Türkiye'nin dış politikası bazı çevrelerce eksen kayması ile izah edilirken, Mısır'daki olaylar ve ardından muhtemel iktidar değişikliği de aynı çevrelerde eksen kayması endişesini gündeme getirdi.
Peki eksen ve eksen kayması nedir? Yeryüzünde kaç eksen vardır ve bu eksenleri kimler neye göre belirler? Özellikle de ülkelerin bu eksenlerden hangisinde yer alacakları kendi iradeleri ile mi ortaya çıkar?
Hemen belirtelim ki aslında net bir eksen söz konusu değil. Yani eğer yeryüzündeki eksenler siyasi rejimlere göre tasnif ediliyorsa, böyle bir tasnifin geçerliliğinin olmadığını söyleyebiliriz?
Çünkü, başını ABD'nin çektiği demokrasi savunucusu(!) olduğu iddia edilen eksene mensup demokrasi ile ilgisi olmayan pek çok ülke var. Bu ülkelerin bir kısmı mecburiyetten söz konusu eksende yer alırken bazıları da korku belası o safta görünüyorlar. Aslında eksen yerine saf demek belki daha doğru olur. Eskiden eksenleri bir takım askeri ittifaklar oluştururdu. Şimdi de bu ittifaklar söz konusu ama içeriğinin eskiye göre çok değiştiğini söylemek mümkün.
Yine Sovyetler Birliği dağılana, Berlin Duvarı yıkılana kadar belirgin olarak dünya üzerinde iki eksen ya da iki kutup vardı. O günlerde iki kutuplu dünyadan bahsedilirdi. Kutbun biri dağılınca ortaya eksen çıktı.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından genellikle konuşma ve yazılarda dünyanın tek kutuplu hale geldiğinden söz ediliyor. Böylece emperyalist ABD küresel jandarmalığa soyunmuş, dünya üzerindeki gelişmelere tek başına yön verme sevdasına kapılmıştı.
Dünya iki kutulu iken ortaya bir de Avrupa Birliği adı verilen bir oluşum çıktı. Ve bugün 27 üyeye sahip olmasına karşılık yer yüzünde belirleyici özelliklere sahip bir kutup oluşturamadığı gibi geleceği de şüpheli. Buna karşılık Çin başlı başına bir ekonomik güç olarak ortaya çıktı. Bu devletin etrafında bir takım ittifaklar oluşturulsa da bunun yeni bir kutup ya da eksen olduğunu söylemek en azından şimdilik mümkün değil...
Kısacası bugün eskiden olduğu ve anlaşıldığı gibi kutuplardan söz etmek mümkün değil. Ancak, sömürgeci Batı dünyası sosyalizmin çökmesinin ardından tek başına ve düşmansız kalmanın telaşına kapıldı. Bunun ardından Batı dünyasının askeri ittifakı olan NATO hemen yeni bir düşman belirlemenin gayretine girişti. Eğer yeni bir düşman bulup bunu ilan etmemiş olsaydı NATO'nun varlık sebebi kalmamış olacak , kendi kendini feshetmesi gerekecekti. Çünkü iki kutuplu dünyada NATO'ya karşılık Doğunun da Varşova Paktı adı altında askeri bir ittifakı vardı. Sovyetlerin dağılması ile bu askeri ittifakta sona erdi. Ama Batı dünyasının NATO'yu feshetmek gibi bir niyeti yoktu.
Çünkü onlar için icad edilen ve eksen olarak nitelendirilen yeni düşman ya da tehlike İslam'dı. Dikkat edilirse İslam dünyası demiyorum.. Çünkü, İslam ülkelerinin tehlike olarak nitelendirilmesi için yönetimlerinin ve yöneticilerinin yeni bir rejime yönelmeleri gerekiyordu. Özellikle de İran İslam Devrimi bu sömürgeci güçleri ciddi olarak korkutmuştu. İran İslam Devrimi'nin diğer Müslüman ülkeleri etkilemesi ve oralarda tek tek devrimlerin gerçekleşmesi ihtimali ortaya çıkmıştı.
Bu sebeple Tunus'ta yönetim değişikliği ardından da Mısır'da böyle bir yönetim değişikliğinin gündeme gelmesi bazılarını tedirgin etmeye başladı.
Öyle ya Batı'nın güdümünden kurutulacak Müslüman ülkeler kendi aralarında ittifaklar oluşturabilirlerdi. Mısır uzun yıllar İslam Dünyası'nda ortaya çıkma ihtimali yeni olan oluşumları ya dışında kalarak yada içinde görünerek ama ABD ve İngiltere'nin içerideki karakolu görevini üstlenerek daha işin başında başarısız kılma görevini üstlenmişti. Şimdi Mısır'daki olayların eksen kaymasını gündeme getirmesinin ardında bundan sonra Mısır'da iş
başına gelecek yeni yönetimin emperyalizmin maşalığını bırakma endişesidir.
Korkunun sebebi var olan bir eksenin dışında kalmaktan ziyade yeni bir eksenin oluşması ihtimalidir. Bugün için yeni bir eksen ise sadece İslam dünyası tarafından oluşturulabilir. Çünkü, dünün komünist Rusya'sı bile bugün İran'a karşı Füze Kalkanı oluşturma projesinde Amerika ile birlikte hareket etmektedir. Kısacası Türkiye, Tunus ya da Mısır'ın dış politikası değerlendirilirken bir eksen kaymasından söz ediliyorsa bilinmelidir ki bu ülkelerin sömürgecilere karşı yeni bir oluşuma öncülük etme ihtimalidir. Globalleşme, küreselleşme gibi eksen tabirid e dünyayı uyutmaya yönelik bir nitelendirmedir.