceğini öğrenmiştik. İçimizden biri (Murat Yetkin) "Daha önce aynı yerde görev yapmış bir diplomat söz konusu değil mi?" sorusuyla gelişmeden haberdar olduğunu da belli etmişti.
Pek bilinmeyen bir gerçeği ben yazayım: O göreve bir Türk diplomatın getirilmesini Pakistan istedi. Ülkenin dışişleri bakanı İslamabad'tan tanıdığı Engin Soysal'ın adını vererek "Bu göreve biz onu istiyoruz" dedi...
Konu Pakistan olduğunda Türkiye'yle yakınlığı sergileyen bir tavsiye hiç de yadırgatıcı gelmiyor, değil mi? Öyleyse dün bazı manşetleri işgal eden Associated Press (AP) menşeli "El-Kaide kampında Türk F-16 pilotu" haberini nasıl yorumlamak gerekecek? Ajans muhabirine Pakistan istihbarat örgütünden (ISI) biri duyurmuş haberi...
Olabilir mi? Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yetişmiş bir F-16 pilotu El-Kaide militanlarını eğitir mi?
Teorik olarak "Eğitir" denilse bile pratikte bunun olması hiç mümkün görünmüyor. Bırakın askeri okulları, bizdeki sivil eğitimden geçmiş birinin 'El-Kaideci' olması bile çok zor. Bu sebepledir ki, şiddete bulaşmış her eğilimden örgütler, militan açığını Türkiye dışından karşılıyabiliyor.
Bir başka ISI kaynaklı habere göre de, insansız uçaklarla yeri tespit edilmiş bir terör hücresi bombalanmış ve Almanya'dan gelmiş beş Türk'ün de aralarında bulunduğu bir militan grubu öldürülmüş...
Artık esas sorumu sorabilirim: Bir Türk diplomatını BM'ye ad vererek isteyen Pakistan'da, bir ISI yetkilisi, nasıl oluyor da doğruluğu kuşkulu "El-Kaide kamplarında F-16 pilotu bir Türk var" haberini AP aracılığıyla dünyaya duyuruyor? Bu işte bir gariplik yok mu sizce?
Eğer Watergate Skandalı'nı ortaya çıkartan gazeteci ikilisinden Bob Woodward'un önceki gün kitapçı raflarında yerini alan 'Obama's War' ('Obama'nın Savaşları') kitabını okuyor olmasaydım, bu soru aklıma gelmeyebilirdi. Woodward kitabının daha ilk bölümünde, ABD Başkanı seçilmiş Barack Obama'ya koltuğuna oturmadan önce verilen istihbarat brifingini anlatırken, yukarıdaki soruya cevap teşkil edecek bilgiler veriyor.
Sadece o konuya değil, yakın zaman önce tartıştığımız "Bizim PKK'lılar Heron'lar yüzünden zor duruma düştü, onları bölgeden çek" diye kendi aralarında tartışan subaylar konusuna da ışık tutuyor Obama'ya anlatılanlar...
Obama'ya ilk brifingini George W. Bush'un bütün istihbarat birimlerinin başına getirdiği deneyimli Mike McConnell veriyor. Koramiral rütbesinden emekli olmuş bir asker McConnell, 65 yaşında. Bush, kendisinin yerine seçilen ve Beyaz Saray'a taşınmak için gün sayan yeni başkana dünya gerçeklerini anlatmak üzere onu Şikago'ya gönderiyor.
"En sorunlu alanlarımız Irak ve Afganistan görünse bile, esas sorunumuz Pakistan'la" diye başlıyor anlatımına McConnell. Konuğun talebi üzerine sadece bir kişiyi yanına almıştır brifing boyunca Obama ve üçlü bir devlet binasının penceresi bile olmayan özel yalıtılmış bir bölümünde konuşmaktadırlar.
Nedir Pakistan'la olan sorun? CIA'den her yıl 2 milyar dolar hibe alan ülkenin istihbarat örgütü ISI bir yandan yardım eder görünürken, bir yandan da El-Kaide ile Taliban'a el altından silâh ve para yardımı yapmaktadır. "Uzun süre ISI ile ilişki yürütenin kalbinin çatlamaması mümkün değil" der McConnell ve ekler: "ISI'nin içinde sanki altı veya yedi farklı kişilik var. CIA bazılarını satın alabildi, fakat S-Başkanlığı diye bilinen bir bölüm Taliban'ı ve terör örgütlerini finanse etmeyi sürdürüyor..."
McConnell'in ağzından insansız uçaklar konusunu da anlatıyor Woodward. Pakistan içindeki El-Kaide kamplarını bombalamak için Hellfire füzesi yüklü Predatorlar (Heron tipi insansız uçaklar, TK) verilmiş Pakistan'a... Ancak sadece dört kez kullanılmış bu uçaklar ve her seferinde de Pakistan istihbaratı harekatı El-Kaide'ye kaçma fırsatını verecek kadar geciktirmeyi bilmiş. McConnell, "ISI'dan bir albay ile Siraj Haqqani adlı bir gerilla komutanı arasında geçen telefon konuşmalarını Başkan Bush'a kendim dinlettim" demiş Obama'ya...